- Videolu Rusça Dersler - Meyveler
- Videolu Rusça Dersler - Sebzeler
- Videolu Rusça Dersler - Rus Kiril Alfabesi
- Videolu Rusça Dersler - Mutfak Terimleri
- Videolu Rusça Dersler - Şehir Terimleri
- Videolu Rusça Dersler - Sık Kullanılan Kelimeler
- Videolu Rusça Dersler - Rusça Hayvan Terimleri
- Videolu Rusça Dersler - Günlük Kullanılan Kelimeler
28 Şubat 2010 Pazar
Videolu Rusça Dersler
Videolu Rusça Dersler - Sebzeler
овощи - Sebzeler
брокколи - Brokoli
салат-латук - Kıvırcık
огурец - Salatalık
помидор - Domates
картофель - Patates
морковь - Havuç
лук - Soğan
фасоль - Fasulye
шпинат - Ispanak
Videolu Rusça Dersler - Rus Kiril Alfabesi
Bu video sayesinde harfleri tanıyıp, telafuzunuzu geliştirebilirsiniz.
Daha önceki derslerimizde yazılı olarak gösterdiğimiz harfleri burdan izleyerek daha iyi bir şekilde pekiştirme imkanına sahipsiniz.
Evet videomuzu izleyelim, görelim, öğrenelim…
Videolu Rusça Dersler - Rusça Hayvan Terimleri
Rusça video derslerimizde bu seferki konumuz hayvan terimleri.
Rusça videoları izlerken sanırım türkiyede youtube sitesi kapalı olduğu için küçük bir sorun meydana geliyor ve izlenmiyor. Bunu çözümü oldukça basit. Burda tabiki nasıl çözüleceğini anlatmam ama bir sürü site vasıtası ile izlenebildiğini öğrendim.
Hep beraber rusça hayvanlar terimlerini izleyelim, kavrayalım…
Videolu Rusça Dersler - Günlük Kullanılan Kelimeler
Videolu Rusça Dersler - Günlük Kullanılan Kelimeler
Rusça Videolu Derslerimize bu ilk görüntümüz ile başlıyoruz. Türk insanının görüntülü öğrenme yollarını daha çok benimsediğini göz önünde bulundurarak videolu dersler koymaya karar verdik.
İlk konumuzu günlük konuşulan kelimeler olarak seçtik.Kelimeleri çok güzel yorumlayan rus arkadaşımız ilk önce rusça kelimelerin ağızdan çıkarkenki halini, daha sonra ise normal bir rus nasıl konuşuyorsa o şekilde bizlere sundu.
Şimdi hep beraber izleyelim görelim…
26 Şubat 2010 Cuma
3. SINIF ONLİNE TESTLER
- 10. Sinif Matematik Online Testleri
- 12. Sinif Matematik Online Testleri
- 2. Sınıf Matematik Online Testleri
- 3. Sınıf Matematik Online Testleri
- 4. Sinif Din Kulturu Online Testleri
- 4. Sınıf İngilizce Online Testleri
- 4. Sınıf Matematik Online Testleri
- 4. Sınıf Sosyal Bilgiler Online Testleri
- 5. Sinif Din Kulturu Online Testleri
- 5. Sınıf İngilizce Online Testleri
- 5. Sınıf Matematik Online Testleri
- 5. Sınıf Türkçe Online Testleri
- 6. Sinif Din Kulturu Online Testleri
- 6. Sınıf İngilizce Online Testleri
- 6. Sınıf Matematik Online Testleri
- 7. sınıf matematik online testleri
- 8. Sınıf Din Kültürü Online Testleri
- 8. Sınıf İnkilap Tarihi Online Testleri
- 8. Sinif Matematik Online Testleri
- 8. Sinif Türkçe Online Testleri
- 9. Sınıf Fizik Online Testleri
- 9. Sinif Matematik Online Testleri
- Coğrafya Dersi Online Testleri
25 Şubat 2010 Perşembe
EŞ ANLAMLI ANLAMDAŞ KELİMELER SÖZLÜĞÜ
Abide-anıt
Acayip-garip
Acıma-merhamet
Açıkgöz-kurnaz
Ad-isim
Adale-kas
Adet-tane
Adıl-zamir
Adi-bayağı
Aferin-bravo
Affetmek-bağışlamak
Ahenk-uyum
Akıl-us
Aksi-ters
Al –kırmızı
Alaka –ilgi
Alaz-alev
Alelade-sıradan
Allah-Tanrı
Ama-fakat
Ama-kör
Amaç-erek
Amade-hazır
Amale-işçi
Amel-iş
Ana-anne
Anı-hatıra
Anıt-abide
Aniden-birden
Aniden-ansızın
Anlam-mana
Anlatım-ifade
Ant-yemin
Apse-iltihap
Araç-vasıta
Arıza-bozukluk
Arka-geri
Armağan-hediye
Art-arka
Arzu-istek
Asır-yüzyıl
Asil-soylu
Aş-yemek
Aşırmak-çalmak
Ata-cet
Atak-girişken
Atamak-tayin etmek
Atölye-işlik
Avare-serseri(aylak)
Ayakyolu-hela(WC)
Aylak-serseri
Ayraç-parantez
Ayrıcalık-imtiyaz
Aza-üye
Acemi-toy
Adalet-hak
Aka-büyük
Aleni-açık
Ara-fasıla
Ayakkabı-pabuç
Bağışlamak –affetmek
Bağnaz-yobaz
Bakış-nazar
Barış-sulh
Basımevi-matbaa
Basit-yalın
Başkaldırı-isyan
Başkan-reis
Başkent-başşehir
Başvuru-müracaat
Batı-garp
Bayağı-adi
Bayındır-mamur
Bayındırlık-imar
Baytar-veteriner
Bazen-kimi
Bedava-parasız
Beden-gövde
Beğeni-zevk
Belde-şehir
Belge-vesika
Bellek-hafıza
Bencil-egoist
Benlik-kişilik
Beraber-birlikte
Bereket-bolluk
Berrak-duru
Besin-gıda
Beyanat-demeç
Beyaz-ak
Beygir-at
Beyhude-boşuna
Biçare-zavallı
Biçim-şekil
Bilakis-tersine
Bilgin-alim
Bilgisiz-cahil
Bilhassa-özellikle
Bilim-ilim
Bilgisiz-cahil
Bilinç-şuur
Bina-yapı
Birden-ani
Birdenbire-aniden
Birey-fert
Biricik-tek
Bitki-nebat
Boylam-meridyen
Bozkır-step
Bucak-nahiye
Buğu-buhar
Buhran-bunalım
Buyruk-emir
Büro-ofis (yazıhane)
Bacı-kız kardeş
Baş-kafa
Cahil-bilgisiz
Caka-gösteriş
Camekan-vitrin
Canlı-diri
Cazibe-çekim
Cehalet-bilgisizlik
Celse-oturum
Cenk-savaş
Cenup-güney
Cerahat-irin
Cerrah-operatör
Cesur-yürekli
Cet-ata
Cevap-yanıt
Ceviz-koz
Cılız-sıska
Ciddi-ağırbaşlı
Cihaz-aygıt
Cihet-yön
Cilt-ten
Cimri-pinti
Cimri-hasis
Cin-tür
Civar-yöre
Cömert-eli açık
Cümle-tümce
Cılız-sıska
Ciddi-ağırbaşlı
Cihaz-aygıt
Cihet-yön
Cilt-ten
Cimri-pinti
Cimri-hasis
Cins-tür
Civar-yöre
Cömert-eli açık
Cümle-tümce
Çabuk-acele
Çağ-devir
Çağdaş-modern-uygar
Çağrı-davet
Çayır-davet
Çehre-yüz
Çeşit-tür
Çeviri-tercüme
Çığlık-feryat
Çılgın-deli
Çizelge-cetvel
Çoğunluk-ekseriyet
Çok-fazla
Çamur-balçık
Çare-deva
D
Dahil-iç
Daimi-sürekli
Darbe-vuruş
Dargın-küs
Darılmak-küsmek
Davet-çağrı
Defa-kez
Değer-kıymet
Değerli-kıymetli
Değnek-sopa
Deli-çılgın
Delil-kanıt
Deneme-tecrübe
Denetim-kontrol
Deney-tecrübe
Deprem-zerzele
Dergi-mecmua
Derhal-hemen
Deri-ten
Derslik-sınıf
Devamlı-sürekli
Devinim-hareket
Devir-çağ
Devir-tur
Devre-dönem
Dışalım-ithalat
Dışsatım-ihracat
Diğer-başka
Dil-lisan
Dilbilgisi-gramer
Diri-canlı
Dize-mısra
Doğa-tabiat
Doğal-tabii
Doğu-şark
Doktor-hekim
Donuk-mat
Doruk-zirve
Dönemeç:viraj
Döşek:yatak
Duru:berrak
Durum:vaziyet
Duygu:his
Düş:rüya
Düşünce:fikir
Düzen:seviye
Düzmece:sahte
Düzyazı:nesir
Dilek:istek
Dizi:sıra
Dost:arkadaş
E
Ebat: boyut
Ebedi: sonsuz
Ebeveyn. Ana-baba
Edat: ilgeç
Efe: zeybek
Egoist:bencil
Ehemmiyet:önem
Ek. İlave
Eklem: mafsal
Ekonomi : iktisat
Elbise: giysi
Emir: buyruk
Emniyet: güvenlik
Ender: nadir
Endişe :kaygı
Endüstri:sanayi
Enkaz: yıkıntı
Enlem: paralel
Entari: giysi
Enteresan: ilginç
Erek: amaç
Esas: temel
Eser: yapıt
Esir: tutsak
Etki: tesir
Etraf: çevre
Evvel: önce
Eylem: fiil
Eylemsi: fiilimsi
Ev: konut
Edebiyat: yazın
Eda: verme
F
Faaliyet: etkinlik
Fakat: ama-lakin
Fakir: yoksul-fukara
Faktör-unsur
Fare-sıçan
Fark-ayrım
Fasıla-ara
Fayda-yarar
Fazla-çok
Fena-kötü
Fert-birey
Feza-uzay
Fiil- eylem
Fikir-düşünce
File-ağ
Füze-roket
Felç-nüzul
Fer-ışık
Faiz-nema
G
Garip-acayip
Garp-batı
Gaye-amaç
Gayret-çaba
Gebe-hamile
Gelecek-istikbal-ati
Gelenek-anane
Gene-yine
Genel-umumi
Geri-art
Gıda-besin
Giysi-elbise
Giz-sır
Gizli-saklı
Görev-vazife
Gövde-beden
Gramer-dilbilgisi
Güç-kuvvet-zor
Güçlü-kuvvetli
Güldürü-komedi
Gülünç-komik
Güney-cenup
Güven-itimat
Güz-sonbahar
Gözlem-rasat
Gökyüzü-sema
Gezmek-dolaşmak
H
Hal-durum
Halbuki-oysa
Ham-olmamış
Hane-ev
Hareket-devinim
Hariç-dış
Harp-savaş
Hasis-cimri-pinti
Hasret-özlem
Hassas-duygulu
Hatıra-anı
Hayal-düş
Hayat-yaşam
Haysiyet-onur
Hediye-armağan
Hekim-doktor
Hela-tuvalet-wc
Hemen-derhal
Hiddet-öfke
Hikaye-öykü
Hisse-pay
Hudut-sınır
Hususi-özel
Hür-özgür
Hısım-akraba
Hasım-düşman
Hareket-devinim
Hadise-olay
I
Ilıca-kaplıca
Irak-uzak
Irgat-rençber
Irk-soy
Ira- karakter
Irmak-nehir
İ
İcat-buluş
İç-dahil
İçten-samimi
İdare-yönetim
İhracat-dışsatım
İhtiyar-yaşlı
İhtiyaç-gereksinim
İkaz-uyarı
İktisat-ekonomi
İlave-ek
İlgeç-edat
İlgi-alaka
İlginç-enteresan
İlim-bilim
İmar-bayındır
İmkan-olanak
İsim-ad
İskemle-sandalye
İthalat-dışalım
İtibar-saygınlık
İtimat-güven
İtina-özen
İzah-açıklama
İdadi-lise
İlan-duyuru
İlişki-münasebet-temas
İmtihan-sınav
J
Jeoloji-yer bilimi
K
Kabiliyet-yetenek
Kabus-karabasan
Kafa-baş
Kafi-yeter
Kafiye-uyak
Kalite-nitelik
Kalp-yürek
Kamu-halk
Kanıt-delil
Kapital-anamal-sermaye
Kanun-yasa
Kara-siyah
Karşın-rağmen
Karşıt-zıt
Kas-adale
Katı-sert
Kati-kesin
Kayıp-yitik
Keder-acı
Kelime –sözcük
Kenar-kıyı
Kent-şehir
Kere-defa-kez
Kesin- kati
Kırmızı-al
Kıyı-sahil
Kir-pislik
Kirli-pis
Kişi-şahıs
Kocaman-iri
Komedi-güldürü
Komik-gülünç
Kontrol-denetim
Konuk-misafir
Konut-ev
Koşul-şart
Kural-kaide
Kuruluş-müessese-kurum
Kuşku-şüphe
Kutsal-mukaddes
Kuvvet-güç
Kuzey-şimal
Küme-grup
Küs-dargın
Kılavuz-rehber
Kolay-basit
L
Laf-söz
Lahza-an
Lider-önder
Lisan-dil
Lüzumlu-gerekli
Lüzumsuz-gereksiz
Lal-dilsiz
Lama-deve
Lafazan-geveze
M
Mabet-tapınak
Macera-serüven
Mafsal-eklem
Mağlup-yenik
Mahalli-yerel
Mahcup-utangaç
Mahluk- yaratık
Mahpushane-hapishane
Mahsul-ürün
Mana-anlam
Manzara-görünüm
Matbaa-basımevi
Matem-yas
Mebus-milletvekili
Mecbur-zorunlu
Mecmua-dergi
Medeni-uygar
Medeniyet-uygarlık
Mektep-okul
Melodi-ezgi
Menfaat-çıkar
Menfi-olumsuz
Menkul-taşınır
Meridyen-boylam
Mesafe-ara
Mesela-örneğin
Mesele-sorun
Mesken-konuk
Meslek-iş
Mesul-sorumlu
Mesut-mutlu
Meşhur-ünlü
Meşrubat-içecek
Mevcut-var
Meydan-alan
Millet-ulus
Milletvekili-mebus
Milli-ulusal
Misafir-konuk
Misal-örnek
Misli-katı
Muavin-yardımcı
Muharebe-savaş
Muhtelif-çeşitli
Muştu-müjde
Müessese-kurum-kuruluş
Mühim-önemli
Mükafat-ödül
Müsabaka-yarışma
Müsait-uygun
Müspet-olumlu
Müstahsil-üretici
Müstakil-bağımsız
Müşteri-alıcı
Merkep-eşek
Mani-engel
Mübarek-kutsal
Muallim-öğretmen
Mektup-name
Merasim-tören
N
Nadir-ender
Nakil-atama-taşıma
Nasihat-öğüt
Nebat-bitki
Neden-sebep
Nefes-soluk
Nehir-ırmak
Nem-rutubet
Nesil-kuşak
Nesir-düzyazı
Neşe-sevinç
Netice-sonuç
Nispet-oran
Nitelik-kalite
Noksan-eksik
Numune-örnek
Nutuk-söylev
Nakit-para-akça
Nakliyeci-taşımacı
Namzet-aday
O
Okul-mektep
Olanak-imkan
Olası-mümkün
Olay-vaka
Olumlu-müspet
Olumsuz-menfi
Onarım-tamir
Onay-tasdik
Onur-şeref
Oran-nispet
Otlak-mera
Oy-rey
Ozan-şair
Ö
Öbek-grup
Öbür-diğer
Ödenti-aidat
Ödlek-korkak
Ödül-mükafat
Ödün-taviz
Öfke-hiddet
Öğe-unsur
Öğrenci-talebe
Öğrenim-tahsil
Öğüt-nasihat
Ömür-hayat-yaşam
Önce-evvel
Önder-lider
Önemli-mühim
Öneri-teklif
Önlem-tedbir
Örgüt-teşkilat
Örneğin-mesele
Örnek-misal
Öteki-diğeri
Ötürü-dolayı
Öykü-hikaye
Özel-hususi
Özen-itina
Özgün-orijinal
Özgür-hür
Özlem-hasret
P
Pabuç-ayakkabı
Pasif-edilgen
Pinti-cimri
Pis-kirli
Politika-siyaset
Rağmen-karşın
Rastlantı-tesadüf
Rey-oy
Rutubet-nem
Rüya-düş
Rüzgar-yel
Problem-sorun
Rüştiye-ortaokul
S
Sade-yalın
Sağlık-sıhhat
Saha-alan
Sahil-kıyı-yalı
Saldırı-hücum
Samimi-içten
Sanayi-endüstri
Sandalye-iskemle
Savaş-harp
Saz-çalgı
Sebep-neden
Sene-yıl
Sermaye-kapital
Serüven-macera
Sıçan-fare
Sıhhat-sağlık
Sır-giz
Sima-yüz
Siyah-kara
Siyaset-politika
Son-nihayet
Sonuç-netice
Sorun mesele
Soylu-asil
Sömestri-yarıyıl
Söylev-nutuk
Sözcük-kelime
Sulh-barış
Suni-yapay
Surat-yüz
Sürat-hız
Sürekli-devamlı
Sevinç-mutluluk
Sınıf-derslik
Sonbahar-güz
Sorumluluk-mesuliyet
Sözlük-lügat
Sınav-imtihan
Ş
Şafak-tan
Şahıs-kişi
Şahit-tanık
Şair-ozan
Şans-talih
Şark-doğu
Şart-koşul
Şayet-eğer
Şef-lider-önder
Şehir-kent
Şekil-biçim
Şen-neşeli
Şeref-onur
Şöhret-ün
Şuur-bilinç
Şüphe-kuşku
Şaka-latife
T
Tabiat-doğa
Tabii-doğal
Tabip-hekim-doktor
Talebe-öğrenci
Talih-şans
Tamir-onarım
Tane-adet
Tanık-şahit
Tanım-tarif
Tapınak-mabet
Taraf-yan
Tarım-ziraat
Tarif-tanım
Tasdik-onay
Tebrik-kutlama
Tecrübe-deney
Tedbir-önlem
Teklif-öneri
Tekrar-yine
Temel-esas
Tercüme-çeviri
Tertip-düzen
Tesadüf-rastlantı
Tesir-etki
Toplum- cemiyet
Tören –merasim
Tuhaf-garip
Tutsak-esir
Tuvalet-hela-wc
Tüm-bütün
Tümör-ur
Tümce-cümle
Tren-şimendifer-katar
Tartışma-münakaşa
U
Uçurum-yar
Ufak-küçük
Uğraş-iş
Ulu-yüce
Ulus-millet
Umumi-genel
Umut-ümit
Unsur-öğe
Us-akıl
Uyarı-ikaz
Uygar-medeni
Uyum-ahenk
Uzak-ırak
Uzay-feza
Uçak-tayyare
Usta-ehil
Ü
Ümit-umut
Ünlü-meşhur
Ürün-mahsul
Üye-aza
Ülke-diyar-memleket
Ülkü-ideal
Üleş-pay
Ürem-faiz
V
Vaka-olay
Vakit-zaman
Varlıklı-zengin
Vasıta-araç
Vatan-yurt
Vazife-görev
Vaziyet-durum
Vesika-belge
Viraj-dönemeç
Vücut-gövde
Vilayet-il
Veteriner-baytar
Y
Yalın-sade
Yan-taraf
Yanıt-cevap
Yapay-suni
Yapıt-eser
Yar-uçurum
Yaratık-mahluk
Yardımcı-muavin
Yargıç-hakim
Yarıyıl-sömestri
Yas-matem
Yasa-kanun
Yaş-ıslak
Yaşam-hayat-ömür
Yaşlı-ihtiyar
Yazı-ova
Yazım-imla
Yekün-toplam
Yel-rüzgar
Yerel-mahalli
Yetenek-kabiliyet
Yıl-sene
Yine-tekrar
Yitik-kayıp
Yoksul-fakir-fukara
Yöntem-metot
Yurt-vatan
Yüce-ulu
Yürek-kalp
Yüz-surat-sima-çehre
Yüzyıl-asır
Yemek-aş
Z
Zaman-vakit
Zarar-ziyan
Zengin-varlıklı
Zeybek-efe
Zıt-karşıt
Ziraat-tarım
Ziyan-zarar
Zor-güç
Zorunlu-mecburi
Zırnık-metelik
Zehir-agu
Zabit-subay
Hazırlayan: Yavuz KEKÜL
8.SINIF TC. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ I. DÖNEM II. YAZILI SORULARI
Adı,Soyadı: Tarih:09/12/2009
Sınıfı : Süre:40’
Numarası :
Aldığı Not
Rakamla:
Yazıyla :
SORULAR
1-Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları tablodaki ipuçlarından uygun olanları kullanarak doldurunuz.(20 puan )
Tekalif-i Milliye
Misak-ı Milli
TBMM
Milli Kongre
Hıyaneti Vataniye
Tevfik Paşa
Erzurum Kongresi
Musul
Ahmet Anzavur
Müdafa-i Hukuk
Salih Paşa
Yasama
Samsun
Pontus Rum
Yargı
1)Son Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin toplanmasının ardından…………………….. kararları alınmıştır.
2)Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez ifadesi ilk kez…………………….. de kullanılmıştır
3)İstiklal Mahkemeleri’nin kurulmasıyla TBMM, ………………………..yetkisini de kullanmaya başlamıştır
4)………………….İtilaf Devletleri’nin Mondros’tan sonra işgal ettikleri ilk yer olmuştur.
5)……………..Cemiyetler işgallere karşı Türk milletinin haklığını dünya kamuoyuna duyurmak amacıyla basın yayın yoluyla çalışmıştır.
6) TBMM’ye karış Biga, Manyas ve Susurluk bölgelerinde ………………………..İsyanı çıkmıştır.
7)Mustafa Kemal Mebuslar Meclisi’ne katılacak olan milletvekillerinden………………….. Grubu kurmalarını istemiştir.
8)TBMM, ayaklanmaların bastırılması için ……………………………………….Kanunu’nu çıkarmıştır.
9)Sevr Antlaşması’nın şartları …………………………………..Paşa tarafından imzalanmak istenmeyince Yunan ordusu yeni işgaller ve katliamlar yaptı.
10)İstanbul Hükümeti ve Temsil Heyeti arasında yapılan Amasya Görüşmelerine İstanbul Hükümeti’ni temsilen…………………………katıldı.
2-Aşağıdaki cümlelerden doğru olanlara D,yanlış olanlara Y yazınız.( 10 puan)
1)( ) Yunanlılar tarafından İzmir’in işgali Kuva-yi Milliye hareketinin doğmasına neden olmuştur.
2)( ) İstanbul Hükümeti, İtilaf Devletleri’nin işgallerine karşı sert tedbirler almıştır.
3)( ) Erzurum Kongresi gerek toplanış amacı gerekse de alınan kararlar bakımından ulusal nitelikli bir kongredir.
4)( ) Son Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin açılması ve Misak - Milli kararlarının alınmasıyla ulusal kurtuluş mücadelesi hukuki bir nitelik kazanmıştır.
5)( )Misakı Milli’ye göre halk oylaması yapılacak yerler Kars, Ardahan, Batum, Arap vilayetleri ve Batı Trakya’dır.
3-Kurtuluş Savaşının başarıya ulaşması için verilen olayların kronolojik sırasını trenin gidiş yönünde vagonların üzerine yazınız. (5 Puan)
(1)Sivas Kongresi
(2)TBMM’nin Açılması
(3) Amasya Görüşmesi
(4)Erzurum Kongresi
(5)Amasya Genelgesi
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru yanıtlarını işaretleyiniz.(Her soru 5 puandır.)
4-Aşağıdakilerden hangisi Kuva-yi Milliye birliklerinin özelliklerinden biri değildir.?
A) Bölgesel özellik gösterirler.
B) İhtiyaçlarını halktan karşılarlar.
C) Askeri disiplin içindedirler.
D) Düşmana karşı çete savaşları yapmışlardır.
5-Amasya Genelgesi’nde yer alan;’’Vatanın bütünlüğü. milletin bağımsızlığı tehlikededir’’ maddesi Kurtuluş Savaşı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisini ortaya koymuştur?
A) Kurtuluş Savaşı’nın kimlerle birlikte yürütüleceği C) Kurtuluş Savaşı’nın gerekçesini
B) Kurtuluş Savaşı’nın yöntemini D)Kurtuluş Savaşı’nın amacını
6-TBMM’nin iç isyanlara karşı:
· Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nu çıkarması
· İstiklal Mahkemelerini kurması
· İsyancıların cezalandırılması
gibi uygulamaları aşağıdakilerden hangisinin göstergesidir?
A) Demokratikleşme sürecini başlattığının
B) Dış yardıma ihtiyacı olduğunun
C) Otoritesini güçlendirmeye çalıştığının
D) İnkılaplara zemin hazırladığının
7- Amasya Genelgesi ile Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan kararlar incelendiğinde büyük benzerlikler görülür. Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Alınan kararlar birbirlerini tamamlamaktadır.
B) Her kongrede bir önceki kararlar değiştirilmektedir.
C) İşgal kuvvetlerinin baskısından dolayı doğru kararlar alınamamaktadır.
D) Halkın istekleri karar almayı zorlaştırmaktadır
8- Sevr Barış Antlaşması’nın hukuki bakımdan geçersiz olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisi ile açıklanabilir?
A)Ankara’da milli bir hareketin başlaması
B)Damat Ferit Paşa tarafından onaylanması
C)İtilaf devletleri arasında görüş ayrılıklarının başlaması
D)Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından onaylanmaması
9- Aşağıdakilerden hangisi Sivas Kongresinin demokratik bir yapıya sahip olduğunu gösterir?
A)Milli cemiyetleri birleştirmeleriB)Manda ve himayenin reddedilmesi
C)Mustafa Kemal’i başkanlığa seçilmesi
D)Delegelerin seçimle belirlenmesi
10- Kurtuluş Savaşı’nın hazırlık döneminde Türk vatanının sınırları aşağıdakilerden hangisi ile belirlenmiştir?
A)Amasya Genelgesi
B) Mondros Ateşkes Antlaşması
C) Sivas Kongresi Kararları
D) Misak-ı Milli
11- Hangisi, Misak-ı Milli’nin yayınlanmasından sonra meydana gelen bir olay değildir?
A)Osmanlı Mebusan Meclisi’ dağıtılması
B)Sivas Kongresi
C)İstanbul’un işgali D)TBMM’nin açılışı
12- Osmanlı yönetiminin Mustafa Kemal Paşa’yı 9.Ordu Müfettişi olarak Anadolu’da görevlendirmesinin sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
A)İtilaf Devletleri’nin isteği
B) Direniş örgütlerinin birleştirilmek istenmesi
C) Samsun ve çevresindeki karışıklıkların önlenmesi
D) Damat Ferit Paşa Hükümeti’nin yetersiz olması
13- İtilâf Devletleri, Osmanlı Devleti'nin Almanya yanında I. Dünya Savaşı'na girmesini istemiyordu.
Aşağıdakilerden hangisi, bunun sebepleri arasında yer almaz?
A)Almanya karşısında güçlerinin azalacağını düşünmeleri
B)Osmanlı Devleti'nin ekonomik ve askerî yönden iyi durumda bulunmaması
C)Süveyş Kanalı'nın Osmanlıların eline geçme endişesi
D)Rusya'ya yardım sağlanmasının aksayacağı endişesi
14- İngiltere ve Fransa Birinci Dünya Savaşı sırasında yaptıkları gizli antlaşmalarda İzmir ve çevresinin İtalya'ya verilmesini kararlaştırmışlardı. Ancak savaştan sonra toplanan Paris Barış Konferansı'nda İzmir ve çevresinin, Yunanistan'a verilmesi için çalışmışlardır.
İngiltere ve Fransa'nın böyle bir tutum takınmalarının nedeni aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Savaşı devam ettirmek istemeleri
B) İtalya'nın güçlenmesini çıkarlarına aykırı bulmaları
C) Yunanistan ile çatışmaktan kaçınmaları
D) Osmanlı Devleti'nin tepkisinden çekinmeleri
15- Atatürk'ün;"Hayat demek mücadele, çarpışma demektir. Hayatta başarı mutlaka mücadelede başarıya ulaşmakla mümkündür. Bu da manen ve madden kuvvete, kudrete dayanır bir niteliktir."
Bu sözleri O'nun hangi özelliğini yansıtmaktadır?
A) Mantıklılığını
B) Yönetici kişiliğini
C) Demokratik kişiliğini
D) Gerçekçiliğini, ümitsizliğe yer vermediğini
16- Mustafa Kemal, sırasıyla Mahalle Mektebi,Şemsi Efendi İlkokulu, Selanik Mülkiye Rüştiyesi ve Selanik Askeri Rüştiyesi olmak üzere ilkokulu ve ortaokulu değişik okullarda okumuştur.
Bu durumun Mustafa Kemal ile ilgili aşağıdakilereden hangisine neden olduğu söylenebilir?
A) Aile içinde sorunlar yaşadığına
B) Farklı fikirler edinmesine zemin hazırladığına
C) Eğitim sürecinin zor geçtiğine
D) Ekonomik sorunlar yaşadığına
Başarılar Dilerim
Özcan DOĞAN
Sosyal Bilgiler Öğretmeni
23 Şubat 2010 Salı
TÜRKÇE DERSİ KONULARINDA GEÇEN TERİMLER SÖZLÜĞÜ
Abartma (Mübalağa) : Bir durumu olduğundan çok ya da az göstermektir. Örnek :
Bütün gün çalışmaktan iğne ipliğe döndü.
Alem sele gitti gözüm yaşından
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.
Açık Oturum : Geniş halk kitlelerini ilgilendiren konuların, yine bu kitlelere o sahanın uzmanı kişilerce bir toplantı salonunda anlatıldığı etkinliklerdir. Geniş bir salon seçip seyirci toplanır, önceden belirlenen konu bu seyircilere sahanın uzmanı, tanınmış kişilerce anlatılır.
AD : Varlıkların ve kavramların dilde var olan karşılığına, sözcük türü yönünden ad denir.
Ad Aktarması (Mürsel Mecaz) : Bir sözü benzetme amacı gütmeden bir başka söz yerine kullanmaktır.
Sözcüklerin yeni anlamlar yüklenmesinde bir etken de ad aktarmasıdır. Örnek :
"Sinema" için "beyaz perde"
"seçime katılmak" yerine "sandık başına gitmek"
Ad Aktarması : Bir sözcük ya da sözün, benzetme amacı güdülmeden, anlamca ilgili olduğu başka bir sözcük ya da söz yerine kullanılmasıdır. Bu mecaz türüne, "düz değişmece" de denir. Örnek :
Beyaz Saray bu olaya sıcak bakmıyor. (Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı)
Soba yandı (İçindeki odun - kömür)
Çankaya bu yasayı onaylamaz (Cumhurbaşkanlığı)
Okul geziye gitti. (Okuldaki öğrenciler)
Mozart'ı severim. (Mozart'ın bestelerini)
Doğu kan ağlıyor. (Doğu yönündeki bölgeler)
Ad (isim) Cümlesi : Yüklemi ek eylemle çekimlenmiş bir ad ya da ad soylu sözcüğün bulunduğu cümlelerdir. Örnek : Bu yaşlı kadın, olayın tek tanığıymış.
Ad Tamlamaları : En az iki adın, aralarında anlam bağlantısı kurarak oluşturduğu, bir nesnenin parçası olduğunu ya da bir nesnenin başka bir nesneyle tamamlandığını gösteren ad takımıdır. Ad tamlamalarında kullanılan tamamlayıcı öğeye tamlayan, birinci nesnenin parçası durumunda olan ikinci öğeye ise tamlanan denir. Örnek :
Denizin sesi bir melodi gibi geliyordu kulağıma.
Kış ayları burada oldukça ılıman geçiyor.
Ona hediye olarak yün gömlek aldım.
Anı (Hatıra) : Yaşanmış olayları duyurmak için yazılan yazı türüne anı denir. Yazarın kendi başından geçen ya da kendisinin de karıştığı olayları sanat değeri taşıyan güzel bir dille anlatmasından oluşan yazı türüdür anı.
Anlam Daralması : Sözcükler, anlamda daralma ya da genişleme yoluyla başka bir anlama geçerek yan anlamlar kazanabilir.
Sözcüğün eskiden anlattığı şeyin ancak bir bölümünü, bir türünü anlatır duruma gelmesine anlam daralması denir.
Sözgelimi "oğul" sözcüğü başlangıçta kız ve erkek anlamlarını içerirken sonradan yalnızca erkek çocukları için kullanılarak anlam daralmasına uğramıştır.
"Erik" sözcüğü, şeftali, kayısı, zerdali anlamını içerirken, sonradan bir tür meyve için kullanılarak anlam daralmasına uğramıştır.
Anlam Genişlemesi : Bir varlığın bir türünü ya da tekini anlatan, kullanım alanları dar olan şeyleri gösteren sözcüklerin zamanla o varlığın bütün türlerini birden anlatır duruma gelmesine anlam genişlemesi denir. Örneğin ; "alan" sözcüğü, "düz ve açık yer" anlamını içerirken anlam genişlemesine uğrayarak "iş, meslek, araştırma-inceleme" anlamlarını da kazanmıştır.
Anlam Kayması : Bakınız : Başka Anlama Geçiş.
Argo : Genel dilin sözcüklerine yan anlamlar kazandırarak genel dilden ayrılan, bir meslek ya da topluluk arasında kullanılan özel dile argo denir. Argo, tek sözcükten oluşabileceği gibi söz öbekleri ve deyimlerden de oluşabilir. Örnek :
Okutmak (elden çıkarıp - satmak)
racon (adet - usül)
şabanlık (aptallık - sersemlik)
keklemek (kandırmak - aldatmak)
Aruz Ölçüsü : Arap dilinde doğmuş ve Divan Edebiyatı ile şiirimize girmiş olan ve mısralarındaki hecelerin uzunluk ve kısalığına bağlı olarak kullanılan ölçüdür. Aruzda, hece ölçüsünde olduğu gibi, hecelerin yalnız sayı bakımından denkliği yeterli değildir. Mısra içlerindeki kelimeler aynı zamanda açık ve kapalı oluşları bakımından da birbirlerine denk olmalıdır. Sesli harflerle biten heceler açık (kısa), sessiz harflerle biten heceler de kapalıdır (uzun). Aruz ölçüsü, İslamiyet’in kabulüyle bize geçmiş, yüzyıllar boyu edebiyatımızda kullanılmış, Cumhuriyet döneminde hemen hemen bırakılmış bir ölçüdür.
Atasözleri : Uzun deneyimler ve gözlemler sonucu oluşmuş, yol gösterici, genel kural biçiminde kalıplaşan, toplumca benimsenen ve anonim bir nitelik taşıyan özlü sözlerdir.
Bağlı Cümle : Aralarında anlam ilgisi bulunan basit veya birleşik cümlelerin bağlaçlarla birbirine bağlanmasıyla oluşan cümlelere bağlı cümle denir. Bağlı cümleler “ama, fakat, yalnız, ve, veya, ne…ne..., hem…hem …” gibi bağlaçlarla oluşturulur. Örnek : Para hem insana dosttur hem düşman.
Basit Sözcükler : Herhangi bir yapım eki almamış ya da bir sözcükle birleşmemiş olan sözcüklere yapıları yönünden basit sözcük denir.
Örnek : Kuşların kanadına yazdım aşkımı.
Basit Cümle : Tek yargı bildiren, içinde herhangi bir fiilimsi bulunmayan ve bir yüklemi olan cümlelerdir. Örnek : Yanımıza biraz yiyecek alalım.
Başka Anlama Geçiş (Anlam Kayması) : Sözcüğün eskiden yansıttığı kavramdan bütünüyle farklı, yeni bir kavramı karşılar duruma gelmesine başka anlama geçiş denir. Örneğin :
"sakınmak" sözcüğü Eski Türkçe de "düşünmek, üzerinde durmak, yaslanmak, kederlenmek" anlamını içerirken sonraları "tehlikeden uzak durmak" anlamına geçmiştir.
Başka anlama geçişin bir türü de anlam iyileşmesi ya da anlam kötülenmesidir. Kötü anlamı olan bir sözcüğün zamanla iyi bir anlam kazanmasına anlam-kötülenmesi denir.
Belirteç Tümleci : Bakınız : Zarf Tümleci.
Betimleme Paragrafı : Bir olayı, bir varlığı, durumu, çevreyi ya da bir kavramı göz önünde canlandıracak biçimde anlatan paragraflara betimleme paragrafı denir. Gözlemlenen her varlığın, tasarlanan her kavramın duyu organlarımız ve duygularımız üzerinde bıraktığı iz betimlenebilir. Bu tür paragraflar çoğunlukla roman, öykü, gezi ve anı gibi yazı türlerinde kullanılır.
Örnek : Akçakavakların, dişbudakların arasından geçerek yeşil çam ormanına giriyorum. Yoğun bir reçine kokusu duyuyorum. Çevrem yeşilin değişik tonlarıyla donanmış. Az ileride kalın gövdeli, yaşlı bir çam ağacı görüyorum. Altına oturuyorum. Kekik kokuları geliyor burnuma.
Beyit : Aralarında anlam ilişkisi bulunan iki dizeden oluşmuş koşuk parçası.
Bileşik Sözcükler : İki ya da daha çok sözcüğün birleşip kaynaşmasından oluşan sözcükler yapıca bileşiktir.
Birleşik Cümle : Temel cümlenin bir öğesi durumunda bulunan yan cümlecikten oluşan cümlelerdir. Bu cümlelerde tek yüklem bulunur.
Biyografi : Tanınmış, eserler yazmış, ün bırakmış kişileri tanıtmak amacıyla yazılan yazılara biyografi denir. Biyografilerde yurtlarına, insanlığa hizmetleri dokunmuş önemli kişilerin çalışmaları, hayatları, eserleri anlatılır. Biyografilerin açık, sade bir dille, tarafsız olarak yazılması gerekir.
Buyruk Cümlesi : Bakınız : Emir Cümlesi.
Büyük Ünlü Uyumu : Ünlü harflerin, kalınlık-incelik yönünden uyumudur.
Cümle : Bir duygu, düşünce veya isteği kısaca bir yargıyı bildiren sözcük dizisine cümle denir.
Çalıştım.
Ders çalıştım.
Sabaha kadar durmadan ders çalıştım
Cümle Tamamlama : Kimi zaman bir yargı bütünlüğünden bir sözcük yada sözcük öbeği çıkarılmış olabilir. Yargının anlamsal ve anlatımsal bütünlüğü göz önünde bulundurularak bu eksik tamamlanır.
Tamamlanacak ve tamamlayacak cümleler ya da sözler arasında;
Anlamsal ilişki doğru kurulmalıdır.
Zaman ve kişi yönünden uyum olmalıdır.
Cümleleri anlamca bağlamak için uygun bağlaçlar kullanılmalıdır.
Örnek : İnsanlar bilerek ya da bilmeyerek doğanın dengesini bozuyorlar, sonra aynı doğayı korumak için sempozyumlar düzenleyip, dernekler kuruyorlar; çünkü...
Doğanın kendileri için yaşamsal değerini biliyorlar.
Yanlış yaptıklarının bilincindeler.
Kendilerini affettirmek istiyorlar.
Doğayı taklit etmek istiyorlar.
Çatı : Fiillerin özne ve nesne alıp almamaları yönüyle incelenmesine çatı denir.
Çekim Eki : Eklendiği sözcüğün anlamını değiştirmeyip, yalnızca cümle içindeki görevini belirleyen eklerdir. Çekim ekleri, sözcükleri birbirine çeşitli görev ve anlam ilgisiyle bağlar ve cümleyi oluşturur. Örnek : Kardeş kitap kitapçı al.
Daralma : Son hecesi “a-e” geniş seslileriyle biten kelimelere “-yor” eki getirildiğinde bu geniş sesler daralarak(ı,i,u,ü) ye dönüşür. Buna ünlü daralması denir. Örnek : Anla-yor değil anlıyor.
Deneme : Bir yazarın herhangi bir konu üzerinde, özel görüş ve düşüncelerini iddiasız, kesin kurallara varmaksızın anlattığı yazılara deneme denir.
Devrik (Kuralsız) Cümle : Yüklemi sonda bulunmayan cümledir. Bu tür cümleler daha çok şiir dilinde ve konuşmalarda görülür. Örnek : Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal. Gülme komşuna, gelir başına.
Deyim : Belli bir durumu, belli bir kavramı göstermek için kullanılan öz anlamından az çok ayrı bir anlam taşıyan, kalıplaşmış, halkın ortak dil ürünü olan sözlere deyim denir. Örnek :
İçine ateş düşmek
Pabucu dama atılmak
Yüreği ağzına gelmek
İki gözü iki çeşme
Didaktik Şiir : Belli bir düşünceyi kabul ettirmek veya belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, ahlaki bir ders çıkarmak için yazılan öğretici şiirlere didaktik şiir denir.
Dilek (istek) Cümlesi : Bir dileği, bir isteği, bir arzuyu, bir temenniyi bildiren cümlelere, anlamları yönünden dilek veya istek cümlesi denir. Örnek :
Yarın bizde toplanıp bir güzel yemek yiyelim.
Çocuk tek kazansın da neresi olursa olsun.
Umarım işleriniz yolunda gidiyordur.
Ah şu bahar bir gelse, çocuklar neşe içinde koşup oynasa.
İnşallah bütün düşlerin bir gün gerçek olur.
Allah sana uyuz versin de tırnak vermesin.
Gözün kör olsun.
Dize : Koşuk bir parçayı meydana getiren satırlardan her biri, mısra
Dolaylı Anlatım: Bir sözün kişi, zaman, anlatıcı değişiklikleriyle aktarılan biçimidir. Bu anlatım biçimiyle kurulan cümlelere daha çok roman, öykü gibi anlatımsal türlerde, olayların yazar tarafından anlatılmasında rastlanır. Örnek :
En iyi romanlar, bir bunalım döneminde yazılır, der Dostoyevski. (Doğrudan)
En iyi romanların bir bunalım döneminde yazılacağını söylüyor Dostoyevski (Dolaylı)
Turgut Uyar : "Nobel Ödülünü kazanan bu yazarı, en içten dileklerimle kutlarım." Diyor. (Doğrudan)
Turgut Uyar, bir yazısında , Nobel Ödülü kazanan bu yazarı en içten dilekleriyle kutladığını belirtiyor. (Dolaylı)
Dolaylı Söz Söyleme : Bakınız : Kinaye.
Dönüşlü Fiil : İşi yapan ve yapılan işten etkilenen gerçek bir öznenin bulunduğu fiillere dönüşlü fiil denir. Dönüşlü fiiller, edilgen fiiller gibi “-l-, ve –n-“ eklerini alır. Aralarındaki en büyük fark ise şudur : Dönüşlü fiillerin gerçek öznesi vardır, edilgen fiillerde ise sözde öznesi vardır. Örnek : Ali, erkenden uyandı, önce yıkandı, kurulandı, giyindi, sonra yola koyuldu.
Duygu Paragrafı : Olayı anlatan kişinin iç dünyasının, duygularının öne çıktığı bir paragraf çeşididir. Yazar duygularını, kimi zaman öyküleyici, kimi zaman da betimleyici anlatım biçimlerini kullanarak okura ulaştırır. Bu tip paragraflarda kişinin iç dünyasına yönelik özellikler, tutkular, davranışlar, ağırlık kazanır.
Örnek : Daha elli yaşına gelmemiştim; zengindim, ünlüydüm; sağlığım yerindeydi, aklı başında çocuklarım vardı. Birdenbire hayatım duruverdi. Soluk alabiliyor, yiyip içiyor, uyuyordum. Ama yaşamak değildi bu. Hiçbir şey istemiyordum artık. İstenecek bir şey olmadığını biliyordum. Hayat, birinin yaptığı saçma bir şaka gibi geliyordu bana. Kırk yıl boyunca çalış didin, ilerle; sonra da ortada hiçbir şey olmadığını gör.
Düşünce Paragrafı : Belli bir konu üzerinde belli bir bakış açısı olan, bu bakış açısını ortaya koyan, bunu savunan ve tartışan bir paragraf türüdür. Kısaca, bir düşüncenin başkalarına ulaştırılması amacıyla oluşturulan paragraflara düşünce paragrafı denir. Daha çok makale, fıkra, deneme gibi yazı türlerinde düşünce paragrafları kullanılır. Düşünce paragrafları, genellikle açıklayıcı ve tartışmacı anlatım biçimleriyle kurulur. Bu paragraflarda bir ana düşünce ve bu ana düşünceyi destekleyen yardımcı düşünceler yer alır.
Örnek : Kişisel gözlemlerin öne çıktığı yazıların getirdiğini, bilimsel araştırmalar getiremez. Aydınlar için çok önemli olan bilimsek araştırmalar, yazarlara yetmez; onlar için kişisel saptamalar çok daha önemlidir. İnsanın insandan alabildiğini; deneylerin sayıların alması olanaksızdır.
Düz Tümleç : Bakınız : Nesne.
Edat Tümleci : Cümleye amaç - sonuç, özgürlük, benzerlik, eşitlik, birliktelik, araç anlamı katan ya da sözcük öbekleri cümle içinde edat tümleci görevi yapar. Örnek : Gemiler, güneye doğru yöneldi. (Nereye doğru?) (yön)
Edilgen Fiil : İşi yapan gerçek bir öznenin bulunmadığı fiillerdir. Bu tür fiillerde özne işi yapan değil, başkasının yaptığı işten etkilenendir. Daha doğru bir ifadeyle edilgen fiillerde özne, pasif durumdadır ve iş onun üzerinde yapılır. Edilgen fiiller, fiil kök veya gövdelerine “-l-“ veya “-n-“ eklerinin gelmesiyle oluşturulur. Örnek : Taşlıkta çocuk sesleri duyuldu. Çamaşırlar yıkandı.
Eğretileme (İstiare) : Arapça bir sözcük olup "bir şeyi iğreti, ödünç alma" anlamındadır. Ya benzeyenle ya da benzetilenle yapılan benzetmedir. Örnek :
Aslan gibi güçlü bir adamdı. (benzetme)
Soruyu doğru yanıtlayınca "Aslan be!" dedi. (eğretileme)
Ek : Sözcük kök ve gövdelerine getirildiğinde onların anlamlarını değiştiren, kimi zaman anlamlarıyla birlikte türlerini değiştiren ya da sözcüklerin cümle içindeki görevini belirleyen hece ve seslerdir.
Eleştiri (Tenkit) : Bir sanat eserinin, bir sanatçının gerçek değerini belirlemek amacıyla yapılan inceleme ve araştırmalara eleştiri denir. Bir metni inceleme yoluyla o metnin üzerinde bir değer yargısına varma ; bir eserin zayıf ve kuvvetli yanlarını belirtme, eleştirinin özelliklerindendir.
Emir (Buyruk) Cümlesi : Emir kipiyle kurulan ya da gelecek zaman kipinin emir anlamıyla kullanıldığı cümlelere, anlamları yönünden emir cümlesi denir. Örnek :
Sandalyeyi çek, sessizce oturup bekle.
Öğretmeniniz izinli, gürültü etmeden ders çalışın.
Herkes ödevlerini önümüzdeki hafta getirecek, not alacak.
Şuraya da bir halı ser, ortalığı topla.
Sen de çalış ve para kazan artık.
Epik Şiir : Kahramanlık yiğitlik, savaş konularını işleyen ya da tarihi bir olayı coşkulu bir anlatımla işleyen şiirlerdir. Bu tür şiirler okuyanda vatan ve millet sevgisi oluşturur.
Eş Sesli Sözcükler : Bakınız : Sesteş Sözcükler.
Etken Fiiller : İşi yapan gerçek bir öznenin bulunduğu fiillere etken fiil denir. Örnek : Hasan, bu konuyu iyi anladı. Her gün oraya giderdik.
Ettirgen Fiiller : Geçişli fiillerin “-r, -ar, -er, -t, -tır” ekleriyle geçişlilik derecesinin artırılmasıyla oluşturulan fiillere ettirgen fiil denir. Bu fiillerde özne işi yapmaz daha çok başkasına yaptırır. Örnek : duymak – duyur.
Eylemler (Fiiller) : İş, oluş, hareket, durum ve kılış bildiren; zaman ve kişi eklerine göre çekimlenebilen; zaman ve kişi ekleriyle çekimlenmesi halinde cümle içinde yüklem görevi üstlenen sözcüklere eylem (fiil) denir.
Örnek : bak-, sus-, büyü-, ağla-, koş-
Gel-di-m kopar-ı-yor-uz
Gel (eylem kökü) kopar (eylem gövdesi)
-di (zaman eki) -yor (zaman eki)
-m (1. Tekil kişi eki) -uz (1. Çoğul kişi eki)
Eylem (Fiil) Cümlesi : Yüklemi çekimli bir eylem ya da eylem grubu olan cümlelerdir. Her türlü hareket iş, oluş eylem cümleleriyle karşılanır. Bu nedenle eylem cümleleri, ad cümlelerine oranla daha fazla kullanılır. Örnek : Bir adım daha yaklaşınca tanıdım.
Fabl : Kahramanlarının çoğu, hayvanlardan, bitkilerden seçilen, sonunda bir ahlak veya hayat dersi bulunan yazı türüdür. Bu tür, insanların hatalarını düzeltmeye, töresel bir kavramı ortaya koymaya yarar. Fabllardaki düşsel unsurlar birer araçtır. Asıl hedeflenen ise ahlaki derstir. İnsan dışındaki varlıklara insana ait özellikler verilerek, bu varlıklar öyle hareket ettirilir.
Fıkra : Bir yazarın, herhangi bir konu üzerinde, kişisel anlayış, görüş ve düşüncelerini güzel bir uslupla, hiçbir kanıtlama gerekliliği duymadan anlattığı yazı türüne fıkra denir.
Fiil Cümlesi : Bakınız : Eylem Cümlesi
Fiiller : Bakınız : Eylemler.
Geçişli Fiil : Kullanılırken nesneye ihtiyaç duyan, nesne gerektiren; yani “ne, neyi ve kimi” sorularına cevap veren fiillere geçişli fiil denir. Örnek : Anlatmak, duymak, görmek, yazmak, söylemek, seyretmek
Geçişsiz Fiiller : Nesne almayan, yani “ne, neyi ve kimi” sorularına cevap vermeyen fiillerdir. Örnek : Ağlamak, uyumak, gülmek, solmak, akmak, oturmak, kalkmak…
Günlük (Günce) : Düzenli bir biçimde yazılan, tarih atılan günlük notlara, bir yazarın yaşamı boyunca günü gününe yazdığı yazılara günlük denir.
Hece ölçüsü : Dizelerdeki sözcüklerin hece sayısının belli bir düzene bağlı olarak eşitliği temeline dayanır. Şiirin bütün dizelerindeki hece sayısının eşit olması gerekir. Hece sayısının eşitliği, o dizenin ölçüsünü, kalıbını gösterir. Yedi heceli bir dizenin kalıbı, yedili; on bir heceli bir dizenin kalıbı on birli diye anılır.
Hikaye (Öykü) : Olmuş veya olabilecek olayları belli bir plan çerçevesi içinde yer ve zamana bağlı olarak anlatan yazı türüne hikaye denir. Hikayede çevre sınırlıdır. Dar bir çerçevede, zamanın kısa bir anında belli bir şahıs kadrosuyla işlenir konu.
İkilemeler : Anlamı ve anlatımı güçlendirip pekiştirmek amacıyla aynı ya da sesleri birbirine benzeyen sözcüklerin art arda yinelenmesiyle oluşan söz gruplarına ikileme denir.
Örnek :
Güzel mi güzel kız
Demet demet çiçek
Çuval çuval fındık
Çıtır çıtır simit
Ağlaya sızlaya bir hal olmak
Güle güle ölmek
Varını yoğunu ortaya çıkartmak
İyi kötü (bilmek)
Aşağı yukarı (anlamak)
Hemen hemen (bitirmek)
İsim Cümlesi : Bakınız : Ad Cümlesi
İstek Cümlesi : Bakınız : Dilek Cümlesi.
İstiare : Bakınız : Eğretileme.
İşteş Fiil : Fiilde anlatılan işin birden fazla özne tarafından birlikte veya karşılıklı yapıldığını gösteren fiillere işteş fiil denir. İşteş fiil, her şeyden önce, birden fazla öznesi olan fiil değil, olabilmesi, meydana gelebilmesi için birden fazla özneyi gerektiren fiildir. Fiillerde işteşlik, fiil kök veya gövdelerine getirilen (-ş-, -ış-, -iş-, -uş-, -üş-) ekiyle yapılır. Örnek : Ahmet dövüşmüş. Onunla tam iki yıl mektuplaştı.
Kafiye (Uyak) : En az iki dize sonunda anlamca ayrı, sesçe birbirine uyan iki sözcük arasındaki ses benzerliğidir. Dize sonlarında yazılışları ve okunuşları aynı olup, anlamları ve görevleri farklı olan kelimelerin veya eklerin tekrarı kafiyeyi oluşturur.
Kaynaştırma : Bilindiği gibi dilimizde iki sesli harf yan yana gelemez. Sonu sesli ile biten bir sözcüğe yine sesli ile başlayan bir ek getirildiğinde araya okumayı kolaylaştırmak için bir sessiz harf girer. Buna kaynaşma, getirilen harflere de kaynaştırma harfleri diyoruz. Bunlar “y-ş-s-n” dir. Örnek : Ali-y-i, kardeşi-n-e, anne-s-i.
Kıta : En az dört dizeden oluşmuş koşuk ya da koşuk parçası.
Kinaye (Dolaylı Söz Söyleme) : Sözcüklerin çok anlamlı olarak kullanılmasında kinayenin de büyük bir önemi vardır. Kinaye bir sözün hem gerçek hem de mecaz anlamını düşündürecek bir biçimde kullanılmasıdır. Kinayede gerçek anlam verilir, mecaz anlam kastedilir. Örnek :
Bu çocuğun elinden tutsan ne kaybedersin?
Bulmadım dünyada gönüle mekan
Nerde gül bitse etrafı diken
Şu karşıma göğüs geren
Taş bağırlı dağlar mısın?
Kişileştirme - Konuşturma : Bakınız : Teşhis – İntak.
Konferans : Bilim iddiası taşıyan konuşma; bilginlerin, fen adamlarının, sanatçıların, bir konu hakkında derin bilgisi, görüşleri olan kimselerin özel toplantılarda, radyoda, dinleyicilere karşı bir konu üzerinde düşüncelerini, bilgilerini açıklamak, öğretmek gayesiyle söylenen sözlerdir.
Koşuk : Ölçülü, uyaklı yapıt, nazım, manzume
Kök : Bir sözcüğün üzerinde bulunan bütün ekler atıldığında anlamlı olarak kalabilen en küçük parçadır. Örnek : Bal, kaş, göz, el
Kurallı (Düz) Cümle : Yüklemi sonda bulunan cümledir. Türkçe’de yardımcı unsurlar başta, temel unsur sonda bulunur. Cümlenin temel unsuru yüklemdir.
Küçük Ünlü Uyumu : Bir sözcükteki ünlülerin düzlük-yuvarlaklık yönünden uyumudur. Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde düz ünlülerden (a,e,ı,i) biri bulunuyorsa, diğer hecelerdeki ünlülerde düz olur.
Örnek : bilge, ıslak, azgın, incirler
Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde yuvarlak ünlülerden (o,ö,u,ü) biri bulunursa ikinci ve diğer hecelerde ya düz-geniş (a,e) ya da dar-yuvarlak (u,ü) ünlüler yer alır.
Örnek : oduncu, gülümsemek, kömürlük, öğrenci
Lirik Şiir : İçten gelen heyecanları coşkulu bir dille anlatan duygusal şiirlere lirik şiir denir. Bu tür şiirde hayal, duygu ve coşkunluk birinci plandadır.
Masal : Olağanüstü olaylarla süslü, olağanüstü kişilerin başından geçen, zaman ve yer kavramları belirli olmayan düşsel öykülerdir. Masalda eğiticilik ve öğreticilik esastır. Masallardaki olaylar gerçeğe uymaz. Kahramanlar olağanüstü özelliklere sahiptir. Masalın geçtiği yer ve zaman belirsizdir. Masallar ulusal özellik taşımaz, evrenseldir.
Makale : Herhangi bir konuda bilgi vermek veya bir gerçeği savunmak için yazılan yazılardır. Makalenin temel öğesi fikirdir. Başlı başına bir konu üzerine yazılan eser, gazete ve dergi ile yayınlanmak üzere yazılan ve herhangi bir konuyu inceleyen yazı da makale olarak isimlendirilir.
Manzume : Genellikle ölçülü, uyaklı yazılmış, koşuk, neşide.
Mecaz Anlam : Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır. Örnek :
Müşteriden para sızdırmak için elinden geleni yapardı.
Satıcının o ince ve tiz sesi kulaklarımızda patlıyordu.
Bugünlerde havasından yanına varılmıyor.
Bu hayırsız evlat için insan kendisini ateşe atar mı?
Mektup : Birbirlerinden uzaktaki insanların, anlaşmak ve haberleşmek amacıyla yazdıkları; duyguları, dilekleri, düşünceleri bildirmek amacı taşıyan yazı türüdür. Her türlü konu mektuba girebilir. Mektubu konuşmanın yazıya çevrilmiş şekli kabul edebiliriz. Mektuplar özel mektuplar, iş mektupları, edebi mektuplar gibi değişik türlerde olabilir.
Mısra : Dize. (Bir beyitte iki mısra bulunur.)
Monografi : Bir kimsenin hayatını, eserlerini geniş olarak inceleyen eserlere monografi denir. Biyografilerde bir çok sanatçı, bilim adamı değişik yönleriyle ele alınırken, monografilerde sadece bir kişi geniş olarak incelenir.
Mübalağa : Bakınız Abartma.
Mürsel Mecaz : Bakınız : Ad aktarması
Nazım : Koşuk.
Nesne (Düz Tümleç): Öznenin yaptığı eylemden etkilenen varlık ya da nesnedir.
Neşide : Koşuk, manzume.
Olay Paragrafı : Olmuş ya da olabilecek türdeki olayları, kişi, yer ve zaman göstererek anlatan cümlelerden oluşmuş paragraflardır. Bu paragraflarda belli bir olay yer alır. Olay paragraflarına, roman, öykü, masal gibi edebiyat türlerinde rastlanır. Bu paragraflarda temel amaç okuru olay içine çekmek, olay içinde yaşatmaktır. Olay paragrafları genellikle öyküleyici anlatım biçimi kullanılarak kurulur.
Örnek : İlk dinlediğim konserdi bu. Çalgıcıları yönetenin müzik öğretmenimiz Suat Bey olduğunu görmeyeyim mi? Hem de smokin giymişti. Penguen gibi bir görünüşü vardı. Elindeki şef değneği ile sahnedeki çalgıcıları değil de, sanki dünyayı yönetiyormuş gibiydi. Nasıl oluyor da böyle bir adam, bizim gibi bacaksızlara müzik dersi vermeye geliyor. Biz de onunla alay etmeye kalkıyorduk.
Oldurgan Fiil : Geçişsiz fiillerin “-r, -ar, -er, -t, -tır” ekleriyle geçişli hale getirilmesiyle oluşturulan fiillere oldurgan fiil denir. Fiilin ilk hali “ne, neyi, kimi” sorularına cevap vermezken, ikinci hali, yani “-r, -t, -tır” eklerini almış hali, bu sorulara cevap vermektedir. Örnek : uyumak – uyut.
Olumlu Cümle : Yüklemin bildirdiği anlam, eylemin yapılması doğrultusundaysa bu tür cümlelere olumlu cümle denir. Örnek :
Ne kadar geriye bakarsanız, o kadar ileriyi görürsünüz. (Olumlu eylem cümlesi)
Özü gerçek yaşam dayalı tiyatro yapıtları, doğrudur ve güzeldir. (Olumlu ad cümlesi)
Sattığınız malların dökümünü çıkarıp karı hesaplayalım. (Olumlu eylem cümlesi)
Olumsuz Cümle : Bir eylemin gerçekleşmediğini, gerçekleşmeyeceğini ya da bir şeyin yokluğunu bildiren cümlelerdir. Örnek :
Aradığınız kişi burada yok. (Olumsuz ad cümlesi)
Dünkü davranışlarınızı hiç tasvip etmedim. (Olumsuz eylem cümlesi)
Kimse olayın nedenini bilmiyor. (Olumsuz eylem cümlesi)
Otobiyografi : Bir insanın, kendi hayatını kendisinin yazdığı eserlere otobiyografi denir. Biyografilerde kişinin hayatı, çalışmaları başkası tarafından yazılırken otobiyografilerde kişi kendisini anlatır, yazar.
Ölçü : Şiirde, hecelerin sayılarına ya da heceyi oluşturan seslerin uzunluk ve kısalıklarına göre bir düzen oluşturulur. İşte bu düzene ölçü denir.
Öneri Bildiren Cümleler : Bir sorunu çözmek, herhangi bir konuda yol gösterip bilgi ve fikir vermek amacıyla, öne sürülen görüşü, düşünceyi ve teklifi içeren cümlelere öneri bildiren cümleler denir. Örnek :
Kitabın sonuna bir de kaynakça konsa iyi olur.
Konuyu iyice anlamak istiyorsan, önce tekrar et, sonra da bol bol soru çöz.
Oyunda günlük yaşamın derinliğine fazlaca girilmeseydi, oyun daha derli toplu olurdu.
Siyah eteğin üstüne mavi desenli gömleğini giyersen sana daha çok yakışır.
Önyargı Bildiren Cümleler : Bir eylem henüz sonuçlanmadan, o eylemin nasıl sonuçlanacağı konusunda fikir yürüten cümlelerdir. Örnek :
Bizi görür görmez yine bağırıp çağıracak.
Ben zaten onun suçlu olduğunu baştan biliyordum.
Göreceksiniz, son şiirlerinde de ayrılık ve ölüm üzerine konuşup bizleri hayal kırıklığına uğratacak.
Bu çocuğun bir baltaya sap olamayacağı baştan belliydi.
Özne : Cümlede, yüklemin bildirdiği eylemi ya da yargıyı gerçekleştiren ve üstlenen öğe özne adını alır. Özne bir kişi ya da birkaç kişiden oluşuyorsa yükleme “Kim? Kimler?” soruları; kişi dışında bir varlık, nesne ya da kavram ise yükleme "Ne? Neler?" soruları yöneltilir.
Panel : Bir konunun dinleyiciler önünde, sohbet havası içinde birkaç kişi tarafından tartışılmasına panel denir. Amaç karar vermekten çok, bir meseleyi çeşitli yönleriyle aydınlatmak, çeşitli görüşleri, eğilimleri ortaya çıkarmaktır.
Pastoral Şiir : Doğa güzelliklerini; orman, yayla, dağ, köy ve çoban yaşamını ve bu hayata duyulan özlemi ifade eden şiir türüne pastoral şiir denir.
Redif : Dize sonlarındaki yazılışları ve görevleri aynı olan ek, kelime ya da kelime gruplarına redif denir.
Roman : Toplumların ve fertlerin başından geçmiş veya geçmesi mümkün olayları geniş olarak, ayrıntılarıyla anlatan yazı türüne roman denir. Roman; bir hayatı, hayatın akışını değiştiren büyük olayları, insanı ilgilendiren her türlü konuyu işleyebilir.
Röportaj : Bir gazetecinin her hangi bir yeri, bir kurumu gezerek, orada gördüklerini kendi görüşleri ile birleştirerek yazdığı gazete yazılarına röportaj denir.
Satirik Şiir : Toplum hayatındaki aksayan yönlerin, düzensizliklerin, insanların çeşitli konulardaki beceriksizliklerinin ve zayıflıklarının anlatıldığı yergi şiirlerine satirik şiir denir.
Ses Daralması : "a,e" geniş ünlüsüyle biten sözcüklere "-yor" şimdiki zaman eki getirildiğinde, bu geniş ünlüler daralıp değişerek "ı,i,u,ü" olur.
Örnek : bekle-yor bekliyor
Oyna-yor oynuyor
Ses Düşmesi : Kimi sözcüklerin çekimlenişinde veya türeyişinde, bir sesin düştüğü görülür.
a) Ünlü Düşmesi : İki heceli olan kimi sözcükler ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında ikinci hecelerinde bulunan ünlüyü düşürürler. Buna orta hece düşmesi de denir.
Omuz um omzum oğul u oğlu
Kahır ol kahrol seyir et seyret
Ayır ıntı ayrıntı sıyır ık sıyrık
Yalın ız yalnız yanıl ış yanlış
b) Ünsüz Düşmesi : Bazı sözcükler, çeşitli etkilerle birleşirken sözcüğün sonundaki ünsüz harf düşebilir. Bu olaya ünsüz düşmesi adı verilir.
Yumuşak cık yumuşacık sıcak cık sıcacık
Yüksek yüksel küçük küçül
Rast gelmek rasgelmek ast teğmen asteğmen
Bazı bileşik sözcüklerin oluşumunda bir hece veya ses düşmesi meydana gelir.
Sessiz (ünsüz) Benzeşmesi : Sert ünsüzle biten bir sözcüğe yine ünsüzle başlayan bir ek getirilecekse, bu ekin başındaki ünsüz, sertleşir. Buna ünsüz uyumu ya da ünsüz benzeşmesi denir. Örnek : milletce değil millet-çe
Sessizler : Bakınız : Ünsüzler.
Sesteş (Eş Sesli) Sözcükler : Yazılışları ve okunuşları aynı olduğu halde, anlamları tamamen farklı olan sözcüklere "sesteş" sözcükler denir. Örnek :
Yüzünde kan lekesi vardı. - Sen hala onun söylediklerine kan.
Ay'a bu ay yeni bir uzay aracı gönderilecekmiş. - Yüzünü asma, öbür sınavda yüz alırsın.
Gül sen, gülün olayım. - Köyün ortasından geçen çay, çay bahçelerini suluyor.
Ses Türemesi : Sözcükler kimi eklerle birleşirken zaman zaman araya başka yeni sesler girer. Türkçe'de ses türemesi olayına fazla rastlanmaz.
Seyahat (Gezi) Yazısı : Gezilip görülen yerlerin ve o yerlerle ilgili izlenimlerin anlatıldığı yazılara gezi yazısı denir. Bilinmeyen, görülmeyen bir yeri, bir memleketi, manzaraları, insanları, gelenekleri, anlatmak gezi yazılarının özelliğidir. Gezi yazıları; gezilip görülen yerlere ait bilgi vermek, o yerlerin güzelliklerini ve görülmeye değer yanlarını göstermek amacını taşır.
Sıralı Cümle : Basit ya da birleşik yapılı birden fazla cümlenin birbirine virgül, veya noktalı virgülle bağlanması sonucu oluşturulan cümlelerdir. Sıralı cümlelerde en az iki yüklem bulunur. Zaten basit ve birleşik cümlelerden farkı da birden fazla yüklemi olmasıdır. Örnek : Sakla samanı, gelir zamanı.
Sohbet (Söyleşi) : Sohbet, bir konuyu fazla derinleştirmeden, karşınızda biri varmış da onunla konuşuyormuşçasına işleyen yazılardır. Sohbette yazar, kişisel görüşlerini, düşüncelerini bir söyleşi sıcaklığıyla anlatır.
Soru cümlesi : Bir duyguyu, düşünceyi soru yoluyla anlatan veya soru yoluyla bilgi almayı amaçlayan cümlelere soru cümlesi denir. Örnek : Oraya nasıl gidebilirim?
Söylev (Nutuk) : Dinleyicilere belli bir fikri, bir duyguyu aşılamak için söylenen uzunca sözlere denir. Edebiyatımızda sözlü ifade tarzına dayanan bir türdür. Söylevlerin konuları, çoğunlukla; toplumsal fikirler, toplumsal ve ulusal davalardır.
Sözcük : Bir kavram birimidir. Bir varlığın, bir nesnenin ya da bir durumun zihinde canlanabilmesi için onu karşılayan bir gösterimdir.
Şart Birleşik Cümle : Birleşik cümlelerde, yan cümlecik temel cümleye şart anlamı katarak bağlanmışsa, bu tür cümlelere şart birleşik cümle denir. Şar birleşik cümlelerde yan cümlecik “-sa, -se” ekiyle oluşturulur. Örnek : Bakarsan kimin geldiğini görürsün.
Şart Cümlesi : Eylemin, yargının gerçekleşmesini şarta bağlı olarak bildiren cümlelere şart cümlesi denir. Örnek : Görürsem selamını söylerim.
Şiir : Seslerin, ritimlerin, uyumların kaynaşmasıyla en güçlü duyguları, izlenimleri, coşkuları canlandırma ve etkileme sanatı; koşuk.
Tariz (Taşlama) : Bir kimseyi iğnelemek, onunla alay etmek amacıyla bir sözü gerçek anlamının tam karşıtı bir anlamda kullanmaktır. Örnek :
Randevuna sadıkmışsın, beklemekten kök saldık.
O kadar çok konuştu ki söylediklerinden hiçbir şey anlamadık.
Biraz daha hızlı yürürsen karıncalar bile bizi geçecek.
Tartışma : Bir konu üzerinde karşılıklı olarak olumlu ve olumsuz fikir yürütme, bir fikre karşı olan fikri savunma hali; karşı karşıya durum alıp zayıf tarafları aramadır tartışma.
Temel Anlam : İlk Anlam (Temel Anlam)
Bir sözcük söylendiğinde aklımıza ilk gelen, kavrayışımızda ilk uyandırdığı anlamdır. Kısacası, bir sözcüğün biçimlenmesinde, kuruluşunda esas olan anlamdır. Örnek :
Boğazımda bir yanma var. (Temel Anlam)
Şişenin boğazı kırılmış.
Çanakkale Boğazı'nda müthiş bir tipiye yakalandık.
Babam yedi boğaza bakmaya çalışıyordu.
Ali, boğazına düşkün bir çocuktur.
Temel Cümle : Birleşik cümlelerde asıl yargıyı bildiren, yardımcı yargıları sonuca bağlayan cümlelerdir. Daha öz bir ifadeyle temel cümle yüklemdir.
Terim : Bilim, Sanat, Meslek ve bir spor dalıyla ilgili kesin anlamı olan özel bir kavramı gösteren gerçek anlamlı sözcüklere terim denir. Örnek :
Bu sınıfa yirmi sıra yerleştirelim
Toplumsal sınıflar arasındaki çelişkileri inceliyor.
Bu çiçeğin kökü tamamen kurumuş.
Sözcük köklerini ve gövdelerini tanıyalım.
Teşhis - İntak (Kişileştirme - Konuşturma) : İnsana özgü nitelikleri insan dışındaki varlıklara aktarmaya kişileştirme denirken, bu varlıkların insan gibi konuşturulmasına da konuşturma denir. Örnek :
Güneş ışığında yağmurunu döken bulutlar sanki gülüyordu. (Teşhis)
Ufukta günün boynu büküldü. (Teşhis)
Dal, bir gün dedi ki tomurcuğuna :
Tenimde bir yara işler gibisin. (İntak)
Tiyatro : Dram, komedi, trajedi gibi sahnede oynanmak üzere yazılan edebiyat türlerinin ortak adına tiyatro denir. Ayrıca yapılan eserlerin sahnede oynanmasına ya da bu tür eserlerin oynandığı binaya da tiyatro denir. Tiyatroda sadece jest (el, kol) ve mimikle (kaş, göz, ağız, yanak) gösterilen oyunlara pandomim; daha çok müziğin hakim olduğu baştan sona bestelenmiş oyunlara opera; baştan sona değil de yer yer ve hafif bir şekilde bestelenmiş oyunlara operet; beş altı dakikaya sığdırılan tablolar halinde, kısa müzikli oyunlara da skeç denir.
Türemiş Sözcükler : Yapım ekleri alarak yeni bir anlam ve biçim kazanmış olan sözcüklere yapıları yönünden türemiş sözcük denir.
Örnek : Ölümün anlamı değişti birden.
Ulama : Ünsüz harfle biten sözcüğün son ünsüz harfinin kendisinden sonra gelen ve ünlü harfle başlayan sözcüğün ilk hecesiyle birleştirilerek okunmasıdır.
Dikkat edeceğimiz şey, arada noktalama işaretlerinden herhangi birinin olmamasıdır.
Örnek :
Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç
Ünlem Cümlesi : Korku, acıma, şaşırma, sevinme, kızma gibi ansızın beliren duyguları anlatmaya yarayan cümlelere, anlamları yönünden ünlem cümlesi denir. Örnek :
Ah, elim yandı!
Kapıyı açtım ki bir de ne göreyim!
Oh, okul bitti, rahat bir nefes alalım!
O... kimler gelmiş, kimleri görüyorum!
Elimi cebime attım ki cüzdan yok!
Ünsüzler (Sessizler) : Tek başlarına söylenemeyen, ancak bir ünlünün yardımıyla söylenebilen seslere ünsüz denir. Türkçe'de 21 ünsüz vardır.
Ünsüz Yumuşaması : Türkçe sözcüklerin sonunda bulunan sert sessizlerden (p,ç,t,k) sonra sesli bir harfle başlayan bir ek getirildiğinde bu sert sessizler (b,c,d,g) ye dönüşür. Buna ünsüz yumuşaması ya da ünsüz değişmesi denir. Örnek : kitap-ı değil kitabı ( p harfi b’ye dönüşür.)
Vurgu : Sözcük içinde bir hecenin, cümle içinde bir sözcük ya da sözcük grubunun diğerlerine göre daha baskılı, kuvvetli söylenmesine vurgu denir.
Yan Anlam : Sözcüklerin ilk konuluş anlamına bağlı olarak zaman içinde kazandıkları yeni anlamlardır. Bu anlama, kullanılış anlamı ya da yan anlam adı verilir. Örnek :
Çocuk kapıyı sessizce açtı. (açmak : Bir şeyi kapalı durumdan kurtarmak.)
Gömleğinin düğmelerini yarıya kadar açtı. (açmak : Sarılmış, katlanmış, örtülmüş, buruşmuş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak.)
Okulun karşısına bir büfe daha açtı.(açmak : Bir kuruluş, bir işyerini işler duruma getirmek.)
Annem çok güzel baklava açar. (açmak : Kalın bir nesneyi yayarak ince duruma getirmek.)
Komşumuz tıkanan lavaboyu açtı. (açmak : Tıkalı bir şeyi, bu durumdan kurtarmak.)
Yan Cümle : Fiilimsilerle ya da çekimli bir fiille kurulan ve temel cümleye bağlanan cümleye yan cümle denir. Yan cümleler temel cümlenin (yüklem) bir öğesi olarak görev yapar. Yan cümlecikleri fiilimsiler (isim fiil, sıfat fiil, bağ fiil) ve “-se-, -sa-“ şart eki ya da çekimli fiiller oluşturmaktadır. Örnek : Atı alan Üsküdar’ı geçti.
Yapım Eki : Eklendiği sözcüğün kök anlamıyla bağlantılı bir biçimde yeni anlamda bir sözcük türetmeye yarayan eklerdir. Yapım ekleri eklendiği sözcüğün anlamıyla birlikte kimi zaman türünü de değiştirir. Örnek:
balık örtü
bal ık ört ü
balık bal ört örtü
Yüklem : Cümlede iş, oluş, hareket, kısaca yargı bildiren sözcük veya söz grubudur. Bu tanıma dayalı olarak yüklemin iki şekilde karşımıza çıkabileceğine dikkat edelim.
Zarf (Belirteç) Tümleci : Yüklemi zaman, durum, miktar, ölçü, yer yön ve soru yönünden gösteren sözcük ya da sözcük öbekleri cümle içinde zarf tümleci görevi yapar.
Yükleme yöneltilen "Nasıl?" sorusu durum zarfı tümleciyle ilgilidir.
20 Şubat 2010 Cumartesi
19 Şubat 2010 Cuma
Rus Kiril Alfabesi
Rus Kiril alfabesinde 33 harf vardır. Bunlardan 10'u sesli (а, у, о, ы, э, я, ю, ё, и, е), 21'i sessiz (б, в, г, д, ж, з, й, к, л, м, н, п, р, с, т, ф, х, ц, ч, ш, щ) ve her iki guruba da girmeyen 2 işaret ( ъ, ь) vardır.
Rusça sessiz harfler iki gruba ayrılırlar: sert ve yumuşak. Sert sessizler а,у, о, ы, ь harfleri önünde bulunurlar. (istisnalar: ч, ш daima yumuşaktır.) Sert sessizler Türkçedeki karşıtları gibi okunurlar. Yumuşak sessizler я, ю, е, ё, ь, и önünde bulunurlar. (istisnalar: щ, ж, ц daima serttir.)
Kiril Alfabesi | ||
Kiril | Türkçe | Örnek |
А а | A | Anne |
Б б | B | Balık |
В в | V | Vazo |
Г г | G | Gaf |
Д д | D | Duman |
Е е | YE* veya E | YEngeç, |
Ё ё | YO* veya Ö | YOnca, |
Ж ж | J | Jaguar |
З з | Z | Zaman |
И и | İ | İsim |
Й й | Y | boY |
К к | K | Kale |
Л л | L | daL, |
М м | M | Masa |
Н н | N | Nar |
О о | O | Omuz |
П п | P | Para |
Р р | R | Roman |
С с | S | Saat |
Т т | T | Tamam |
У у | U | Ufuk |
Ф ф | F | Fan |
Х х | H | Halat |
Ц ц | TS | yaTSı |
Ч ч | Ç | Çam |
Ш ш | Ş | Şapka |
Щ щ | ŞŞ | beŞ Şehir |
ъ | sert işaret | - |
ы | I | mIzrak |
ь | yumuşak işaret | - |
Э э | E | Edirne |
Ю ю | YU* veya Ü | YUlaf, |
Я я | YA* | YAsa, |
* - Sözcüklerin başında, |
Rusça dersleri
- Rus Alfabesi ve Okunuşu
- Rusçada Zaman
- Rusça Diyaloglar
- Rusça Fiiller
- Rusça Rakamlar
- Rusça Test
- Rusça Dersler-1
- Rusça Dersler-2, Vurgu
- Rusça Dersler-3, Tonlu ve tonsuz harfleri
- Rusça Dersler-4, Cinsiyet kategorisi
- Rusça Dersler-5, Basit isim cümlesi, Soru cümlesi
- Rusça Dersler-6, Tanışma ve vedalaşma, Sahiplik za...
- Rusça Dersler-7, Rus isimlerin açıklaması
- Rusça Dersler-8 Rusçada kelime yapısı
- Rusça Dersler-9 Sıfat,Sıfatlar ve zamirler uyumu k...
- Rusça Dersler-10