Toplumun sağlığı bir devlet için neden önemlidir?
Sağlık insan için en önemli kazanımlardan biridir. Çünkü sağlıksız insanın kendisine ve milletine faydalı olması beklenemez. Hasta olan insan hayatını verimli kullanamaz, iş gücü kaybına neden olur. Üretici değil, tüketicidir. Hastalık kaçınılmaz bir durumdur ve devlet tarafından tolere edilir. Ancak bunu minimum seviyeye indirmek çok önemlidir.
30 Aralık 2013 Pazartesi
25 Aralık 2013 Çarşamba
Kelime işlemci programları nelerdir?
Kelime işlemci programları nelerdir?
Bilgisayarda metin düzenlemek için kullanılan programlara kelime işlemci programlar denir. Tablo, resim ve grafik de kullanılabilir. Microsoft Office programlarının tümü söylenebilir.
Ör: Word, exel vs.
Bilgisayarda metin düzenlemek için kullanılan programlara kelime işlemci programlar denir. Tablo, resim ve grafik de kullanılabilir. Microsoft Office programlarının tümü söylenebilir.
Ör: Word, exel vs.
Kelime işlemcisini kapatmak için kullanılan yöntemler nelerdir?
Kelime işlemcisini kapatmak için kullanılan yöntemler nelerdir?
Wordpad metin düzenleme editörünü kapatmak için aşağıdaki yollardan biri kullanılır.
1. Dosya menüsünden Çıkış komutunu tıklamak
2. Klavyeden Alt+F4 tuşlarını birlikte kullanmak
3. Pencerenin sağ üst köşesinde bulunan kontrol düğmelerinden Kapat () düğmesine tıklamak.
Wordpad metin düzenleme editörünü kapatmak için aşağıdaki yollardan biri kullanılır.
1. Dosya menüsünden Çıkış komutunu tıklamak
2. Klavyeden Alt+F4 tuşlarını birlikte kullanmak
3. Pencerenin sağ üst köşesinde bulunan kontrol düğmelerinden Kapat () düğmesine tıklamak.
Görev çubuğunun masa üstü ekranındaki konumunu ayarlamak için neler yapılmalıdır?
Görev çubuğunun masa üstü ekranındaki konumunu ayarlamak için neler yapılmalıdır?
Görev çubuğunu ekranın alt kenarındaki varsayılan konumundan diğer üç kenardan birine taşımak için:
Görev çubuğunu ekranın alt kenarındaki varsayılan konumundan diğer üç kenardan birine taşımak için:
- Görev çubuğunda boş bir yeri tıklatın.
- Birincil fare düğmesini basılı tutarak, fare işaretçisini görev çubuğunun ekranda görünmesini istediğiniz konuma sürükleyin. Örneğin, görev çubuğunun, ekranın sağ kenarında dikey olarak konumlandırılmasını istiyor olabilirsiniz.
- Fare işaretçisini görev çubuğunun ekranda görünmesini istediğiniz konuma sürükledikten sonra farenin düğmesini bırakın.
- Başlat'ı tıklatın, Ayarlar'ın üzerine gelin ve Denetim Masası'nı tıklatın.
- Görev Çubuğu ve Başlat Menüsü'nü çift tıklatın
- Windows ME'de, Gelişmiş'i tıklatın ve Görev Çubuğu başlığının altındaki Başlat Menüsü ve görev çubuğu listesi için Taşımaya ve yeniden boyutlandırmaya izin ver yanında onay işareti bulunduğunu doğrulayın. Onay işareti yoksa, kutuyu tıklatarak bu özelliği seçin, Tamam'ı tıklatın ve sonra da Denetim Masası penceresini kapatın. Onay işareti varsa, İptal'i tıklatın ve Denetim Masası penceresini kapatın.
- Windows XP ve Windows Vista'da, Görev Çubuğu sekmesinin seçin ve Görev çubuğunu kilitle seçeneğinin yanında onay işareti olmadığını doğrulayın. Onay işareti varsa, kutuyu tıklatarak bu özelliğin seçimini kaldırın,Tamam'ı tıklatın ve sonra da Denetim Masası penceresini kapatın. Onay işareti yoksa, İptal'i tıklatın ve Denetim Masası penceresini kapatın.
Bir flash belleği biçimlendirmek için neler yapılmalıdır?
Bir flash belleği biçimlendirmek için neler yapılmalıdır?
USB Flash belleğimizi bir çok bilgisayarda kullandığımız için virüs kapması çok olası bir sonuçtur. Her ne kadar flash belleğimiz virüs kapma riskiyle karşı karşıya olsa da mecbur kalırız farklı bilgisayarlar üzerinde kullanmaya. Bu yüzden arada bir belleği biçimlendirmek gerekebilir ve virüslerden arındırmak zorunda kalabiliriz. Peki biçimlendirme olayını nasıl yaparız? İşte bir kaç adımla USB Flash Bellek biçimlendirme;
1. Flash belleğinizi bilgisayara takın ve Bilgisayarım’a girin.
2. Bilgisayarım’da Usb belleğinizin simgesini göreceksiniz. Simgeye sağ tıklayıp açılan seçeneklerden “Biçimlendir”i seçin.
3. Karşınıza gelen yeni pencerede “Dosya Sistemi” başlığı altındaki seçeneklerden eğer flash belleğiniz 8GB ve üstüyse NTFS seçeneğini seçin muhakkak. Aksi taktirde Flash belleğin içerisine dosya boyutu 4GB’dan büyük tek parça dosya atamazsınız. 4GG ve altıysa FAT32 veya NTFS seçin ve “Başlat” butonuna basın.
4. En alttaki “Biçimlendirme Seçenekleri” başlığı altındaki “Hızlı Biçimlendir” seçeneğini işaretleyerek daha hızlı biçimlendirme yapabilirsiniz.
İletişim teknolojisinin insanlara sağladığı faydalar nelerdir?
İletişim teknolojisinin insanlara sağladığı faydalar nelerdir?
İnsanlar arasında duygu, düşünce ve bilgilerin her türlü yolla başkalarına bildirimi olarak ifade edilmektedir.
İletişim Teknolojilerinin Faydaları;
• Maliyet avantajı,
• İş Sürekliliği ve Optimasyon
• Hareketlilik, Güven
• Motivasyon,
• Verimlilik, Karlılık
• Bilgilere her an ve her yerden hızlı şekilde erişim sağlar.
İnsanlar arasında duygu, düşünce ve bilgilerin her türlü yolla başkalarına bildirimi olarak ifade edilmektedir.
İletişim Teknolojilerinin Faydaları;
• Maliyet avantajı,
• İş Sürekliliği ve Optimasyon
• Hareketlilik, Güven
• Motivasyon,
• Verimlilik, Karlılık
• Bilgilere her an ve her yerden hızlı şekilde erişim sağlar.
Programlanamaz uçbirim aygıtları nelerdir?
Programlanabilir uçbirim aygıtları nelerdir?
Bu aygıtlar bilgisayar ağlarının daha hızlı ve etkili yönetilmesini sağlarlar. Bunlara aşağıdakİ cihazlar örnek verilebilir. Köprü (Bridge)
Bunlar bilgisayar ağlarında kullanılan ilk akıllı cihazlar arasında sayılırlar. Bunların çalışma şekline örnek vermek için 1 ve 2 numaralı iki bilgisayar ağı düşünelim. 1. ağda A, B ve C bilgisayarları, 2. ağda ise E, F, G ve H bilgisayarları olsun. Eğer B bilgisayarından C bilgisayarına bir bilgi gönderilecekse gelen bilgilen 2. ağa göndermeden 1. ağ içerisinde C bilgisayarına gönderir. Bilgisayarın hangi ağda olduğu bunlar tarafından tespit edilir.
Programlanamaz uçbirim aygıtları nelerdir?
Programlanamaz uçbirim aygıtlarına gelen sinyaller yükseltilerek tüm kapılara (port) gönderilir. Bunun sonucu olarak bir terminalin aktivitesi ile tüm ağ meşgul edilir.
Bu aygıtlar bilgisayar ağlarının daha hızlı ve etkili yönetilmesini sağlarlar. Bunlara aşağıdakİ cihazlar örnek verilebilir. Köprü (Bridge)
Bunlar bilgisayar ağlarında kullanılan ilk akıllı cihazlar arasında sayılırlar. Bunların çalışma şekline örnek vermek için 1 ve 2 numaralı iki bilgisayar ağı düşünelim. 1. ağda A, B ve C bilgisayarları, 2. ağda ise E, F, G ve H bilgisayarları olsun. Eğer B bilgisayarından C bilgisayarına bir bilgi gönderilecekse gelen bilgilen 2. ağa göndermeden 1. ağ içerisinde C bilgisayarına gönderir. Bilgisayarın hangi ağda olduğu bunlar tarafından tespit edilir.
Programlanamaz uçbirim aygıtları nelerdir?
Programlanamaz uçbirim aygıtlarına gelen sinyaller yükseltilerek tüm kapılara (port) gönderilir. Bunun sonucu olarak bir terminalin aktivitesi ile tüm ağ meşgul edilir.
Programlanabilir uçbirim aygıtları nelerdir?
Programlanabilir uçbirim aygıtları nelerdir?
Bu aygıtlar bilgisayar ağlarının daha hızlı ve etkili yönetilmesini sağlarlar. Bunlara aşağıdakİ cihazlar örnek verilebilir. Köprü (Bridge)
Bunlar bilgisayar ağlarında kullanılan ilk akıllı cihazlar arasında sayılırlar. Bunların çalışma şekline örnek vermek için 1 ve 2 numaralı iki bilgisayar ağı düşünelim. 1. ağda A, B ve C bilgisayarları, 2. ağda ise E, F, G ve H bilgisayarları olsun. Eğer B bilgisayarından C bilgisayarına bir bilgi gönderilecekse gelen bilgilen 2. ağa göndermeden 1. ağ içerisinde C bilgisayarına gönderir. Bilgisayarın hangi ağda olduğu bunlar tarafından tespit edilir.
Programlanamaz uçbirim aygıtları nelerdir?
Programlanamaz uçbirim aygıtlarına gelen sinyaller yükseltilerek tüm kapılara (port) gönderilir. Bunun sonucu olarak bir terminalin aktivitesi ile tüm ağ meşgul edilir.
Bu aygıtlar bilgisayar ağlarının daha hızlı ve etkili yönetilmesini sağlarlar. Bunlara aşağıdakİ cihazlar örnek verilebilir. Köprü (Bridge)
Bunlar bilgisayar ağlarında kullanılan ilk akıllı cihazlar arasında sayılırlar. Bunların çalışma şekline örnek vermek için 1 ve 2 numaralı iki bilgisayar ağı düşünelim. 1. ağda A, B ve C bilgisayarları, 2. ağda ise E, F, G ve H bilgisayarları olsun. Eğer B bilgisayarından C bilgisayarına bir bilgi gönderilecekse gelen bilgilen 2. ağa göndermeden 1. ağ içerisinde C bilgisayarına gönderir. Bilgisayarın hangi ağda olduğu bunlar tarafından tespit edilir.
Programlanamaz uçbirim aygıtları nelerdir?
Programlanamaz uçbirim aygıtlarına gelen sinyaller yükseltilerek tüm kapılara (port) gönderilir. Bunun sonucu olarak bir terminalin aktivitesi ile tüm ağ meşgul edilir.
Verilerin kanunla korunması hangi konuları düzenlemektedir?
Verilerin kanunla korunması hangi konuları düzenlemektedir?
Avrupa Birliğine uyum sağlama arasında verilerin kanunla korunması da vardır. Bu amaçla hükümet “Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun” tasarısı hazırlamıştır. Kanun 58 maddeden oluşmaktadır. Bu kanunun amacı 1. madde “Kişisel verilerin işlenmesinde kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı İle temel hak ve özgürlükleri korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin uyacakları esas ve usulleri düzenlemektir.” şeklinde açıklanmaktadır.Ayrıca Telekomünikasyon Kurumu da “Telekomünikasyon sektöründe kişisel bilgilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunması” hakkında yönetmelik çıkarmıştır. Bu yönetmelikte telekomünikasyonda kişisel bilgilerin korunması esasları ayrıntılı olarak belirtilmiştir.
Avrupa Birliğine uyum sağlama arasında verilerin kanunla korunması da vardır. Bu amaçla hükümet “Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun” tasarısı hazırlamıştır. Kanun 58 maddeden oluşmaktadır. Bu kanunun amacı 1. madde “Kişisel verilerin işlenmesinde kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı İle temel hak ve özgürlükleri korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin uyacakları esas ve usulleri düzenlemektir.” şeklinde açıklanmaktadır.Ayrıca Telekomünikasyon Kurumu da “Telekomünikasyon sektöründe kişisel bilgilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunması” hakkında yönetmelik çıkarmıştır. Bu yönetmelikte telekomünikasyonda kişisel bilgilerin korunması esasları ayrıntılı olarak belirtilmiştir.
24 Aralık 2013 Salı
Kablo net nedir?
Kablo net nedir?
Kablo Internet (İngilizce: Cable Internet), Kablo TV şebekesi üzerinden bilgisayarınıza bağlanacak bir kablo modem yoluyla herhangi bir internet servis sağlayıcısına ve telefon hattına ihtiyaç duymaksızın internete bağlanmanızı sağlayan bir sistemdir. Sürekli bağlantı kopması yaşanılan gereksiz bi internet servis sağlayıcısı.
Teknoloji
Bağlantı kullanıcıya fiber optik ve koaksiyel kablolarla iletilir, ve mesafeye bağlı yavaşlama olmaz. Upload işlemi sırasında eşzamanlı olarak download yapılabilir, sistem çoğunlukla Adsl ile benzer oranda asimetrik hız seçeneklerine sahip olmakla beraber Adsl'nin aksine simetrik hızlara sahip seçenekleride bulunmaktadır.
Bilgisayar ağı nedir? Kısaca açıklaması
Bilgisayar ağı nedir? Kısaca açıklaması
Bilgisayar ağı nedir?
Bir çok bilgisayarın haberleşmesini sağlayan sisteme bilgisayar ağı denirbilgisayar ağı
Tarihçe
Küçük bir alan içerisindeki veya uzak mesafelerdeki bilgisayarların iletişim hatları aracılığıyla birbirine bağlandığı, dolayısıyla bilgi ve sistem kaynaklarının farklı kullanıcılar tarafından paylaşıldığı, bir yerden başka bir yere veri aktarımının mümkün olduğu iletişim sistemi. En az iki bilgisayarı birbirine bağlayarak bir ağ oluşturulur. 1980'li yıllarla birlikte, Ethernet ve LAN teknolojisinin gelişmesiyle, kişisel bilgisayarlar ve ofisler bilgisayar ağlarına kavuşmuştur. En bilinen ve en büyük bilgisayar ağı, İnternettir.
İlk bilgisayar ağı, İleri Araştırma Projeleri Ajansı'nın Amerikan Savunma Bakanlığı için geliştirdiği İleri Araştırma Projeleri Ajansı Bilgisayar Ağı yani ARPANET (Advanced Research Projects Agency Network)'tir.
Amaçları
Bilgisayar ağları çeşitli amaçlar için kullanılır:
1- İletişim kolaylığı: Ağ kullanan insanlar mail, chat odaları, videolarla v.b.daha kolay ve etkili iletişim kurabilirler.
2- Donanım paylaşımı: Ağ dünyasında, ağ üzerindeki herhangi bir bilgisayar ağda paylaşılan donanım kaynaklarına ulaşabilir ve bunları kullanabilir. Örneğin ağdaki bir bilgisayar ağın paylaşıma açık yazıcısından kendi bilgisayarı üzerinden çıktı alabilir.
3- Dosya, veri veya bilgi paylaşımı: Ağdaki yetkili kullanıcı ağ üzerindeki diğer bilgisayarlardaki veri ve bilgilere ulaşabilir. Ağdaki bu bilgi ve verilere kolayca ulaşabilme seçeneği bir çok ağın önemli bir özelliğidir.
4- Yazılım paylaşımı: Ağa bağlı kullanıcı ağdaki uygulama programlarını uzaktaki bilgisayarlara kurabilir.
Bilgisayar ağı nedir?
Bir çok bilgisayarın haberleşmesini sağlayan sisteme bilgisayar ağı denirbilgisayar ağı
Tarihçe
Küçük bir alan içerisindeki veya uzak mesafelerdeki bilgisayarların iletişim hatları aracılığıyla birbirine bağlandığı, dolayısıyla bilgi ve sistem kaynaklarının farklı kullanıcılar tarafından paylaşıldığı, bir yerden başka bir yere veri aktarımının mümkün olduğu iletişim sistemi. En az iki bilgisayarı birbirine bağlayarak bir ağ oluşturulur. 1980'li yıllarla birlikte, Ethernet ve LAN teknolojisinin gelişmesiyle, kişisel bilgisayarlar ve ofisler bilgisayar ağlarına kavuşmuştur. En bilinen ve en büyük bilgisayar ağı, İnternettir.
İlk bilgisayar ağı, İleri Araştırma Projeleri Ajansı'nın Amerikan Savunma Bakanlığı için geliştirdiği İleri Araştırma Projeleri Ajansı Bilgisayar Ağı yani ARPANET (Advanced Research Projects Agency Network)'tir.
Amaçları
Bilgisayar ağları çeşitli amaçlar için kullanılır:
1- İletişim kolaylığı: Ağ kullanan insanlar mail, chat odaları, videolarla v.b.daha kolay ve etkili iletişim kurabilirler.
2- Donanım paylaşımı: Ağ dünyasında, ağ üzerindeki herhangi bir bilgisayar ağda paylaşılan donanım kaynaklarına ulaşabilir ve bunları kullanabilir. Örneğin ağdaki bir bilgisayar ağın paylaşıma açık yazıcısından kendi bilgisayarı üzerinden çıktı alabilir.
3- Dosya, veri veya bilgi paylaşımı: Ağdaki yetkili kullanıcı ağ üzerindeki diğer bilgisayarlardaki veri ve bilgilere ulaşabilir. Ağdaki bu bilgi ve verilere kolayca ulaşabilme seçeneği bir çok ağın önemli bir özelliğidir.
4- Yazılım paylaşımı: Ağa bağlı kullanıcı ağdaki uygulama programlarını uzaktaki bilgisayarlara kurabilir.
Sistem geliştirmenin aşamaları nelerdir?
Sistem geliştirmenin aşamaları nelerdir?
1- Yöntem tespiti. Öncelikle sorun iyi analiz edilmeli ve uygun ve en hesaplı yöntem belirlenmeli.
2- Araştırma ve analiz etme süreçleri.
3- Programlama ve test etme süreçleri.
1- Yöntem tespiti. Öncelikle sorun iyi analiz edilmeli ve uygun ve en hesaplı yöntem belirlenmeli.
2- Araştırma ve analiz etme süreçleri.
3- Programlama ve test etme süreçleri.
Bilgisayarın performansı nelere bağlıdır?
Bilgisayarın performansı nelere bağlıdır?
1-Bilgisayarın performansı Cpu hızına bağlıdır
2-Bilgisayarın performansı Ram büyüklüğüne bağlıdır
3-Bilgisayarın performansı Sabit disk (hard disk) hız ve kapasitesine bağlıdır
1-Bilgisayarın performansı Cpu hızına bağlıdır
2-Bilgisayarın performansı Ram büyüklüğüne bağlıdır
3-Bilgisayarın performansı Sabit disk (hard disk) hız ve kapasitesine bağlıdır
1024 mb kaç gb'tır?
1024 mb kaç gb'tır?
1 gb 1024 mb'tır. 1024 mb de, 1 gb'tır.
İç ve dış belleklerin kapasite birimi olarak bayt kullanılır. Bu ağırlık ölçülerindeki gram gibidir. 1024 bayta bir kilobayt denir. Bellek birimlerinin katları aşağıdaki gibidir:
210= 1024 Baytyaklaşık 1000 bayt = 1 Kilo Bayt (KB)
220= 1048576 Bayt yaklaşık 1000000 = 1024 KB = 1 MegaBayt(MB)
230 = 1073741824 Byte yaklaşık 1000000000 bayt = 1024 MB = 1 GigaByte (GB)
240 = 1.099512 Bayt yaklaşık trilyon bayt = 1024 GB = 1 TeraBayt (TB)
Değişik olarak şöyle de ifade edilebilir:
8bit=1bayt
1024 bayt = 1 kilo bayt (KB)
1024 KB = 1MB
1024 MB = 1 GB
1024 GB = 1 TB
100 GB’lık bir disk üzerinde, tam doldurulduğu zaman ne kadar mıknatıs oluşturulmuştur? 100 GB 100 milyar demektir. Her bayt 8 bitten oluştuğuna göre 100 milyarx8= yaklaşık 800 milyar (1) ve (0) konumunu alabilen mıknatıs oluşturulmuş demektir.
1 gb 1024 mb'tır. 1024 mb de, 1 gb'tır.
İç ve dış belleklerin kapasite birimi olarak bayt kullanılır. Bu ağırlık ölçülerindeki gram gibidir. 1024 bayta bir kilobayt denir. Bellek birimlerinin katları aşağıdaki gibidir:
210= 1024 Baytyaklaşık 1000 bayt = 1 Kilo Bayt (KB)
220= 1048576 Bayt yaklaşık 1000000 = 1024 KB = 1 MegaBayt(MB)
230 = 1073741824 Byte yaklaşık 1000000000 bayt = 1024 MB = 1 GigaByte (GB)
240 = 1.099512 Bayt yaklaşık trilyon bayt = 1024 GB = 1 TeraBayt (TB)
Değişik olarak şöyle de ifade edilebilir:
8bit=1bayt
1024 bayt = 1 kilo bayt (KB)
1024 KB = 1MB
1024 MB = 1 GB
1024 GB = 1 TB
100 GB’lık bir disk üzerinde, tam doldurulduğu zaman ne kadar mıknatıs oluşturulmuştur? 100 GB 100 milyar demektir. Her bayt 8 bitten oluştuğuna göre 100 milyarx8= yaklaşık 800 milyar (1) ve (0) konumunu alabilen mıknatıs oluşturulmuş demektir.
Bilgisayarın korunması ve şifrelenmesi için alınacak önlemler nelerdir?
Bilgisayarın korunması ve şifrelenmesi için alınacak önlemler nelerdir?
Bilgisayarın korunması ve şifrelenmesi için oturum açma şifresi kullanılmalıdır. Özel programlar aracılığıyla önemli dosya ve dokümanlar şifrelenebilir. Bunun yanı sıra bilgisayar BİOS şifresi ile tamamen de şifrelenebilir.
Bilgisayarın korunması ve şifrelenmesi için oturum açma şifresi kullanılmalıdır. Özel programlar aracılığıyla önemli dosya ve dokümanlar şifrelenebilir. Bunun yanı sıra bilgisayar BİOS şifresi ile tamamen de şifrelenebilir.
Gizlilik hakkı nedir? Gizlilik hakkı tanımı nedir?
Gizlilik hakkı nedir? Gizlilik hakkı tanımı nedir?
Kişilerin bilgisayarlarında bulunan yazılı ve görsel tüm materyallerin kullanımı kişiye aittir. İkinci veya üçüncü kişiler tarafından izinsiz kullanılması yasaktır ve suçtur. Buna gizlilik hakkı denilir.
Kişilerin bilgisayarlarında bulunan yazılı ve görsel tüm materyallerin kullanımı kişiye aittir. İkinci veya üçüncü kişiler tarafından izinsiz kullanılması yasaktır ve suçtur. Buna gizlilik hakkı denilir.
Bilgisayar virüsleri ne tür zararlar verebilir?
Bilgisayar virüsleri ne tür zararlar verebilir?
BİLGİSAYAR VİRÜSLERİNİN VERDİĞİ ZARARLAR
*Bilgisayar kullanan yüz milyonlarca kisi arasindan dogal olarak böyle kötü niyetli kisiler çikiyor. Virüs yazan kisiler genellikle iyi programlama ve bilgisayar donanim bilgisi olan ve bu bilgilerini disa vurmak için "kötü yollar" seçen insanlardir. Bilgisayar virüsleri Ekraniniza can sikici mesajlar çikararak çalismanizi bölebilir/engelleyebilir. Bilgisayarinizin hafizasini ve/veya disk alanini kullanarak bu kaynaklara verimli olarak erisiminizi engelleyebilir. Kullandiginiz dosyalarin içeriklerini bozabilir/silebilir. Kullandiginiz bilgisayar programlarini bozabilir çalismalarini yavaslatabilir. Sabit diskinizin tamamini ya da önemli dosyalarin oldugu kisimlarini silebilir.
*Virüsler sonuçta verecekleri zarara göre ya ilk çalıştırmada faaliyete geçerler yada olabildiğince yayılmayı bekleyip toplu zarar verme yolunu seçebilirler. Türleri ne olursa olsun virüslerin amacı o bilgisayara bir yoldan zarar vermektir. Bunlar nelerdir?
1)Disketleri formatlayabilir,kopyalayabilir.
2)Dosyaların adlarını silip veya değiştirebilir.
3)Başka bilgisayarların belleğine dosyaları yükler veya belleklerinden dosyaları silebilir.
4)Programın işleyişinde aksaklıklar getireceği gibi bilgisayarın çalışmasını engelleyerek
Veya bozarak zarar verebilirler. Örneğin Çernobil virüsü gibi. Anakart üzerinde bulunan BİOS giderek BİOS programının çalışmasını durdurmuş bilgisayarın açılmasını engellemiştir.
5)Bilgisayarda yavaşlama kilitlenme ve bazen dosyaların bozulmasına neden olurlar.
6)Harddiskin formatlanmasına biosların silinmesine neden olurlar.vb. gibi virüslerin bir çok zararı vardır.
BİLGİSAYAR VİRÜSLERİNİN VERDİĞİ ZARARLAR
*Bilgisayar kullanan yüz milyonlarca kisi arasindan dogal olarak böyle kötü niyetli kisiler çikiyor. Virüs yazan kisiler genellikle iyi programlama ve bilgisayar donanim bilgisi olan ve bu bilgilerini disa vurmak için "kötü yollar" seçen insanlardir. Bilgisayar virüsleri Ekraniniza can sikici mesajlar çikararak çalismanizi bölebilir/engelleyebilir. Bilgisayarinizin hafizasini ve/veya disk alanini kullanarak bu kaynaklara verimli olarak erisiminizi engelleyebilir. Kullandiginiz dosyalarin içeriklerini bozabilir/silebilir. Kullandiginiz bilgisayar programlarini bozabilir çalismalarini yavaslatabilir. Sabit diskinizin tamamini ya da önemli dosyalarin oldugu kisimlarini silebilir.
*Virüsler sonuçta verecekleri zarara göre ya ilk çalıştırmada faaliyete geçerler yada olabildiğince yayılmayı bekleyip toplu zarar verme yolunu seçebilirler. Türleri ne olursa olsun virüslerin amacı o bilgisayara bir yoldan zarar vermektir. Bunlar nelerdir?
1)Disketleri formatlayabilir,kopyalayabilir.
2)Dosyaların adlarını silip veya değiştirebilir.
3)Başka bilgisayarların belleğine dosyaları yükler veya belleklerinden dosyaları silebilir.
4)Programın işleyişinde aksaklıklar getireceği gibi bilgisayarın çalışmasını engelleyerek
Veya bozarak zarar verebilirler. Örneğin Çernobil virüsü gibi. Anakart üzerinde bulunan BİOS giderek BİOS programının çalışmasını durdurmuş bilgisayarın açılmasını engellemiştir.
5)Bilgisayarda yavaşlama kilitlenme ve bazen dosyaların bozulmasına neden olurlar.
6)Harddiskin formatlanmasına biosların silinmesine neden olurlar.vb. gibi virüslerin bir çok zararı vardır.
Bilgisayardaki bilgileri korumak için ne gibi güvenlik önlemleri alabilirsiniz?
Bilgisayardaki bilgileri korumak için ne gibi güvenlik önlemleri alabilirsiniz?
Öncelikle casusu yazılım ve virüsleri önlemek için bir anti-vürüs kullanmalıyız. Bilgisayarımızı düzenli olarak yedeklemeli ve güvensiz site içeriklerine girmemeliyiz.
Öncelikle casusu yazılım ve virüsleri önlemek için bir anti-vürüs kullanmalıyız. Bilgisayarımızı düzenli olarak yedeklemeli ve güvensiz site içeriklerine girmemeliyiz.
www (world wide web) nedir? Tanımı nedir?
www (world wide web) nedir? Tanımı nedir?
WWW, Web, ya da W3 (World Wide Web), yazı, resim, ses, film, animasyon gibi pek çok farklı yapıdaki verilere kompakt ve etkileşimli bir şekilde ulaşmamızı sağlayan bir çoklu hiper ortam sistemidir. Hiper ortam, bir dökümandan başka bir dökümanın çağırılmasına (navigate) olanak sağlar (iç içe dökümanlar). Bu ortamdaki her veri (object), başka bir veriyi çağırabilir (link). Link, aynı döküman içinde başka bir yere olabildiği gibi, fiziksel olarak başka bir yerde (internet üzerindeki herhangi bir makinada) de olabilir. Bütün bu farklı yapıdaki veriler uygun bir standart ile bir arada kullanılıp bir Web Listeleyicisinde (Web Browser) görüntülenebilir. Web'in diğer bir işlevi de, öteki bazı internet servislerini kendi içerisinde barındırmasıdır (ftp, gopher, news, wais gibi).
World Wide Web (kısaca WWW veya web), birbiriyle bağlantılı, İnternet üzerinde çalışan ve "www" ile başlayan adreslerdeki sayfaların görüntülenmesini sağlayan servistir.
İnternet ve web terimleri aynı olguyu tanımlamaz. Zira web sadece internet üzerinde çalışan bir servistir. Web kavramı, CERN'de bir bilgisayar programcısı olan Tim Berners-Lee'nin HTML adlı bilgisayar dilini bulup geliştirmesiyle oluşmuştur. Bugün de kendisinin başkanı olduğu W3C (World Wide Web Consortium) tarafından idare edilmektedir. WWW, 1994 yılından beri hızla büyümekte, kullananların yaş aralığı genişlemektedir.
Yapısı
Web’in temeli İnternettir. Web İnternet üzerinde kurulmuştur ve İnternetin sunduğu mekanizmalardan çoğunun kullanılmasını sağlar. İnternetin fiziksel görünüşleri –bilgisayarlar, ağlar ve servisler- dünya üzerindeki diğer binlerce bilgisayara bağlanmamıza izin verir. Web, İnternetin en tepesindeki soyutlanmış genel servisler kümesidir. World-Wide Web (W3), insanların fikir ve projelerinin paylaşılmasını sağlayan bir bilgi ve kültür havuzudur. İstemci-sunucu uygulamaları ile yapılan birçok organizasyon üzerinde Web tarayıcıları İstemci olarak çalışabilirler. Web yürütümü standart İstemci-sunucu modelini izler. Aşağıdaki şekilde gösterildiği gibi "Web tarayıcısı" adı verilen programı çalıştıran bir istemci bilgisayar ile Web sunucu yazılımı çalıştıran bir sunucu bilgisayar arasındaki etkileşime "İstemci-sunucu" etkileşimi adı verilir. İstemci bilgisayar sunucudan HTTP'yi (Hypertext Transfer Protocol) ve Internet mesaj standartı olan TCP/IP'yi kullanarak bir doküman ister ve sunucu istemcinin göstereceği dokümanı geri döndürür.
"World-Wide Web" ibaresi HTTP ile anlaşan sunucuların kollektif ağını ifade etmek için kullanılır. HTTP var olan bilgilerin kullandıkları protokolün global yapısıdır.
Web tarayıcılarının ve sunucularının kendi aralarında iletişim için kullandıkları protokole HTTP (Hypertext Transafer Protocol) adı verilir. Bunun için Web Sunuculara genellikle HTTP Sunucu veya HTTP Deaemons (HTTPD) denir.
Bu örnekte bir tarayıcı kullanıyorsunuz (Netscape, Mosaic, veya diğer bir tarayıcı) ve “ Webmaster Magazine Online'”ı referans olarak tıklıyorsunuz. Tarayıcı sizin bu objeye ulaşmak için ; http://tr.wikipedia.org - Web adresine (veya URL) gitmek istediğinizi anlayacaktır.
Sunucular ve istemciler arasındaki iş paylaşımı
Tarayıcı istemcinin isteğini sunucuya iletir. İsim sunucularının, domain isimlerinin, adres isimlerinin ve fiziksel konumların tutulduğu diğer araçlarla iletir. Tarayıcı www.cio.com için istekleri karşılayan makineye doğru iletir.
Bilgiler Web Sunucuya gelince, sunucu onları başka bir işleme gönderir (arama işlemi veya bir uygulama) ve bir süre bekler. Cevabı alırsa nesneyi sizin tarayıcınıza gönderir. Tarayıcınız birçok değisik parçayı birlikte tutar. Bir Web sayfası ağ üzerindeki birçok nesnenin referansını tutabilir. Hepsini birlikte çeker ve son ürünü size sunar.
İstatistikler
2001'deki çalışmaya göre,çoğunlukla görünmez web ya da derin webte 550 milyardan fazla döküman vardı.2,024 milyon web sayfasının anketinin belirlediğine göre ingilizce sayfalar %56,4 yüzdesiyle birinci sırada geliyor hemen ardından &7,7 almanca %5,6 fransızca ve son olarak %4,9 japonca. Örnek olarak 75 farklı dilde web arması olarak kullanılan yeni bir çalışma Ocak 2005 sonu itabariyle kamuya indekslenebilir 11.5 milyar web sayfaları bulunduğu belirlenmiştir. Mart 2009 itabariyle endekslenebilir web 25 milyardan fazla sayfa içerir. 25 Temmuz 2008'de google yazılım mühendisleri Jesse Alpert ve Nissan Hajaj Google Arada benzersiz URL'ler bulduklarını açıkladı.
Hypertext
WWW dokümanlarının temel özelliklerinden biri Hypertext yapılarıdır. (Fig. 2) Grafik terminalde bir referans alt-çizgili bir yazı veya işaretçi ile sunulur. Kullanıcı bunun üzerine tıklar ve referans edilen belge gelir. [TBL, WWW: An Information Infrastructure] Bu yöntem bilgilerin kopyalanmasını gereksiz kılar, verinin bir kere yüklenmesi yeterlidir ve ona referans edilen bütün bağlarla orijinal belgeye ulaşılabilir.
Aşağıdaki şekilde İTÜ anasayfasına girildikten sonra faculties hypertext ile fakülte bağlarının olduğu sayfaya geçilmiş ve daha sonra bilgi almak istediğimiz Elektrik-Elektronik fakültesi Kontrol ve Bilgisayar Müh. bölümüne geçilmiştir.
URL
URL Web nesnesini bulmak için Web istemcisinin ihtiyacı olan erişim yöntemini (nasıl), konumunu (nerede), ve sunucu ismini (ne) belirtir. URL'nin genel yapısı: erişim-yöntemi://sunucu-ismi[: port] / konum
Nasıl Çalışır
1. İnternet üzerinde kendi sitesini barındırmak isteyen abc firması ya da kişisi, kendisine ait bir alan (domain) adı seçer. Bizim örneğimizde bu alan adı abc.com olsun.
Daha sonra kişi ya da firma, alan adı kaydı yapabilen bir firmaya giderek (Registrar), kendisi için belirlemiş olduğu alan adını, belli bir süre için (1 yıldan az olmamak şartı ile) tescil ettirir.
2. Nasıl ki bir yere gitmek için, gideceğimiz yerin adresine gereksinim varsa;, sanal dünya olan İnternet’te de bir siteye girmek için o sitenin adresine ihtiyacımız vardır.. İnternet üzerindeki sunucuların adresleri IP(Internet Protocol) denilen her biri 0..255 arasında olan 4 basamaktan oluşur (Ör: 10.23.12.5; 192.168.5.3 gibi).
İnternet kullanıcılarının girmek istedikleri web sitelerinin IP adreslerini akıllarında tutmaları çok zor olacağı için, İnternet üzerinde alan adı – IP adresi eşleştirmesi yapan servisler yer almaktadır. Bu servislere DNS (Domain Name Services – Alan Adı Servisi) adı verilir. DNS’ler kendilerine sorulan alan adlarını IP adreslerini soran kullanıcalara verirler. Çok basit olarak bunu bir telefon rehberine benzetebilirsiniz.Duygu Akay
Alan Adı IP Adresi
abc.com 13.56.11.120
vyz.com 168.32.45.11
bcg.net 89.86.10.51
... ...
DNS Tablosu: Mantıksal gösterim
Dolayısıyla alan adınızı tescil ettirirken, hangi DNS sunucusunda alan adınıza ait IP adresi bulunacak ise, kayıt yapan firmaya (registrar’a) bu bilgi verilir. Böylece sizin alan adınıza ait IP adresi, tüm dünyadaki İnternet kullanıcıları tarafından erişilebilir duruma gelir.
3. Bir İnternet kullanıcısı www.abc.com sayfasına girmek istediği zaman, internet tarayıcısının (Internet Explorer, Firefox, Opera vb.) adres çubuğuna www.abc.com yazar. İnternet üzerindeki adresleme yukarıda anlatıldığı gibi IP tabanlı olduğu için tarayıcının bu alan adının IP adresini ögrenmesi gerekmektedir. Ögrenmek için ise, kullanıcı bilgisayarında tanımlı olan DNS sunucusuna giderek, abc.com’un IP adresini sorar.
4. DNS sunucusundan cevap olarak abc.com’un IP adresinin bilgisini alır (tıpkı bilinmeyen numaralar için yapılantelefon numarası sorgulama servisi gibi)
5. Bu işlemin sonunda www.abc.com’un IP adresini ögrenen İnternet kullanıcısının tarayıcı programı (Internet Explorer, Firefox vb), İnternet üzerinden abc.com’un web sunucuna ulaşır ve kendisine, üzerinde yüklü bulunan web sayfasına ilişkin anasayfa dosyasının gönderilmesini ister.
6. www.abc.com’un web sunucusu, İnternet kullanıcısına anasayfa dosyasını gönderir. Genellikle anasayfalar default.html, default.php, default.asp, index.html, index.php,index.asp gibi dosyalardan oluşur. Kullanıcı bilgisayarına anasayfa dosyası yüklendikten sonra, tarayıcı program tarafından (Internet Explorer, Firefox vb), dosya görüntülenir. Kullanıcı, anasayfa üzerindeki başka bağlantılara tıklayarak, www.abc.com web sunucusunun kendisine başka dosyalar göndermesini de isteyebilir. Sunucudan gelen dosyalar yine tarayıcı altından gösterilecektir.
Erişim yöntemleri
En popüler üç erişim yöntemi :
http: Bu yöntem Web sunucuları tarafından sağlanır. Hypertext bağlantılarını, HTML ve sunucu scriptlerini içerir. (http://www.itu.edu.tr/new/acad/faculties.html)
gopher: Bu yöntem, Minnesota Üniversitesi'nde dağılmış kampüs bilgi servisi için geliştirilmiştir. Gopher bilgileri menüler halinde sunar, fakat hypertext bu hizmeti çok daha iyi bir sekilde yerine getirebilmektedir. Bu yüzden gopher beslemeli birçok site WWW-beslemeli bilgilere dönüştürülmektedir. (gopher://ciragan.cc.itu.edu.tr:80/)
ftp: Dosya Transfer Protokolü (ftp) bütün İnternet servisleri içinde en eski ve en popüler olanıdır. FTP arşivlerinde bulunan milyonlarca belgeye, kaynak koduna, yararlı nesnelere ve dosyalara rahatlıkla ulaşabilirsiniz. FTP arşivlerini görmek ve bilgi çekmek için herhengi bir tarayıcı kullanılabilir.
Sunucu ismi
Sunucu ismi bir IP ismi veya bir IP numarasıdır. Web sunucuları genellikle www.itu.edu.tr'de oldugu gibi"www" ile başlar. Port numarası genellikle kullanılmaz. Eğer makinede birden çok sunucu varsa, birini seçmek için port numarası kullanılır. Web sunucularinın 80. portta oldukları varsayılır.Diğer protokoller farklı port numaraları kullanırlar. Ör: ftp'nin standart port numarası 21'dir.
Hoşgeldin Sayfası:
Birçok Web sunucunun bir hoşgeldin veya anasayfası vardır. Bu, makinenin ismini girdiğinizde ( belge adı değil) karşınıza gelen dokümandır. İyi hazırlanmış Web hoşgeldin sayfalarında Web sunucularının kısa bir tanıtımı yapılır ve sunucunun sagladığı diğer bilgilere bağlantılar bulunur. Eğer bir sunucu ismini girerek bağlandıktan sonra karşınıza "belge bulunamdı" uyarısı çıkarsa, welcome.html, index.html, veya default.html sayfa isimlerini giriniz.
Konum
Konum bir dosya ismi, klasör ismi veya erişim yönteminin bir özelliği olabilir. Dosya ve klasör isimleri sıkça değiştirildiği için önceden çalışan bir URL birkaç ay sonra çalışmayabilir.
Gizlilik
Zaman ve paradan tasarruf edip bilgisayarın kolaylık ve eğlencesinden yararlanan bilgisayar kullanıcıları, web de dahil teknoloji getirilerini kullanma karşılığında özel hayatın gizliliği haklarını kullanmış ya da kullanmamış olabilirler.Yani internet kullanıcılarının bir kısmı özel hayatını gizli tutarken, bir kısmı bu ayrıntıyı çok da fazla önemsememekte.Dünya çapında yarım milyondan fazla insan interneti kullanarak ve internetle büyümüş olan Amerikalıların yarısı çevrimiçi profiller oluşturarak kalıpları yıkan,kuralları değiştiren nesilsel bir değişimin de parçası olmuş durumdalar.Facebook önceden yalnızca Amerikalı üniversite öğrencileri tarafından kullanılırken şimdilerde %70'i Amerikan olmayan insanlar tarafından kullanılıyor.Üstelik 2009'da yapılan araştırmalar gösteriyor ki bu kullanıcıların yalnızca %20'si özel hayatın gizliliği ayarlarını kullanıyor.Facebook'un kuruluşundan 6 yıl sonra 2010'da şirketin kurucusu Mark Zuckerberg şunları yazdı : "Kullanımı çok kolay olan ve güvenlik kontrolü sağlayan uygulamalar ekleyeceğiz."
Hız Sorunları
İnternetteki yoğunluk probleminden dolayı sayfa yüklemelerinde aşırı gecikme oluşmaktadır.Bu nedenden dolayı 'World Wide Web' (Dünya Çapında Ağ) terimi küçük düşürülerek 'World Wide Wait' (Dünya Çapında Bekleme) olarak tanımlanmaktadır.İnterneti hızlandırma tartışmaları Qos teknolojilerini kullanmak üzerine devam ediyor.Yoğunluğu düşürmek için diğer çözümler W3C'de bulundu.İdeal Web sayfası için standart zaman aralığı şunlardır :
0.1 saniye (saniyenin onda biri) ideal yanıt süresidir.Kullanıcı herhangi bir kesinti hissetmez. 1 saniye en yüksek ulaşılabilecek yanıt süresidir ve kullanıcı 1 saniyeden sonra kesinti yaşayabilir. 10 saniye yanıt süresinin en yüksek zamanıdır ve kullanıcı bu kesintiden dolayı siteden ayrılır.
WWW, Web, ya da W3 (World Wide Web), yazı, resim, ses, film, animasyon gibi pek çok farklı yapıdaki verilere kompakt ve etkileşimli bir şekilde ulaşmamızı sağlayan bir çoklu hiper ortam sistemidir. Hiper ortam, bir dökümandan başka bir dökümanın çağırılmasına (navigate) olanak sağlar (iç içe dökümanlar). Bu ortamdaki her veri (object), başka bir veriyi çağırabilir (link). Link, aynı döküman içinde başka bir yere olabildiği gibi, fiziksel olarak başka bir yerde (internet üzerindeki herhangi bir makinada) de olabilir. Bütün bu farklı yapıdaki veriler uygun bir standart ile bir arada kullanılıp bir Web Listeleyicisinde (Web Browser) görüntülenebilir. Web'in diğer bir işlevi de, öteki bazı internet servislerini kendi içerisinde barındırmasıdır (ftp, gopher, news, wais gibi).
World Wide Web (kısaca WWW veya web), birbiriyle bağlantılı, İnternet üzerinde çalışan ve "www" ile başlayan adreslerdeki sayfaların görüntülenmesini sağlayan servistir.
İnternet ve web terimleri aynı olguyu tanımlamaz. Zira web sadece internet üzerinde çalışan bir servistir. Web kavramı, CERN'de bir bilgisayar programcısı olan Tim Berners-Lee'nin HTML adlı bilgisayar dilini bulup geliştirmesiyle oluşmuştur. Bugün de kendisinin başkanı olduğu W3C (World Wide Web Consortium) tarafından idare edilmektedir. WWW, 1994 yılından beri hızla büyümekte, kullananların yaş aralığı genişlemektedir.
Yapısı
Web’in temeli İnternettir. Web İnternet üzerinde kurulmuştur ve İnternetin sunduğu mekanizmalardan çoğunun kullanılmasını sağlar. İnternetin fiziksel görünüşleri –bilgisayarlar, ağlar ve servisler- dünya üzerindeki diğer binlerce bilgisayara bağlanmamıza izin verir. Web, İnternetin en tepesindeki soyutlanmış genel servisler kümesidir. World-Wide Web (W3), insanların fikir ve projelerinin paylaşılmasını sağlayan bir bilgi ve kültür havuzudur. İstemci-sunucu uygulamaları ile yapılan birçok organizasyon üzerinde Web tarayıcıları İstemci olarak çalışabilirler. Web yürütümü standart İstemci-sunucu modelini izler. Aşağıdaki şekilde gösterildiği gibi "Web tarayıcısı" adı verilen programı çalıştıran bir istemci bilgisayar ile Web sunucu yazılımı çalıştıran bir sunucu bilgisayar arasındaki etkileşime "İstemci-sunucu" etkileşimi adı verilir. İstemci bilgisayar sunucudan HTTP'yi (Hypertext Transfer Protocol) ve Internet mesaj standartı olan TCP/IP'yi kullanarak bir doküman ister ve sunucu istemcinin göstereceği dokümanı geri döndürür.
"World-Wide Web" ibaresi HTTP ile anlaşan sunucuların kollektif ağını ifade etmek için kullanılır. HTTP var olan bilgilerin kullandıkları protokolün global yapısıdır.
Web tarayıcılarının ve sunucularının kendi aralarında iletişim için kullandıkları protokole HTTP (Hypertext Transafer Protocol) adı verilir. Bunun için Web Sunuculara genellikle HTTP Sunucu veya HTTP Deaemons (HTTPD) denir.
Bu örnekte bir tarayıcı kullanıyorsunuz (Netscape, Mosaic, veya diğer bir tarayıcı) ve “ Webmaster Magazine Online'”ı referans olarak tıklıyorsunuz. Tarayıcı sizin bu objeye ulaşmak için ; http://tr.wikipedia.org - Web adresine (veya URL) gitmek istediğinizi anlayacaktır.
Sunucular ve istemciler arasındaki iş paylaşımı
Tarayıcı istemcinin isteğini sunucuya iletir. İsim sunucularının, domain isimlerinin, adres isimlerinin ve fiziksel konumların tutulduğu diğer araçlarla iletir. Tarayıcı www.cio.com için istekleri karşılayan makineye doğru iletir.
Bilgiler Web Sunucuya gelince, sunucu onları başka bir işleme gönderir (arama işlemi veya bir uygulama) ve bir süre bekler. Cevabı alırsa nesneyi sizin tarayıcınıza gönderir. Tarayıcınız birçok değisik parçayı birlikte tutar. Bir Web sayfası ağ üzerindeki birçok nesnenin referansını tutabilir. Hepsini birlikte çeker ve son ürünü size sunar.
İstatistikler
2001'deki çalışmaya göre,çoğunlukla görünmez web ya da derin webte 550 milyardan fazla döküman vardı.2,024 milyon web sayfasının anketinin belirlediğine göre ingilizce sayfalar %56,4 yüzdesiyle birinci sırada geliyor hemen ardından &7,7 almanca %5,6 fransızca ve son olarak %4,9 japonca. Örnek olarak 75 farklı dilde web arması olarak kullanılan yeni bir çalışma Ocak 2005 sonu itabariyle kamuya indekslenebilir 11.5 milyar web sayfaları bulunduğu belirlenmiştir. Mart 2009 itabariyle endekslenebilir web 25 milyardan fazla sayfa içerir. 25 Temmuz 2008'de google yazılım mühendisleri Jesse Alpert ve Nissan Hajaj Google Arada benzersiz URL'ler bulduklarını açıkladı.
Hypertext
WWW dokümanlarının temel özelliklerinden biri Hypertext yapılarıdır. (Fig. 2) Grafik terminalde bir referans alt-çizgili bir yazı veya işaretçi ile sunulur. Kullanıcı bunun üzerine tıklar ve referans edilen belge gelir. [TBL, WWW: An Information Infrastructure] Bu yöntem bilgilerin kopyalanmasını gereksiz kılar, verinin bir kere yüklenmesi yeterlidir ve ona referans edilen bütün bağlarla orijinal belgeye ulaşılabilir.
Aşağıdaki şekilde İTÜ anasayfasına girildikten sonra faculties hypertext ile fakülte bağlarının olduğu sayfaya geçilmiş ve daha sonra bilgi almak istediğimiz Elektrik-Elektronik fakültesi Kontrol ve Bilgisayar Müh. bölümüne geçilmiştir.
URL
URL Web nesnesini bulmak için Web istemcisinin ihtiyacı olan erişim yöntemini (nasıl), konumunu (nerede), ve sunucu ismini (ne) belirtir. URL'nin genel yapısı: erişim-yöntemi://sunucu-ismi[: port] / konum
Nasıl Çalışır
1. İnternet üzerinde kendi sitesini barındırmak isteyen abc firması ya da kişisi, kendisine ait bir alan (domain) adı seçer. Bizim örneğimizde bu alan adı abc.com olsun.
Daha sonra kişi ya da firma, alan adı kaydı yapabilen bir firmaya giderek (Registrar), kendisi için belirlemiş olduğu alan adını, belli bir süre için (1 yıldan az olmamak şartı ile) tescil ettirir.
2. Nasıl ki bir yere gitmek için, gideceğimiz yerin adresine gereksinim varsa;, sanal dünya olan İnternet’te de bir siteye girmek için o sitenin adresine ihtiyacımız vardır.. İnternet üzerindeki sunucuların adresleri IP(Internet Protocol) denilen her biri 0..255 arasında olan 4 basamaktan oluşur (Ör: 10.23.12.5; 192.168.5.3 gibi).
İnternet kullanıcılarının girmek istedikleri web sitelerinin IP adreslerini akıllarında tutmaları çok zor olacağı için, İnternet üzerinde alan adı – IP adresi eşleştirmesi yapan servisler yer almaktadır. Bu servislere DNS (Domain Name Services – Alan Adı Servisi) adı verilir. DNS’ler kendilerine sorulan alan adlarını IP adreslerini soran kullanıcalara verirler. Çok basit olarak bunu bir telefon rehberine benzetebilirsiniz.Duygu Akay
Alan Adı IP Adresi
abc.com 13.56.11.120
vyz.com 168.32.45.11
bcg.net 89.86.10.51
... ...
DNS Tablosu: Mantıksal gösterim
Dolayısıyla alan adınızı tescil ettirirken, hangi DNS sunucusunda alan adınıza ait IP adresi bulunacak ise, kayıt yapan firmaya (registrar’a) bu bilgi verilir. Böylece sizin alan adınıza ait IP adresi, tüm dünyadaki İnternet kullanıcıları tarafından erişilebilir duruma gelir.
3. Bir İnternet kullanıcısı www.abc.com sayfasına girmek istediği zaman, internet tarayıcısının (Internet Explorer, Firefox, Opera vb.) adres çubuğuna www.abc.com yazar. İnternet üzerindeki adresleme yukarıda anlatıldığı gibi IP tabanlı olduğu için tarayıcının bu alan adının IP adresini ögrenmesi gerekmektedir. Ögrenmek için ise, kullanıcı bilgisayarında tanımlı olan DNS sunucusuna giderek, abc.com’un IP adresini sorar.
4. DNS sunucusundan cevap olarak abc.com’un IP adresinin bilgisini alır (tıpkı bilinmeyen numaralar için yapılantelefon numarası sorgulama servisi gibi)
5. Bu işlemin sonunda www.abc.com’un IP adresini ögrenen İnternet kullanıcısının tarayıcı programı (Internet Explorer, Firefox vb), İnternet üzerinden abc.com’un web sunucuna ulaşır ve kendisine, üzerinde yüklü bulunan web sayfasına ilişkin anasayfa dosyasının gönderilmesini ister.
6. www.abc.com’un web sunucusu, İnternet kullanıcısına anasayfa dosyasını gönderir. Genellikle anasayfalar default.html, default.php, default.asp, index.html, index.php,index.asp gibi dosyalardan oluşur. Kullanıcı bilgisayarına anasayfa dosyası yüklendikten sonra, tarayıcı program tarafından (Internet Explorer, Firefox vb), dosya görüntülenir. Kullanıcı, anasayfa üzerindeki başka bağlantılara tıklayarak, www.abc.com web sunucusunun kendisine başka dosyalar göndermesini de isteyebilir. Sunucudan gelen dosyalar yine tarayıcı altından gösterilecektir.
Erişim yöntemleri
En popüler üç erişim yöntemi :
http: Bu yöntem Web sunucuları tarafından sağlanır. Hypertext bağlantılarını, HTML ve sunucu scriptlerini içerir. (http://www.itu.edu.tr/new/acad/faculties.html)
gopher: Bu yöntem, Minnesota Üniversitesi'nde dağılmış kampüs bilgi servisi için geliştirilmiştir. Gopher bilgileri menüler halinde sunar, fakat hypertext bu hizmeti çok daha iyi bir sekilde yerine getirebilmektedir. Bu yüzden gopher beslemeli birçok site WWW-beslemeli bilgilere dönüştürülmektedir. (gopher://ciragan.cc.itu.edu.tr:80/)
ftp: Dosya Transfer Protokolü (ftp) bütün İnternet servisleri içinde en eski ve en popüler olanıdır. FTP arşivlerinde bulunan milyonlarca belgeye, kaynak koduna, yararlı nesnelere ve dosyalara rahatlıkla ulaşabilirsiniz. FTP arşivlerini görmek ve bilgi çekmek için herhengi bir tarayıcı kullanılabilir.
Sunucu ismi
Sunucu ismi bir IP ismi veya bir IP numarasıdır. Web sunucuları genellikle www.itu.edu.tr'de oldugu gibi"www" ile başlar. Port numarası genellikle kullanılmaz. Eğer makinede birden çok sunucu varsa, birini seçmek için port numarası kullanılır. Web sunucularinın 80. portta oldukları varsayılır.Diğer protokoller farklı port numaraları kullanırlar. Ör: ftp'nin standart port numarası 21'dir.
Hoşgeldin Sayfası:
Birçok Web sunucunun bir hoşgeldin veya anasayfası vardır. Bu, makinenin ismini girdiğinizde ( belge adı değil) karşınıza gelen dokümandır. İyi hazırlanmış Web hoşgeldin sayfalarında Web sunucularının kısa bir tanıtımı yapılır ve sunucunun sagladığı diğer bilgilere bağlantılar bulunur. Eğer bir sunucu ismini girerek bağlandıktan sonra karşınıza "belge bulunamdı" uyarısı çıkarsa, welcome.html, index.html, veya default.html sayfa isimlerini giriniz.
Konum
Konum bir dosya ismi, klasör ismi veya erişim yönteminin bir özelliği olabilir. Dosya ve klasör isimleri sıkça değiştirildiği için önceden çalışan bir URL birkaç ay sonra çalışmayabilir.
Gizlilik
Zaman ve paradan tasarruf edip bilgisayarın kolaylık ve eğlencesinden yararlanan bilgisayar kullanıcıları, web de dahil teknoloji getirilerini kullanma karşılığında özel hayatın gizliliği haklarını kullanmış ya da kullanmamış olabilirler.Yani internet kullanıcılarının bir kısmı özel hayatını gizli tutarken, bir kısmı bu ayrıntıyı çok da fazla önemsememekte.Dünya çapında yarım milyondan fazla insan interneti kullanarak ve internetle büyümüş olan Amerikalıların yarısı çevrimiçi profiller oluşturarak kalıpları yıkan,kuralları değiştiren nesilsel bir değişimin de parçası olmuş durumdalar.Facebook önceden yalnızca Amerikalı üniversite öğrencileri tarafından kullanılırken şimdilerde %70'i Amerikan olmayan insanlar tarafından kullanılıyor.Üstelik 2009'da yapılan araştırmalar gösteriyor ki bu kullanıcıların yalnızca %20'si özel hayatın gizliliği ayarlarını kullanıyor.Facebook'un kuruluşundan 6 yıl sonra 2010'da şirketin kurucusu Mark Zuckerberg şunları yazdı : "Kullanımı çok kolay olan ve güvenlik kontrolü sağlayan uygulamalar ekleyeceğiz."
Hız Sorunları
İnternetteki yoğunluk probleminden dolayı sayfa yüklemelerinde aşırı gecikme oluşmaktadır.Bu nedenden dolayı 'World Wide Web' (Dünya Çapında Ağ) terimi küçük düşürülerek 'World Wide Wait' (Dünya Çapında Bekleme) olarak tanımlanmaktadır.İnterneti hızlandırma tartışmaları Qos teknolojilerini kullanmak üzerine devam ediyor.Yoğunluğu düşürmek için diğer çözümler W3C'de bulundu.İdeal Web sayfası için standart zaman aralığı şunlardır :
0.1 saniye (saniyenin onda biri) ideal yanıt süresidir.Kullanıcı herhangi bir kesinti hissetmez. 1 saniye en yüksek ulaşılabilecek yanıt süresidir ve kullanıcı 1 saniyeden sonra kesinti yaşayabilir. 10 saniye yanıt süresinin en yüksek zamanıdır ve kullanıcı bu kesintiden dolayı siteden ayrılır.
Wan (geniş alan ağı) nedir?
Wan (geniş alan ağı) nedir?, Wan nedir?, Geniş alan ağı nedir?
Geniş alan ağı, ( Wide Area Network, WAN), birden fazla cihazın birbiri ile iletişim kurmasını sağlayan fiziksel veya mantıksal büyük ağdır. Yerel alan ağlarının birbirine bağlanmasını sağlayan çok geniş ağlardır. En meşhur geniş alan ağı İnternettir.
WAN Tasarlama Seçenekleri
WAN'lar, bir mekanda bulunan kullanıcı ve bilgisayarların başka bir mekanda bulunan kullanıcı ve bilgisayarlarla iletişim kurabilmesi için LAN'ları ve başka tip ağları birbirine bağlamakta kullanılır. Birçok WAN tek bir organizasyon için kurulmuştur ve özeldir. İnternet Servis Sağlayıcıları tarafından kurulan diğer WAN'lar ise bir organizasyonun LAN'ından Internet'e bağlantı sağlar. WAN'lar genellikle kiralık devreler kullanılarak kurulur. Kiralık devrenin her iki ucunda, bir yönlendirici bir tarafı ve WAN içinde bir kablo göbeği de diğer tarafı LAN'a bağlar. Kiralık devreler çok pahalı olabilmektedir. Kiralık devre kullanmak yerine, WAN'lar daha ucuza mal olan devre anahtarlama veya paket anahtarlama metotlarını kullanarak da kurulabilirler. TCP/IP'yi de içeren şebeke protokolleri taşıma ve adresleme işlevlerini iletir. SONET/SDH, MPLS, ATM ve Frame Relay'in ötesinde Packet'i de içeren protokoller servis sağlayıcıları tarafından WAN'larda kullanılan bağları iletmek üzere kullanılır. X.25 eski ve önemli bir WAN protokolüdür ve Frame Relay'in bugün hala kullanımda olan, belli başlı birçok protokol ve işlevi gibi Frame Relay'in "babası" sayılır.
WAN'lar üzerinde yapılan akademik araştırmalar üç alanda incelenebilir: Matematiksel Modeller, Şebeke Emülasyonu ve Şebeke Simülasyonu.
Performans düzeltmeleri bazen WAF'lar veya WAN eniyileme algoritması ile iletilir.
WAN bağlantı teknolojisi seçenekleri NonStop S-series sunucularına WANs bağlanmanın birçok yolu vardır. ServerNet Wide Area Network (SWAN)geniş alan ağı içeriğiyle veya SWAN 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 değiştiricileri yardımıyla Ethernet girişlerine ve uygun haberleşme yazılımına sahip olan sunuculara WAN alıcı bağlantısını sağlar.Eşzamansız geniş alan ağı sunucusunu Asynchronous Wide Area Network(AWAN) da kullanabilirsiniz.WAN bağlantısı için birkaç yol kullanılabilir.
Geniş alan ağı, ( Wide Area Network, WAN), birden fazla cihazın birbiri ile iletişim kurmasını sağlayan fiziksel veya mantıksal büyük ağdır. Yerel alan ağlarının birbirine bağlanmasını sağlayan çok geniş ağlardır. En meşhur geniş alan ağı İnternettir.
WAN Tasarlama Seçenekleri
WAN'lar, bir mekanda bulunan kullanıcı ve bilgisayarların başka bir mekanda bulunan kullanıcı ve bilgisayarlarla iletişim kurabilmesi için LAN'ları ve başka tip ağları birbirine bağlamakta kullanılır. Birçok WAN tek bir organizasyon için kurulmuştur ve özeldir. İnternet Servis Sağlayıcıları tarafından kurulan diğer WAN'lar ise bir organizasyonun LAN'ından Internet'e bağlantı sağlar. WAN'lar genellikle kiralık devreler kullanılarak kurulur. Kiralık devrenin her iki ucunda, bir yönlendirici bir tarafı ve WAN içinde bir kablo göbeği de diğer tarafı LAN'a bağlar. Kiralık devreler çok pahalı olabilmektedir. Kiralık devre kullanmak yerine, WAN'lar daha ucuza mal olan devre anahtarlama veya paket anahtarlama metotlarını kullanarak da kurulabilirler. TCP/IP'yi de içeren şebeke protokolleri taşıma ve adresleme işlevlerini iletir. SONET/SDH, MPLS, ATM ve Frame Relay'in ötesinde Packet'i de içeren protokoller servis sağlayıcıları tarafından WAN'larda kullanılan bağları iletmek üzere kullanılır. X.25 eski ve önemli bir WAN protokolüdür ve Frame Relay'in bugün hala kullanımda olan, belli başlı birçok protokol ve işlevi gibi Frame Relay'in "babası" sayılır.
WAN'lar üzerinde yapılan akademik araştırmalar üç alanda incelenebilir: Matematiksel Modeller, Şebeke Emülasyonu ve Şebeke Simülasyonu.
Performans düzeltmeleri bazen WAF'lar veya WAN eniyileme algoritması ile iletilir.
WAN bağlantı teknolojisi seçenekleri NonStop S-series sunucularına WANs bağlanmanın birçok yolu vardır. ServerNet Wide Area Network (SWAN)geniş alan ağı içeriğiyle veya SWAN 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 değiştiricileri yardımıyla Ethernet girişlerine ve uygun haberleşme yazılımına sahip olan sunuculara WAN alıcı bağlantısını sağlar.Eşzamansız geniş alan ağı sunucusunu Asynchronous Wide Area Network(AWAN) da kullanabilirsiniz.WAN bağlantısı için birkaç yol kullanılabilir.
İnternete hangi yöntemlerle bağlanılabilir?
İnternete hangi yöntemlerle bağlanılabilir?
- Çevirmeli Bağlantı (Dial-Up)
- Kablo-Net (CATV)
- DSL (Sayısal Abone Hattı; Digital Subscriber Line)
- ISDN (Tümleşik Hizmetler Sayısal Ağı; Integrated Services Digital Network)
- Kiralık Devreler (Leased Line)
- Frame Relay (Çerçeve Aktarımı)
23 Aralık 2013 Pazartesi
Bilgisayar ağları denilince akla neler gelmektedir?
Bilgisayar ağları denilince akla neler gelmektedir?
Bilgisayar ağı birden çok bilgisayar sisteminin (kişisel veya çok kullanıcılı olabilir) herhangi bir yolla birbirlerine elektriksel olarak bağlanması ve bir protokol (üzerinde önceden anlaşılan kurallar topluluğudur) altında iletişimde bulunmasını sağlayan bir yapıdır. Ağın geliştirilmesindeki ana amaç, farklı yerlerde bulunan kaynakların, ağa bağlı olan tüm kullanıcılar tarafından ortaklaşa kullanılmasını sağlamak; böylelikle birim maliyeti azaltarak kişisel çalışma ortamından grup çalışması ortamına geçmektir. Bunu gerçekleyebilmek için de veri aktarımına gerek duyulur.
Amaçları
Bilgisayar ağları çeşitli amaçlar için kullanılır:
1- İletişim kolaylığı: Ağ kullanan insanlar mail, chat odaları, videolarla v.b.daha kolay ve etkili iletişim kurabilirler.
2- Donanım paylaşımı: Ağ dünyasında, ağ üzerindeki herhangi bir bilgisayar ağda paylaşılan donanım kaynaklarına ulaşabilir ve bunları kullanabilir. Örneğin ağdaki bir bilgisayar ağın paylaşıma açık yazıcısından kendi bilgisayarı üzerinden çıktı alabilir.
3- Dosya, veri veya bilgi paylaşımı: Ağdaki yetkili kullanıcı ağ üzerindeki diğer bilgisayarlardaki veri ve bilgilere ulaşabilir. Ağdaki bu bilgi ve verilere kolayca ulaşabilme seçeneği bir çok ağın önemli bir özelliğidir.
4- Yazılım paylaşımı: Ağa bağlı kullanıcı ağdaki uygulama programlarını uzaktaki bilgisayarlara kurabilir.
Bilgisayar Ağı Türleri
Bilgisayar ağları büyüklüklerine, topolojilerine ve kullanılan protokollere göre çeşitli türlere ayrılırlar.
Coğrafyalarına göre:
PAN - Personal Area Network
LAN - Local Area Network
MAN - Metropolitan Area Network
WAN - Wide Area Network
VPN - Virtual Private Network
CAN - Controller Area Network
SAN - Storage Area Network
Topolojilerine göre:
1- Yıldız (Star) Topolojisi
2- Ağaç (Hiyerarşik) Topolojisi
3- Halka (Ring) Topolojisi
4- Ortak Yol (BUS) Topolojisi
5- Örgü (Mesh) Topolojisi
6- Gelişmiş Yıldız Topolojisi
Ortamlarına göre:
1- Ethernet
2- Token Ring
3- FDDI
4- ATM
Bilgisayar ağı birden çok bilgisayar sisteminin (kişisel veya çok kullanıcılı olabilir) herhangi bir yolla birbirlerine elektriksel olarak bağlanması ve bir protokol (üzerinde önceden anlaşılan kurallar topluluğudur) altında iletişimde bulunmasını sağlayan bir yapıdır. Ağın geliştirilmesindeki ana amaç, farklı yerlerde bulunan kaynakların, ağa bağlı olan tüm kullanıcılar tarafından ortaklaşa kullanılmasını sağlamak; böylelikle birim maliyeti azaltarak kişisel çalışma ortamından grup çalışması ortamına geçmektir. Bunu gerçekleyebilmek için de veri aktarımına gerek duyulur.
Amaçları
Bilgisayar ağları çeşitli amaçlar için kullanılır:
1- İletişim kolaylığı: Ağ kullanan insanlar mail, chat odaları, videolarla v.b.daha kolay ve etkili iletişim kurabilirler.
2- Donanım paylaşımı: Ağ dünyasında, ağ üzerindeki herhangi bir bilgisayar ağda paylaşılan donanım kaynaklarına ulaşabilir ve bunları kullanabilir. Örneğin ağdaki bir bilgisayar ağın paylaşıma açık yazıcısından kendi bilgisayarı üzerinden çıktı alabilir.
3- Dosya, veri veya bilgi paylaşımı: Ağdaki yetkili kullanıcı ağ üzerindeki diğer bilgisayarlardaki veri ve bilgilere ulaşabilir. Ağdaki bu bilgi ve verilere kolayca ulaşabilme seçeneği bir çok ağın önemli bir özelliğidir.
4- Yazılım paylaşımı: Ağa bağlı kullanıcı ağdaki uygulama programlarını uzaktaki bilgisayarlara kurabilir.
Bilgisayar Ağı Türleri
Bilgisayar ağları büyüklüklerine, topolojilerine ve kullanılan protokollere göre çeşitli türlere ayrılırlar.
Coğrafyalarına göre:
PAN - Personal Area Network
LAN - Local Area Network
MAN - Metropolitan Area Network
WAN - Wide Area Network
VPN - Virtual Private Network
CAN - Controller Area Network
SAN - Storage Area Network
Topolojilerine göre:
1- Yıldız (Star) Topolojisi
2- Ağaç (Hiyerarşik) Topolojisi
3- Halka (Ring) Topolojisi
4- Ortak Yol (BUS) Topolojisi
5- Örgü (Mesh) Topolojisi
6- Gelişmiş Yıldız Topolojisi
Ortamlarına göre:
1- Ethernet
2- Token Ring
3- FDDI
4- ATM
Uygulama yazılımı nedir, uygulama yazılımı tanımı nedir?
Uygulama yazılımı nedir, uygulama yazılımı tanımı nedir?
Uygulama Yazılımları:
Kullanıcıların belli başlı bazı işlemleri yapmalarına imkan veren yazılımlardır. Uygulama yazılımlarının geliştirilmesi için programlama dilleri ve diğer bazı uygulama geliştirme araçları kullanılır. Uygulama yazılımları genellikle belli bir işletim sistemi altında çalıştırılmak üzere hazırlanır. Örneğin, Macintosh işletim sistemi altında çalıştırılmak üzere hazırlanan bir kelime işlem programı DOS veya WINDOWS işletim sistemini kullanan kişisel bilgisayar(PC-Personal Computer)larda çalışmayacaktır. Bununla birlikte, çoğu durumlarda ticari uygulamalar; diğer bir çok işletim sistemi altında da çalışabilecek şekilde hazırlanmaktadır.
Genel Amaçlı Uygulama Yazılımları:
Günümüzde bilgisayar sistemleri için geliştirilmiş çok sayıda genel amaçlı uygulama yazılımı mevcuttur. Bunların sayısı ve özellikleri her geçen gün hızla artmaktadır. Bu yazılımlardan kişi ve kurumlarca en yaygın olarak kullanılanları; kelime işlem programları, elektronik hesap tablosu programları, sunum programları, dosya yönetim ve veri tabanı yönetim programlarıdır.Bilgisayarın, çok güçlü özellikleri olan bir daktilo makinesi gibi kullanılması özelliğini sağlayan programlardır. Hazırlamak istediğiniz belgede grafik, tablo, resim, dipnot ve belgeyi birden fazla sütun halinde düzenlemek gibi özellikleri sağlarlar. Bu programlar diğer genel amaçlı uygulama yazılımlarına oranla çok daha yaygın kullanılmaktadır. Bazı kelime işlemciler, masa üstü yayıncılık, elektronik takvim, ve elektronik posta gibi özelliklere sahip olan entegre ofis sistemlerinin temelidir(Word, WordStar, WordPerfect, PW-Professional Write gibi).
Hesap Tablosu Programları :
Hesap tablosu programları bilgisayar sistemini son derece özellikli bir elektronik hesap makinesine dönüştüren programlardır. En basit özelliği verileri oldukları gibi tablo şeklinde listelemek olduğu gibi, verileri alıp çeşitli türlerde grafiklere dönüştürme özelliğine de sahiptirler(Excel, Lotus 123, Quattro Pro gibi).
Sunum Programları :
Belli bir konuda yapılan araştırmanın ve/veya hazırlanan raporların sonuçlarını bilgisayar yardımıyla diğer kişilere anlatmak için kullanılır. Sunum genellikle bilgisayara bağlı bulunan bir projeksiyon/data shov cihazı yardımıyla yapılır. Bu uygulamalar her türlü grafik, ses ve video görüntülerinin kullanılmasına imkan verir.
Dosya Yöneticileri ve Veri Tabanı Yönetim Programları :
Büyük miktardaki verileri depolayıp bu verilere hızlı bir erişim ve bu verilerden raporlar hazırlanmasına imkan veren programlardır. (Access, Database/Dbase, FoxBase/FoxPro, Oracle, File Maker gibi).
Bu yazılımlar genellikle üretici firmalar tarafından birleştirilerek MS-Office, Star Office(Sun), Open Office(ücretsiz) gibi tek bir ofis paketi halindedirler.
Bu yazılımlar genellikle üretici firmalar tarafından birleştirilerek MS-Office, Star Office(Sun), Open Office(ücretsiz) gibi tek bir ofis paketi halindedirler.
Özel Amaçlı Uygulama Yazılımları:
Özel amaçlı uygulama yazılımları belirli bazı işleri yapabilmek için geliştirilen, dolayısıyla sınırlı amaçları olan yazılımlardır. Aşağıda bazı özel amaçlı yazılım türleri kısaca belirtilmiştir.
Analiz ve karar verme :Belli işlemleri yapmaktan çok; problemlerin çözümünde yöneticilere yardımcı olmak amacıyla geliştirilmiştir. Matematiksel modellerden faydalanmak üzere istatistik ve yönetim bilimi yazılımlarını birleştirir.
Planlama, programlama, koordinasyon ve organizasyon: Finansal planlama, bütçe, masraf ve satış raporları hazırlama, toplantı gündemlerinin hazırlanması ve randevuların ayarlanması gibi işler “masa üstü düzenleyici”de denilen özel uygulama yazılımları ile yapılır.
Ayrıca “akıllı binalar”, “Hastane Otomasyon Sistemleri” ve proje yönetimi yazılımları da vardır.
İletişim : İletişim programları, bilgisayar ağları arasında iletişim kurulmasına imkan veren yazılımlardır. Günümüzde yaygın bir şekilde kullanılan İnternet hizmetlerinden yararlanmak için geliştirilmiş olan her türlü program iletişim programları içerisinde düşünülebilir.
Eğitim : Bilgisayarlar eğitimde her geçen gün gittikçe artan bir oranda kullanılmaktadır. Bugün piyasada olan programların çoğu öğreticileriyle birliktedir, yani program içindeki yardım menüsünde programın kullanım bilgileri bulunmaktadır. Ansiklopedik bilgiler içeren, belli bir yer veya konuda hazırlanmış olan tanıtıcı programlar, yabancı dil veya herhangi bir dersle ilgili olarak yardımcı olmak üzere hazırlanmış, internette online veya asenkron eğitim için hazırlanmış programlar eğitim amaçlı programlardır.
Planlama, programlama, koordinasyon ve organizasyon: Finansal planlama, bütçe, masraf ve satış raporları hazırlama, toplantı gündemlerinin hazırlanması ve randevuların ayarlanması gibi işler “masa üstü düzenleyici”de denilen özel uygulama yazılımları ile yapılır.
Ayrıca “akıllı binalar”, “Hastane Otomasyon Sistemleri” ve proje yönetimi yazılımları da vardır.
İletişim : İletişim programları, bilgisayar ağları arasında iletişim kurulmasına imkan veren yazılımlardır. Günümüzde yaygın bir şekilde kullanılan İnternet hizmetlerinden yararlanmak için geliştirilmiş olan her türlü program iletişim programları içerisinde düşünülebilir.
Eğitim : Bilgisayarlar eğitimde her geçen gün gittikçe artan bir oranda kullanılmaktadır. Bugün piyasada olan programların çoğu öğreticileriyle birliktedir, yani program içindeki yardım menüsünde programın kullanım bilgileri bulunmaktadır. Ansiklopedik bilgiler içeren, belli bir yer veya konuda hazırlanmış olan tanıtıcı programlar, yabancı dil veya herhangi bir dersle ilgili olarak yardımcı olmak üzere hazırlanmış, internette online veya asenkron eğitim için hazırlanmış programlar eğitim amaçlı programlardır.
İşletim sistemi yazılımı nedir?
İşletim sistemi yazılımı nedir?
Bilgisayarın donanımını harekete geçiren yazılımlardır. Bilgisayarda yüklü olan programlara genel olarak yazılım denir. Yazılımlar bilgisayarımızda hard disk, CD, DVD veya diskette kayıtlı olarak bulunur. Bilgisayardaki yazılımları önem sırasına göre anlatmaya çalışalım.
İşletim Sistemi: Bilgisayarın düğmesine basılıp açıldıktan sonra ilk önce vekendiliğinden ana belleğe yüklenen ve bilgisayar kapanana kadar orada kalıp bilgisayarıyöneten yazılımdır. DOS, Windows ve Linux birer işletim sistemidir. Bir bilgisayarın sabit diskine işletim sistemi yüklenmediyse kesinlikle çalışmaz.
Farklı türde bir çok yazılım kullanılmasının nedenleri nelerdir?
Farklı türde bir çok yazılım kullanılmasının nedenleri nelerdir?
Bilgisayarın donanımını harekete geçiren yazılımlardır. Bilgisayarda yüklü olan programlara genel olarak yazılım denir. Yazılımlar bilgisayarımızda hard disk, CD, DVD veya diskette kayıtlı olarak bulunur. Bilgisayardaki yazılımları önem sırasına göre anlatmaya çalışalım.
İşletim Sistemi: Bilgisayarın düğmesine basılıp açıldıktan sonra ilk önce vekendiliğinden ana belleğe yüklenen ve bilgisayar kapanana kadar orada kalıp bilgisayarıyöneten yazılımdır. DOS, Windows ve Linux birer işletim sistemidir. Bir bilgisayarın sabit diskine işletim sistemi yüklenmediyse kesinlikle çalışmaz.
Programlar: Bir bilgisayarda istediğimiz işlemleri yapmamızı sağlayan yazılımlardır. Örneğin hesap makinesi, çizim, oyun ve müzik programlarının her biri birer programdır. Programlar genelde disket veya CD’lere kayıtlı olarak satılırlar ve bunlardan bilgisayara yüklenirler. İsteyenler kendi programlarını kendileri yapabilirler. Program yapabilmek içinprogramlama dilleri denen özel programlar mevcuttur. Programlama dillerine örnek olarak Visual Basic, Delphi, C, Pascal, QBasic vs. sayılabilir.
Belgeler (dokümanlar): Programlar sayesinde bizim oluşturduğumuz dosyalardır. Yazdığımız bir yazı veya çizdiğimiz bir resim bilgisayara kaydettiğimizde birer belge olur.
Hafıza depolama araçlarının hızlarındaki farklılıklar nelerdir?
Hafıza depolama araçlarının hızlarındaki farklılıklar nelerdir?
1-HAFIZA DEPOLAMA ARAÇLARI
a.İç ve Dış Sabit Diskler
b.Bellek Kartları(SD,MMC…)
c.Taşınabilir Bellek(USB Flash Disk)
d. CD-ROM, DVD
e.Disket
f. Blu-ray
Cd-Rom ve Dvd-Rom arasındaki farklar nelerdir?
Cd-Rom ve Dvd-Rom arasındaki farklar nelerdir?
CD Sürücü: CD’leri kullanmamızı sağlayan birimlerdir. CD’leri sadece okuyabilen ve hem okuyup hem yazabilen modelleri bulunmaktadır.
DVD Sürücü: CD sürücülerin gelişmiş modelidir. DVD denilen ve CD’lere benzer birimleri kullanabilmeyi sağlar. DVD sürücüler CD’leri okuyabilir hatta bazı modelleri yazabilir, fakat CD sürücüler DVD’leri okuyamaz.
CD: CD’lerin kapasitesi disketlerden yüzlerce kat fazladır ve daha güvenlidir. CD’lerin sadece fabrika ortamında kaydedilen ve üzerinde değişiklik yapılamayan (CD-ROM); bizim bir defalığına kaydedebildiğimiz ve bir daha silinmeyen (CD-R); ve disketler gibi defalarca kaydedip silinebilen (CD-RW) 3 türü bulunmaktadır.
DVD: CD’lerin daha gelişmiş modelidir. Kapasiteleri CD’lerden 10-30 kat arası daha fazladır. CD’ler gibi kaydedilebilen modelleri vardır.
Bildiğiniz bilgi depolama aygıtları hangileridir?
Bildiğiniz bilgi depolama aygıtları hangileridir?, Bildiğiniz bilgi depolama aygıtları nelerdir?
Depolama, veriyi ve bilgiyi gelecekte kullanmak üzere saklar.Depolama aygıtı ise deplama ortamına bilgiyi ve veriyi kaydedebilen ve depolama ortamandan bilgiyi alabilen donanımdır.Depolama aygıtlarına örnek ; hard diskler,flash bellek, bulut depolama ,optik diskler vs…
Harddisk
Harddisk, kısaca sabit disk olarak ifade edilir. Bilgisayar ortamlarında veri saklama ihtiyacını karşılayan donanımdır. Sabit diskler bilgisayarınızı açtığınızda işletim sistemini ve diğer yazılımları sistem belleğine yükler ve kalıcı olarak saklamaya karar verdiğiniz bilgileri PC ’niz kapalı bile olsa korumaya devam eder.
Flash Bellek
Flash Bellek’ler veri depolama aracıdır. Nasıl yerel disk C ye veya D’ye bir dosya kaydediyorsanız bu da onun flash olanı yani taşınılabilir olanıdır. Flash belleklere genelde word, excel, powerpoint gibi iş dosyaları, müzik, fotoğraf, programlar v.s. bir çok şey kaydedebilirsiniz. Flash bellekler her bilgisayara takılabilir ve hızlı olduğundan işlerinizi kolayca taşımanıza yardımcı olur.
Bulut Depolama
Bulut depolama bilgisayarımızda harddiskte tutulacak olan verilerin internette ortamında saklanmasıdır.
CompactFlash
Veri aktarım hızının oldukça yüksek olması sebebiyle günümüzde dslr fotoğraf makineleri gibi birçok üründe hafıza kartı olarak kullanılmaktadır.
Diğer depolama aygıtları;
- SD (Secure Digital)
- MultimediaCard
- Memory Stick
- Smart Media
Günlük hayatta bellek (hafıza) kartları hangi cihazlarda kullanılmaktadır?
Günlük hayatta bellek (hafıza) kartları hangi cihazlarda kullanılmaktadır?
Günümüzde hafıza kartları bir çok cihazda kullanılmaktadır.
Özellikle bilgisayarlarda kullanılır. Bunun yakı sıra dokunmatik tabletlerde, akıllı telefonlarda, fotoğraf makinasıi mp3 çalar, dvd player gibi cihazlarda, son dönemde televizyonlarda da yaygınca kullanılmaktadır.
Günümüzde hafıza kartları bir çok cihazda kullanılmaktadır.
Özellikle bilgisayarlarda kullanılır. Bunun yakı sıra dokunmatik tabletlerde, akıllı telefonlarda, fotoğraf makinasıi mp3 çalar, dvd player gibi cihazlarda, son dönemde televizyonlarda da yaygınca kullanılmaktadır.
Günümüzde bulunan ekran çeşitleri hangileridir?
Günümüzde bulunan ekran çeşitleri hangileridir?,Günümüzde bulunan ekran çeşitleri nelerdir?
1-Lcd Ekranlar
2-Plazma Ekranlar
3-Dokunmatik Ekranlar
1-Lcd Ekranlar
2-Plazma Ekranlar
3-Dokunmatik Ekranlar
Bilgisayar hızında etkili olan donanım birimleri nelerdir?
Bilgisayar hızında etkili olan donanım birimleri nelerdir?
Bir bilgisayar düğmesine basılıp açıldığında ilk önce anakart üzerinde bulunan BIOS (veya ROM bellek) adı verilen çip devreye girer. Bu çip öncelikle bilgisayarın donanımını test eden bir açılış testi (POST) yapar. Klavye, ekran kartı, RAM gibi birimler var mı, düzgün çalışıyor mu vs. Bir problem varsa yazıyla veya sesle uyarır. Yoksa hard disktenişletim sisteminin ana belleğe yüklenmesini temin eder ve bilgisayarın kontrolünüişletim sistemine devreder. Artık bilgisayar işletim sisteminin kontrolünde bizim kullanımımıza hazırdır. Bundan sonra klavye ve fare ile vereceğimiz komutları işletim sistemi algılar ve gerekli işlemleri ya kendisi yapar veya donanım birimlerine yaptırır.
Örneğin bir programı klavye veya fare yardımı ile çalıştırmaya kalktığımızda, işletim sistemi bu programın hard diskte kayıtlı olduğu yeri bulur ve bir kopyasını ana belleğe kaydeder. Daha sonra programın komutlarını ana bellekten teker teker işlemciye gönderip işletilmesini sağlar.
19 Aralık 2013 Perşembe
Selami Altınok kimdir, hayati, biyografisi
Selami Altınok kimdir, Selami Altınok hayatı, Selami Altınok biyografisi
1966 yılında Erzurum İli Narman İlçesinde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Erzurum'da tamamladıktan sonra, 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümüne girdi. 1988 yılında üniversiteyi bitirdi. 1989 yılında Erzincan'da Kaymakam adayı olarak göreve başladı.
Bir yıl süreyle İngiltere'de bulundu. Sırasıyla; Kayseri Akkışla İlçesinde Kaymakam Vekilliği, Tokat Almus, Bitlis Güroymak, Van Erciş, Samsun Terme ve Antalya Serik ilçelerinde Kaymakamlık yaptıktan sonra Erzurum İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği görevine atandı. Van 100. Yıl Üniversitesinde Yakın Çağ Tarihi üzerine Yüksek Lisansını tamamladı. Ağustos 2012 tarih ve 2012/3511 Sayılı Kararname ile Aksaray Valisi olarak atanmıştır.
Selami Altınok evli olup, iki erkek, bir kız çocuk babasıdır. İngilizce bilmektedir.
1966 yılında Erzurum İli Narman İlçesinde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Erzurum'da tamamladıktan sonra, 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümüne girdi. 1988 yılında üniversiteyi bitirdi. 1989 yılında Erzincan'da Kaymakam adayı olarak göreve başladı.
Bir yıl süreyle İngiltere'de bulundu. Sırasıyla; Kayseri Akkışla İlçesinde Kaymakam Vekilliği, Tokat Almus, Bitlis Güroymak, Van Erciş, Samsun Terme ve Antalya Serik ilçelerinde Kaymakamlık yaptıktan sonra Erzurum İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği görevine atandı. Van 100. Yıl Üniversitesinde Yakın Çağ Tarihi üzerine Yüksek Lisansını tamamladı. Ağustos 2012 tarih ve 2012/3511 Sayılı Kararname ile Aksaray Valisi olarak atanmıştır.
Selami Altınok evli olup, iki erkek, bir kız çocuk babasıdır. İngilizce bilmektedir.
18 Aralık 2013 Çarşamba
Ekran kullanımında dikkat edilmesi gereken önemli noktalar nelerdir?
Ekran kullanımında dikkat edilmesi gereken önemli noktalar nelerdir?
Ekranınızı elektrikli cihazlardan uzak tutunuz. (Harici hoparlör, fanlar vb.)
Ekranınızı doğu yönüne yerleştirip dünyanın manyetik alanından etkilenmesini engelleyebilirsiniz.
Ekran açık durumdayken yer değişikliği yaparsanız ekranın renk değiştirmesine sebebiyet verebilirsiniz. Yer değişimi yaparken monitörü kapatıp 10 dakika bekleyin ve daha sonra açın.
Ekranın etrafında yeterli derecede havalandırma olmasına dikkat ediniz.
Monitöre bakarken göz hizanız 40 cmden daha yakın ve 70 cmden daha uzak olmalıdır. Fakat en doğru mesafe 60 cmdir.
Işık yansımalarından dolayı ekranı görmeniz zorlaşıyorsa parlamayı önleyen bir filtre kullanabilirsiniz.
Monitörünüzü Kullanırken Dikkat Etmeniz Gerekenler
Ekranınızı elektrikli cihazlardan uzak tutunuz. (Harici hoparlör, fanlar vb.)
Ekranınızı doğu yönüne yerleştirip dünyanın manyetik alanından etkilenmesini engelleyebilirsiniz.
Ekran açık durumdayken yer değişikliği yaparsanız ekranın renk değiştirmesine sebebiyet verebilirsiniz. Yer değişimi yaparken monitörü kapatıp 10 dakika bekleyin ve daha sonra açın.
Ekranın etrafında yeterli derecede havalandırma olmasına dikkat ediniz.
Monitöre bakarken göz hizanız 40 cmden daha yakın ve 70 cmden daha uzak olmalıdır. Fakat en doğru mesafe 60 cmdir.
Işık yansımalarından dolayı ekranı görmeniz zorlaşıyorsa parlamayı önleyen bir filtre kullanabilirsiniz.
İyi bir çalışma ortamının faydaları nelerdir?
İyi bir çalışma ortamının faydaları nelerdir?
Eğer çalışma ortamı iyi düzenlenirse, bu başarıyı artırıcı bir etken olacaktır. Daha sağlıklı olmak ve sağlıklı kalmak, dikkati dağıtmamak, işleri en kolay ve pratik şekilde halledebilecek bir çalışma ortamı meydana getirilmelidir.
Bu sayede hem verim artar, hem de daha sağlıklı ve zevkli bir çalışma ortamına ulaşmış oluruz...
Eğer çalışma ortamı iyi düzenlenirse, bu başarıyı artırıcı bir etken olacaktır. Daha sağlıklı olmak ve sağlıklı kalmak, dikkati dağıtmamak, işleri en kolay ve pratik şekilde halledebilecek bir çalışma ortamı meydana getirilmelidir.
Bu sayede hem verim artar, hem de daha sağlıklı ve zevkli bir çalışma ortamına ulaşmış oluruz...
Bilgisayarın sağlığımızı olumsuz etkilememesi için nelere dikkat etmeliyiz?
Bilgisayarın sağlığımızı olumsuz etkilememesi için nelere dikkat etmeliyiz?
Günümüz dünyasında pek çok insan gününün önemli bir süresinini bilgisayar karşısında geçirmektedir. Bazen bizim de günde 8 – 10 saat bilgisayar karşısında kaldığımız mutlaka olmuştur. Uzun süreler bilgisyara karşısında kalmak beraberinde bir takım sağlık sorunlarını da getirebilir. Tabi bizler de bazı önlemler alarak bu olumsuzlukların seviyelerini en azda tutabiliriz.
Genel olarak bilgisayarın vücudumuza etkisi 4 türlüdür. Bunlar:
Günümüz dünyasında pek çok insan gününün önemli bir süresinini bilgisayar karşısında geçirmektedir. Bazen bizim de günde 8 – 10 saat bilgisayar karşısında kaldığımız mutlaka olmuştur. Uzun süreler bilgisyara karşısında kalmak beraberinde bir takım sağlık sorunlarını da getirebilir. Tabi bizler de bazı önlemler alarak bu olumsuzlukların seviyelerini en azda tutabiliriz.
Genel olarak bilgisayarın vücudumuza etkisi 4 türlüdür. Bunlar:
1. Gözlere ve beyne olan etkisi.
2. Omurga ve eklemlere olan etkisi.
3. İç organlara olan etkisi.
4. Sosyal etkisi.
Şimdi sırayla bunları inceleyelim:
Bilgisayar ile daha doğrusu bilgisayar monitörü ile sürekli etkileşimde bulunan gözlerimizi bir kaç önlem sayesinde rahat ettirebiliriz. Öncelikle, monitörümüzün tazeleme oranı ekran boyutu düşünmeksizin en az 75 HZ olmalıdır. 75 HZ üzerinde her tazeleme oranı da göz sağlığı için faydalıdır. Tazeleme oranı (refresh rate) oranını bilgisayarınızın monitör, ekran veya grafik ayarları menüsünden yapabilirsiniz. Düşük tazeleme oranları, ekranda titrek bir görüntü gösterir. Bu da göz sağlığı için çok olumsuz olup uzun vadede baş ağrısını da yol açar. Kısaca biz ilk olarak kullandığımız monitörün tazeleme oranını 75 HZ ve üzeri olacak şekilde ayarlamalı ve kullanmalıyız. Yanlız pek çok dizüstü bilgisayar için bu değer 60 HZ sabitlenmiş olup, 15″ küçük dizüstü bilgisayarlar için yeterli bir değerdir.
Windows 7 için tazeleme oranı ayarlama yolu için:
- Başlat, Denetim Masası, Görünüm ve Kişiselleştirme, Kişiselleştirme ve ardından Görüntü Ayarları’nı tıklatarak Görüntü Ayarları’nı açın.
- Gelişmiş Ayarlar’ı tıklatın.
- Monitör sekmesini tıklatın ve ardından yeni bir yenileme hızı seçin. Monitörün ayarlanması kısa bir süre alabilir. Değişiklikleri korumak istiyorsanız, Uygula’yı tıklatın. Değişiklikleri on beş saniye içinde uygulamazsanız, yenileme hızı özgün ayarınıza geri dönecektir.
Uzun süre bilgisayar kullanımının bir diğer etkisi ise, gözlerdeki kuruluktur. Devamlı bilgisyara bakmaktan farkında olmadan, göz kırpma sayımız azalırken gözlerimiz de daha çok kurumaya neden olur. Bu olumsuz etkiyi aşabilmek için göz damlası kullanmanızı öneririm. Ayrıca göz damlası sayesinden gözde kanlanma veya alerjik rahatsızlıklar da azalabilecektir.
Bilgisayar ekranları özellikle de CRT (tüplü) ekranlar LCD veya LED ekranlara göre çok daha fazla radyasyon üretmekte ve çok daha fazla elektrik tüketmektedir. Dolayısıyla mümkün mertebe CRT ekran kullanmamakta fayda vardır.
Bilgisayar kullanımının gözlere ve beyne etkisini en aza indirebilmek için temiz hava almalı, molalar vermeli ve ara sıra monitörden başka yerlere bakmalıyız.
İnsan vücuduna duruş şeklini; iskelet, omurgalar ve kas sistemi verir. Uzun süre yanlış duruşlar veya ters hareketler omurlara ve kas sistemine zarar verebilir, fıtık ve spazmlara yolaçabilir. Bir kullanıcının en sağlıklı bir şekilde monitöre bakma açısı, karşısından ve bele destekli olacak bir koltukta oturarak olmacaktır. Gözlerin hizası ise monitörün tam en üst noktasında olmalıdır. Monitöre ulan uzaklık ise, ortalama olarak ekran çarpı 1,5 olmalıdır. Yani 17″ bir ekrana bakıyorsanız, 17″*1,5=25,5″ (65 cm) civarı olmalıdır. CRT monitörlerden (tüplü monitörler) daha uzakta durmalısınız. LCD veya LED ekranlara ise biraz daha yakında durulabilir.
Oturduğumuz koltuk ne çok sert ne çok yumuşak olmalı, belimize ve boynumuza destek olabilmeli ve yükseklik ile diklik ayarı olmalıdır. Uzun süre oturarak çalışmamız gerektiği durumlarda her saat başı ayağa kalkarak kısa yürüyüşler ile boyun ve omurga egzersizleri yapmalıyız.
Yukarıdaki yan etkilere ek olarak klavye veya fare kullanımı bileklerede zarar verebilmektedir. Bundan korunmak için bileklerimize destek olan klavye ve fare kullanmalı veya bileklere destek olması için üretilen aparatlardan faydalanmalıyız.
Uzun süre bilgisayar başından kalkmayan insan, zamanla daha az su içer ve sindirim, boşaltım sistemleri yavaşlar. Uzun süre bilgisayar kullanırken su içmeyi unutmamalı, yediğimize dikkat etmeliyiz. Tuvalet ihtiyacımızı ertelememeliyiz. Ayrıca uzun süre sabit kalmaktan dolaşım sistemi de etkilenmektedir. Zamanla kollarda uyuşukluk görülebilir. Bu şikayetleri de engellemek adına gün içinde daha fazla hareket edip aktif olmalı ara ara bilgisayar başından kalkmalı ve ufak egzersizler yapmalıyız.
Hergün saatler boyunca bilgisayar kullanımının bir diğer olumsuz etkisi ise, insanı anti sosyalliğe itmesi, zamanla insanlar ile iletişim kaybı ve içine kapanma olabilir. Sürekli bilgisayar ile vakit geçirmek insanı anti sosyalliğe ittiği gibi zamanla kilo aldırarak insanın toplumdaki özgüvenini de zedeleyebilir. Özellikle çocukların uzun süre oyun oynayarak derslerini olumsuz yönde etkilebilmektedir. Bu noktada ebeveyenlere büyük iş düşmektedir.
Günlük hayatta gözlemlediğiniz bilgisayar çeşitleri nelerdir?
Günlük hayatta gözlemlediğiniz bilgisayar çeşitleri nelerdir?,Günlük hayatta kullanılan bilgisayar çeşitleri nelerdir?
Bilgisayarlar kullanım çeşitlerine göre sınıflandırılır:
1. Kişisel Bilgisayarlar
2. Ağ(Network) Bilgisayarları
3. Mini Bilgisayar
4. Ana Bilgisayar
5. Süper Bilgisayar
Bilgisayarlar kullanım çeşitlerine göre sınıflandırılır:
1. Kişisel Bilgisayarlar
2. Ağ(Network) Bilgisayarları
3. Mini Bilgisayar
4. Ana Bilgisayar
5. Süper Bilgisayar
Günlük hayatta kullanılan iletişim teknolojileri neler olabilir?
Günlük hayatta kullanılan iletişim teknolojileri neler olabilir?.Günlük hayatta kullanılan iletişim teknolojileri nelerdir?
Günümüzde iletişim araçları her meslek grubunda kullanılmaktadır.
Örnek verecek olursak;
Sıkça bilgisayar ve iletişim teknolojileri kullanılmaktadır.
Günlük Yaşamda Bilgi Ve İletişim Teknolojileri Hangi İş Kollarında Ve Hangi Amaçlarla Kullanılmaktadır
Hastanelerde : Hasta kayıtlarının tutulması,tahlillerin sonuçları
Eczanelerde : İlaç stoklarının tutulması, online olarak hastaların aldığı ilaçların görülmesi.
Laboratuarlarda : Sonuçların değerlendirilmesi ve tutulması.
Mühendislik : Çizim yapılması.
Ulaşımda : örneğin uçakların kule ile haberleşmesi.
Bankacılıkta : Kişiler ait bilgiler, havale, eft , fatura ödeme
Eğitimde : Öğrenci bilgilerinin kaydedilmesi, bu bilgilere istenildiği anda ulaşılması, e - okul.
Günümüzde iletişim araçları her meslek grubunda kullanılmaktadır.
Örnek verecek olursak;
- Hastanelerde
- Eczanelerde
- Labaratuvarlarda
- ve mühendislik bürolarında
- Ulaşımda
- Bankacılıkta
- Eğitimde
Sıkça bilgisayar ve iletişim teknolojileri kullanılmaktadır.
Günlük Yaşamda Bilgi Ve İletişim Teknolojileri Hangi İş Kollarında Ve Hangi Amaçlarla Kullanılmaktadır
Hastanelerde : Hasta kayıtlarının tutulması,tahlillerin sonuçları
Eczanelerde : İlaç stoklarının tutulması, online olarak hastaların aldığı ilaçların görülmesi.
Laboratuarlarda : Sonuçların değerlendirilmesi ve tutulması.
Mühendislik : Çizim yapılması.
Ulaşımda : örneğin uçakların kule ile haberleşmesi.
Bankacılıkta : Kişiler ait bilgiler, havale, eft , fatura ödeme
Eğitimde : Öğrenci bilgilerinin kaydedilmesi, bu bilgilere istenildiği anda ulaşılması, e - okul.
Bilişim teknolojisi günlük hayatta hangi alanlarda kullanılabilir?
Bilişim teknolojisi günlük hayatta hangi alanlarda kullanılabilir?
Bilişim teknolojilerini sadece bilgisayarlarla sınırlamak mümkün değildir. Çok daha geniş bir yelpazeyi kapsayan başlıca bilişim teknolojilerim şöyle sıralayabiliriz:
• Firma ve bürolarda kullanılan bilgi işlem ve hesap makineleri
• İzole edilmiş metal ve kablo mamulleri
• Elektronik supap ve tüp mamuller ile diğer elektronik parçalar
• Televizyon ve radyo vericileri ile ilgili ürünler telefon ve telgraf hat cihazları
• Televizyon ve radyo alıcıları mamulleri ses ve video kayıt cihazları teksir cihazları ve yardımcı ürünler
• Endüstriyel süreç araçları dışında ölçme kontrol test rota saptama vb. amaçlarla kullanılan araç ve cihazların mamulleri
• Endüstriyel süreç kontrol araçlarıyla ilgili mamuller bilişim teknolojileriyle ilgili hizmetler
• Makine ve ekipmanların toptan satışı ve tedariki
• Bilgisayar dâhil işyeri makine ve bilgi işlem ekipmanlarının kiralanması
• Telekomünikasyon
• Bilgisayar ve ilgili hizmetler
Bilişim teknolojilerini sadece bilgisayarlarla sınırlamak mümkün değildir. Çok daha geniş bir yelpazeyi kapsayan başlıca bilişim teknolojilerim şöyle sıralayabiliriz:
• Firma ve bürolarda kullanılan bilgi işlem ve hesap makineleri
• İzole edilmiş metal ve kablo mamulleri
• Elektronik supap ve tüp mamuller ile diğer elektronik parçalar
• Televizyon ve radyo vericileri ile ilgili ürünler telefon ve telgraf hat cihazları
• Televizyon ve radyo alıcıları mamulleri ses ve video kayıt cihazları teksir cihazları ve yardımcı ürünler
• Endüstriyel süreç araçları dışında ölçme kontrol test rota saptama vb. amaçlarla kullanılan araç ve cihazların mamulleri
• Endüstriyel süreç kontrol araçlarıyla ilgili mamuller bilişim teknolojileriyle ilgili hizmetler
• Makine ve ekipmanların toptan satışı ve tedariki
• Bilgisayar dâhil işyeri makine ve bilgi işlem ekipmanlarının kiralanması
• Telekomünikasyon
• Bilgisayar ve ilgili hizmetler
17 Aralık 2013 Salı
Bir milletin çağdaşlaşması için gereken şartlar nelerdir?
Bir milletin çağdaşlaşması için gereken şartlar nelerdir?
Çağdaşlaşmanın Tanımı : "Çağ" türkçe bir kelime olup "zaman dilimi" "vakit" anlamına gelir. Çağdaş ise aynı çağda yaşayan, çağcıl, muasır, bulunulan çağın anlayışına, şartlarına uygun olan anlamındadır. Çağdaşlaşmak, çağın yeniliklerini ve özelliklerine ayak uydurmaktır.
Çağdaşlaşmanın Tanımı : "Çağ" türkçe bir kelime olup "zaman dilimi" "vakit" anlamına gelir. Çağdaş ise aynı çağda yaşayan, çağcıl, muasır, bulunulan çağın anlayışına, şartlarına uygun olan anlamındadır. Çağdaşlaşmak, çağın yeniliklerini ve özelliklerine ayak uydurmaktır.
Atatürk'ün örnek çiftlikler kurdurmasının sebepleri nelerdir?
Atatürk'ün örnek çiftlikler kurdurmasının sebepleri nelerdir?
Atatürk, kazandığı eşsiz zaferlerle ülkeyi bağımsızlığa kavuşturduktan sonra, başta ekonomi olmak üzere diğer alanlarda da ülkesinin kalkınmasına ve ilerlemesine yönelik düşünce ve görüşlerini ortaya koymuş ve bunları yaşama geçirmek için çaba sarf etmiştir.
Ulu önder, eşsiz insan Atatürk; "Milli ekonominin temeli tarımdır. Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermeliyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca ulaşmayı kolaylaştıracaktır. Fakat bu hayati işi isabetle amaca ulaştırabilmek için, ilk önce ciddi etütlere dayalı bir tarım siyaseti uygulamak ve onun içinde her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek uygulayabileceği bir tarım rejimin kurmak lazımdır" görüş ve direktifleri ile tarımın ve tarımsal kalkınmanın Türkiye ekonomisindeki yerini ve önemini vurguluyordu.
Amaçlar;
1- Geniş ve fennî bir ziraat yapabilmek için makineli ziraatın nasıl yapıldığını köylüye göstermek, makineli ziraatın faydalarını anlatarak köylüyü makineli ziraata teşvik etmek ve her sahada kurslar açarak köylüye bilgi vermek.
2- Çiftlikte ziraatın, arıcılık, sütçülük, tavukçuluk, sebzecilik, meyvecilik ve bağcılık gibi her şubesinin kurularak üretilen çeşitli mahsulün şehirde açılacak mağazalarda satılıp halka ucuz ve temiz en iyi vasıflı gıda sağlamak.
3- Bir tarım toplumu olan Türkiye'de tarımı modern bir şekilde geliştirmek.
Atatürk Türk Dil Kurumunu hangi çalışmaları yapmak için kurmuştur?
Atatürk Türk Dil Kurumunu hangi çalışmaları yapmak için kurmuştur?
Türk Dil Kurumu, Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla 12 Temmuz 1932'de Atatürk'ün talimatıyla kurulmuştur. Türk Dili Tetkik Cemiyetinin amacı, "Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek" olarak tespit edilmiştir. 1934'te yapılan kurultayda Cemiyetin adı, Türk Dili Araştırma Kurumu; 1936'daki kurultayda ise Türk Dil Kurumu olmuştur.
Türk Tarih Kurumu, Nisan 1931' de "Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti" adı altında kurulan Kurum'un adı 3 Ekim 1935'te Türk Tarih Kurumu'na çevrildi.
Tarihçe
Kurum "Türk Dili Tetkik Cemiyeti" adı ile 12 Temmuz 1932'de Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla, bir dernek olarak kurulmuştur.[1] Kurumun kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Samih Rıfat, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri'dir. Kurumun ilk başkanı Samih Rıfat Bey'dir. Türk Dili Tetkik Cemiyeti'nin gereği, "Türk dilinin öz güzelliğini ve varsıllığını ortaya çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek" olarak belirlenmiştir. Atatürk'ün sağlığında 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç kurultayda hem kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil siyaseti belirlenmiş, hem de bilimsel bildiriler sunulup tartışılmıştır. 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Birinci Türk Dili Kurultayı sonunda Kurumun "Lügat-Istılah, Gramer-Sentaks, Derleme, Lenguistik-Filoloji, Etimoloji, Yayın" adları ile altı kol hâlinde çalışmalarını sürdürmesi kabul edilmiştir.
Atatürk'ün kendisi de Türk dili üzerindeki yerli ve yabancı araştırmaları inceleyerek, dönemindeki bilginleri Türk dili üzerinde araştırmalar yapmaya yönlendirmiştir. Nitekim Türk dilinin en eski anıtları olan Göktürk yazılı metinlerin ilk iki cildi onun sağlığında yayımlanmış; 1940'larda yayın hayatına çıkabilen Divanü Lügati't-Türk, Kutadgu Bilig gibi yapıtlar üzerinde yine onun sağlığında çalışılmaya başlanmıştır. Daha sonra birçok cilt hâlinde ortaya çıkacak olan Tarama ve Derleme Sözlüğü'yle ilgili çalışmalar da Atatürk'ün sağlığında başlamıştır. Tarama Sözlüğü, 13. yüzyılda başlayan Batı Türkçesinin eski eserlerinin taranmasıyla; Derleme Sözlüğü, Anadolu ağızlarında kullanılan kelimelerin derlenmesiyle oluşturulmuş büyük sözlüklerdir. Çağdaş Türkçenin dilbilgisi, sözlüğü, yazımı ve terimleriyle ilgili çalışmalar da Atatürk tarafından ilgiyle izlenmiştir.
Türk Dil Kurumu'nun kuruluşuyla birlikte çağdaş Türkçede Atatürk'ün öncülüğünde özleştirme akımı başlamıştır. Atatürk'ün ölümünden sonra öz Türkçe akımı Türk aydınları arasında sürekli tartışılan bir konu olmuştur. Türk Dil Kurumu bu akımın öncülüğünü yapmayı 1983'e dek sürdürmüştür.
Atatürk, ölümünden kısa bir süre önce yazdığı vasiyetname ile malvarlığının bir bölümünü Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu'na bırakmıştır. Fakat Atatürk'ün vasiyetnamesi 1983'te bu kurumlar devletleştirilerek çiğnenmiştir.
Türk Dil Kurumu'nun yapısıyla ilgili ilk önemli değişiklik 1951 yılındaki olağanüstü kurultayda yapılmıştır. Atatürk'ün sağlığında Millî Eğitim Bakanı'nın kurum başkanı olmasını sağlayan tüzük maddesi 1951'de değiştirilmiştir. İkinci önemli yapı değişikliği 1982-1983 yıllarında gerçekleştirilmiştir. 1982'de kabul edilen ve şu anda da yürürlükte olan Anayasa ile Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, bir Anayasa kuruluşu olan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu çatısı altına alınarak devletleştirilmiş ve dernek tüzelkişiliklerine son verilmiştir.
Atatürk, 1 Kasım 1936'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 5. dönem 2. yasama yılının açılış konuşmasında Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'nun geleceği ile ilgili dileklerini şu sözlerle dile getirmişti:
Başlarında değerli Eğitim Bakanımız bulunan, Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumunun her gün yeni gerçek ufuklar açan, ciddî ve aralıksız çalışmalarını övgü ile anmak isterim. Bu iki ulusal kurumun, tarihimizin ve dilimizin, karanlıklar içinde unutulmuş derinliklerini, dünya kültüründe başlangıcı temsil ettiklerini, kabul edilebilir bilimsel belgelerle ortaya koydukça, yalnız Türk ulusunun değil, bütün bilim dünyasının ilgisini ve uyanmasını sağlayan, kutsal bir görev yapmakta olduklarını güvenle söyleyebilirim. (Alkışlar) Tarih Kurumunun Alacahöyük'te yaptığı kazılar sonucunda, ortaya çıkardığı beş bin beş yüz yıllık maddî Türk tarih belgeleri, dünya kültür kahraman tarihinin yeni baştan incelenmesini ve derinleştirilmesini gerektirecektir. Birçok Avrupalı bilim adamının katılması ile toplanan son Dil Kurultayının aydınlık sonuçlarını görmekle çok mutluyum. Bu ulusal kurumların az zaman içinde ulusal akademilere dönüşmesini dilerim. Bunun için, çalışkan tarih, dil ve bilim adamlarımızın, bilim dünyasınca tanınacak orijinal eserlerini görmekle mutlu olmanızı dilerim.
Amaçları
Bugünkü Türk Dil Kurumu´nun çalışma amacı Türk dilini bağımsız bir hale getirmektir. Atatürk'ün ifade etmiş olduğu; Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır sözü ve düşünce yolu Kurumun ilkesidir.
Tarihçe
Kurum "Türk Dili Tetkik Cemiyeti" adı ile 12 Temmuz 1932'de Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla, bir dernek olarak kurulmuştur.[1] Kurumun kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Samih Rıfat, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri'dir. Kurumun ilk başkanı Samih Rıfat Bey'dir. Türk Dili Tetkik Cemiyeti'nin gereği, "Türk dilinin öz güzelliğini ve varsıllığını ortaya çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek" olarak belirlenmiştir. Atatürk'ün sağlığında 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç kurultayda hem kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil siyaseti belirlenmiş, hem de bilimsel bildiriler sunulup tartışılmıştır. 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Birinci Türk Dili Kurultayı sonunda Kurumun "Lügat-Istılah, Gramer-Sentaks, Derleme, Lenguistik-Filoloji, Etimoloji, Yayın" adları ile altı kol hâlinde çalışmalarını sürdürmesi kabul edilmiştir.
Atatürk'ün kendisi de Türk dili üzerindeki yerli ve yabancı araştırmaları inceleyerek, dönemindeki bilginleri Türk dili üzerinde araştırmalar yapmaya yönlendirmiştir. Nitekim Türk dilinin en eski anıtları olan Göktürk yazılı metinlerin ilk iki cildi onun sağlığında yayımlanmış; 1940'larda yayın hayatına çıkabilen Divanü Lügati't-Türk, Kutadgu Bilig gibi yapıtlar üzerinde yine onun sağlığında çalışılmaya başlanmıştır. Daha sonra birçok cilt hâlinde ortaya çıkacak olan Tarama ve Derleme Sözlüğü'yle ilgili çalışmalar da Atatürk'ün sağlığında başlamıştır. Tarama Sözlüğü, 13. yüzyılda başlayan Batı Türkçesinin eski eserlerinin taranmasıyla; Derleme Sözlüğü, Anadolu ağızlarında kullanılan kelimelerin derlenmesiyle oluşturulmuş büyük sözlüklerdir. Çağdaş Türkçenin dilbilgisi, sözlüğü, yazımı ve terimleriyle ilgili çalışmalar da Atatürk tarafından ilgiyle izlenmiştir.
Türk Dil Kurumu'nun kuruluşuyla birlikte çağdaş Türkçede Atatürk'ün öncülüğünde özleştirme akımı başlamıştır. Atatürk'ün ölümünden sonra öz Türkçe akımı Türk aydınları arasında sürekli tartışılan bir konu olmuştur. Türk Dil Kurumu bu akımın öncülüğünü yapmayı 1983'e dek sürdürmüştür.
Atatürk, ölümünden kısa bir süre önce yazdığı vasiyetname ile malvarlığının bir bölümünü Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu'na bırakmıştır. Fakat Atatürk'ün vasiyetnamesi 1983'te bu kurumlar devletleştirilerek çiğnenmiştir.
Türk Dil Kurumu'nun yapısıyla ilgili ilk önemli değişiklik 1951 yılındaki olağanüstü kurultayda yapılmıştır. Atatürk'ün sağlığında Millî Eğitim Bakanı'nın kurum başkanı olmasını sağlayan tüzük maddesi 1951'de değiştirilmiştir. İkinci önemli yapı değişikliği 1982-1983 yıllarında gerçekleştirilmiştir. 1982'de kabul edilen ve şu anda da yürürlükte olan Anayasa ile Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, bir Anayasa kuruluşu olan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu çatısı altına alınarak devletleştirilmiş ve dernek tüzelkişiliklerine son verilmiştir.
Atatürk, 1 Kasım 1936'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 5. dönem 2. yasama yılının açılış konuşmasında Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'nun geleceği ile ilgili dileklerini şu sözlerle dile getirmişti:
Başlarında değerli Eğitim Bakanımız bulunan, Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumunun her gün yeni gerçek ufuklar açan, ciddî ve aralıksız çalışmalarını övgü ile anmak isterim. Bu iki ulusal kurumun, tarihimizin ve dilimizin, karanlıklar içinde unutulmuş derinliklerini, dünya kültüründe başlangıcı temsil ettiklerini, kabul edilebilir bilimsel belgelerle ortaya koydukça, yalnız Türk ulusunun değil, bütün bilim dünyasının ilgisini ve uyanmasını sağlayan, kutsal bir görev yapmakta olduklarını güvenle söyleyebilirim. (Alkışlar) Tarih Kurumunun Alacahöyük'te yaptığı kazılar sonucunda, ortaya çıkardığı beş bin beş yüz yıllık maddî Türk tarih belgeleri, dünya kültür kahraman tarihinin yeni baştan incelenmesini ve derinleştirilmesini gerektirecektir. Birçok Avrupalı bilim adamının katılması ile toplanan son Dil Kurultayının aydınlık sonuçlarını görmekle çok mutluyum. Bu ulusal kurumların az zaman içinde ulusal akademilere dönüşmesini dilerim. Bunun için, çalışkan tarih, dil ve bilim adamlarımızın, bilim dünyasınca tanınacak orijinal eserlerini görmekle mutlu olmanızı dilerim.
Amaçları
Bugünkü Türk Dil Kurumu´nun çalışma amacı Türk dilini bağımsız bir hale getirmektir. Atatürk'ün ifade etmiş olduğu; Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır sözü ve düşünce yolu Kurumun ilkesidir.
Atatürk sağlığında yeni partilerin kurulmasını neden teşvik etmiştir?
Atatürk sağlığında yeni partilerin kurulmasını neden teşvik etmiştir?
Mustafa Kemal Paşa’da mecliste demokrasinin yerleşebilmesi için yeni bir partinin kurulmasını gerekli görüyordu. Cumhuriyet rejiminin yerleşebilmesi için başka partilerin varlığı ve hükümetteki partinin denetlenmesi gerekiyordu.
Mustafa Kemal Paşa’da mecliste demokrasinin yerleşebilmesi için yeni bir partinin kurulmasını gerekli görüyordu. Cumhuriyet rejiminin yerleşebilmesi için başka partilerin varlığı ve hükümetteki partinin denetlenmesi gerekiyordu.
Savcı Celal Kara kimdir?
OPERASYONU YÖNETEN SAVCI
Ergenekon operasyonları ile tanınan Savcı Zekeriya Öz'ün başında buluduğu bir ekip yürütüyor. Soruşturmayı yürüten bir isim de savcı Celal Kara. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı operasyonun kendi savcılıklarınca yürütüldüğünü ifade ederek "Bir başsavcı vekilimiz de nezaret ediyor. Bu an için net bilgi veremiyoruz. Bazı gözaltılar var" dedi. Başsavcı vekilinin Zekeriya Öz olduğu öğrenildi.
Atatürk onuncu yıl nutkunda nelere vurgu yapmıştır?
Atatürk onuncu yıl nutkunda nelere vurgu yapmıştır?
Türk milletinin, zeki, azimli, çalışkan ve milli birlik ve bütünlük için can vermeye hazır kahramanlar olmasına vurgu yapılmıştır.
Türk milletinin bağımsızlık ve hürriyet sevdası, esarete olan düşmanlığı, cesareti, ileri görüşlülüğü ve devlet kurma ve yaşatma kabiliyeti de vurgulanmıştır.
Türk milletinin, zeki, azimli, çalışkan ve milli birlik ve bütünlük için can vermeye hazır kahramanlar olmasına vurgu yapılmıştır.
Türk milletinin bağımsızlık ve hürriyet sevdası, esarete olan düşmanlığı, cesareti, ileri görüşlülüğü ve devlet kurma ve yaşatma kabiliyeti de vurgulanmıştır.
Cumhuriyet döneminde sanat ve spor alanındaki gelişmeler nelerdir?
Cumhuriyet döneminde sanat ve spor alanındaki gelişmeler nelerdir kısaca açıklayınız?
Kurtuluş Savaş’ının silahlı mücadele aşamasından sonra hızla yeni kurulan devletin kurumlarında ve uygulamalarındadüzenlemelere gidildi. Amaç çok daha çağdaş ve geleceğe güvenle bakan bir yapı oluşturmaktı. Bu bağlamda kültür, sanat ve spor alanlarında da önemli çalışmalar yapıldı. İşte bu alanlarla ilgili yapılan düzenlemeler;
1924 yılında Başkent Ankara’da Müzik Öğretmen Okulu( Musiki Muallim Mektebi) ve Cumhurbaşkanlığı Flarmoni Orkestrası ( Reisicumhur Flarmonik Orkestrası) kuruldu. İstanbul’da 1930′da İstanbul Belediye Konservatuarı, 1935′te Başkentte Milli Musiki Temsil Akademisi kuruldu.
Osmanlı döneminde uzak durulan güzel sanatların resim ve heykel gibi alanlarında çalışmalar yapılmak üzere Maarif Vekaleti’ne (milli eğitim bakanlığı) bağlı Güzel Sanatlar Müdürlüğü( Sanayi-i Nefise Müdürlüğü) oluşturuldu. 1937′de Devlet Resim ve Heykel Müzesi açıldı.
1940 yılında tiyatro, opera ve bale eğitimi vermek üzere Devlet Konservatuarı açıldı.
Spor alanında yaşanan önemli gelişmeler ise; 1922 yılında İstanbul kulüpleri Ali Sami Bey(Ali Sami Yen) önderliğinde birleşerek Türkiye İdman Cemiyetleri’ni kurdu. Kurulduktan bir sene sonra hükümet tarafından onaylandı. 1936 yılına gelindiğinde cemiyet bünyesinde yapılan düzenlemelerle Türk Spor Kurumu’na dönüştürüldü. 1938 yılında meclisten geçen bir yasa ile Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü Kuruldu.
Güzel sanatlar, fikir ve kültür hayatının temelini oluşturur. Sanat ile kültür arasında sıkı bir ilişki vardır. Sanat eserleri kültürün bir parçasıdır.
Atatürk, sanatın önemini şu sözleriyle açıklamıştır:
“Bir milleti yaşatmak için birtakım temeller gerekmektedir ve bilirsiniz ki bu temellerin en önemlilerinden biri sanattır. Bir millet sanattan, sanatçıdan yoksunsa tam bir yaşam süremez. Böyle bir millet, bir ayağı topal, bir kolu çolak sakat ve illetli bir kimse gibidir. Hatta değindiğim anlamı bu söz de anlatmaya yeterli değildir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur.”
Atatürk, kültür ve sanatın gelişmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmamıştır. Güzel sanatların Türk toplumu tarafından benimsenmesi ve gelişmesi için birçok yeni kurum ve kuruluşun hizmete açılmasını sağlamıştır.
Atatürk, güzel sanatların gelişmesi için konservatuvarlar ve Güzel Sanatlar Akademisinin açılmasını sağlamıştır. Ayrıca her türlü sanat etkinliğini izleyerek ve destekleyerek gelişmesi için çaba harcamıştır.
Atatürk, Türk milletini her alanda çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarmayı amaç edinmiştir. Güzel sanatlar, bir milletin duygu, düşünce, görgü ve zevkinin bir simgesidir. Bundan dolayı güzel sanatlar, milletlerin tanınmasında önemli bir yere sahiptir. Sanat, milletleri bir araya getiren olgulardan biridir. Bir milletin güzel sanatlarda başarı göstermesi, diğer milletler tarafından tanınmasını sağlar. Bu başarı, o milletin diğer alanlardaki başarısını da önemli ölçüde etkiler. Güzel sanatlar alanında büyük eserler ortaya koyan milletler, diğer milletler karşısında saygınlık kazanır. Bundan dolayı sanat alanındaki çalışmalar, milletlerin yükselmesinde ve ilerlemesinde önemli rol oynar.
Milletlerin kültür seviyesi, oluşturduğu sanat eserleriyle ölçülür. Sanatın gelişmesi ve çeşitliliği düşünce ve ifade özgürlüğü ile yakından ilgilidir. Bir toplumun sanat zenginliği o toplumun düşünce ve ifade özgürlüğüne önem verdiğini gösterir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı toplumlarda ise sanat ve spor alanlarında gelişmelerden söz etmek mümkün değildir. Yani sanat özgür ortamda beslenir ve büyür.
Müzik Alanında Çalışmalar
Atatürk, müzikle ilgili eğitim çalışmalarına büyük önem vermiş ve bu amaçla 1 Kasım 1924’te Millî Eğitim Bakanlığına bağlı “Ankara Musiki Muallim Mektebinin” kuruluşuna yardımcı olmuştur. Bu okulda müzik öğretmeni ve sanatçılar yetiştirildi. Daha sonra 1926 yılında İstanbul’da bir konservatuvar açıldı.
Bu konservatuvar ülke genelinde halk müziği ezgilerini derlemiş, notaya almış ve bu ezgileri kitap hâlinde yayımlamıştır.
Musiki Muallim Mektebi, yapılan bir yasal düzenleme ile 1934 yılında kurulan Millî Musiki ve Temsil Akademisine bağlandı.
1934 yılında müzik çalışmalarıyla ilgili Çankaya Köşkü’nde bir toplantı düzenlendi. Atatürk, gelen heyete şu sözleriyle seslendi:
1937-1938 eğitim-öğretim yılında Musiki Muallim Mektebi, Gazi Eğitim Enstitüsünde açılan müzik bölümü ile birleşerek çalışmalarına devam etti. Bu enstitü ülkemizde müzik sahasında önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Halk müziği alanında derleme çalışmaları yapılarak 1937 yılında Folklor Arşivi kuruldu. Bu çalışmaların yanı sıra “Halkevleri”nde Türk çalgılarının öğrenilmesi için kurslar düzenlendi. Bununla birlikte Batılı anlamda ilk orkestra olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası kuruldu ve konserler verilmeye başlandı (1932).
Resim, Heykel ve Anıt Alanında Çalışmalar
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulmasıyla birlikte resim ve heykel sanatlarında da büyük atılımlar yapıldı. Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda sadece Osman Hamdi Bey’in kuruluşunu gerçekleştirdiği “Sanayiinefise Mektebi” ( Güzel Sanatlar Okulu) eğitim vermekteydi.
Cumhuriyetin kuruluşunun onuncu yılı nedeniyle ülkemizin dört bir yanına “yurt gezileri” adı altında ressamlar gönderildi. Bu ressamların yapmış oldukları tablolar Ankara’da 1933 yılında “Türk İnkılap Sergisi” adı ile sergilenmiştir. Bu serginin açılışını bizzat Atatürk yapmıştır. Sergideki resimlerde özellikle “Kurtuluş Savaşı ve Atatürk inkılapları” konu olarak seçilmiştir.
Atatürk, heykel sanatının yaygınlaşması ve halka benimsetilmesi için bu sanat dalıyla yakından ilgilendi. Bu çerçevede yaşanan zaferleri ve değerli devlet adamlarını konu alan anıt heykellerin yapılması için çalışmalar başlatıldı. Ülkemizde ilk anıt heykel İstanbul Sarayburnu Parkı’nda bulunan Atatürk Heykeli’dir (1926). Daha sonra 1928 yılında Canonica (Kanonika) tarafından yapılan İstanbul Taksim Cumhuriyet Anıtı dikilmiştir.
Yine bizzat Atatürk’ün yönlendirmesiyle Türkiye’nin ilk güzel sanatlar müzesi olan “Resim Heykel Müzesi” 1937 yılında İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda hizmete girmiştir.
Atatürk ve Spor Sevgisi
Atatürk, sanatın yanı sıra kendisinin küçük yaştan beri sevgiyle bağlı olduğu sporun da toplum tarafından sevilmesi ve geliştirilmesi için çaba harcamıştır.
Atatürk bütün spor dallarının gelişmesi için yeni önlemlerin alınmasını istedi. Bu amaçla “Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı” adıyla yeni bir teşkilatın kurulmasına önderlik etti (1922). Bu tarihten itibaren devlet, spor ve sporcuyu destekleme kararı aldı.
Atatürk, diğer alanlarda olduğu gibi küçük yaşta önemini kavradığı spor alanında da öğretmenlerin yetiştirilmesi için önemli çalışmalar yaptı. Bu amaçla Çapa Muallim Mektebinin bünyesinde beden eğitimi bölümünün açılmasını sağladı (1927). Halkevleri bünyesinde spor ve kültür şubeleri kurularak sporun tabana yayılması amaçlandı. Diğer yandan cumhuriyetle birlikte çok değerli hizmetler veren Gazi Eğitim Enstitüsüne bağlı Beden Eğitimi Bölümü kurularak spor yaygınlaştırılmış ve ülkenin ihtiyacı olan beden eğitimi öğretmenleri yetiştirilmiştir.
Atatürk, bütün spor dallarına ilgi duymasına rağmen ata sporumuz olan atlı sporları çok seviyordu. Kendisi de iyi bir at binicisi olan Atatürk, çevresindekileri de bu sporu yapmaları için teşvik etmiş, bu alandaki sporcuları destekleyerek Türk at biniciliğinin gelişmesine yardımcı olmuştur. Zaman zaman at yarışlarını izlemiştir.
Atatürk, dünyanın en eski spor yarışmalarından biri olan olimpiyatlara katılmayı teşvik etmiştir. Bu alanda düzenlenen yarışmalara ilk defa 1924 yılında ülkemiz sporcuları da katılmıştır. Paris Olimpiyatları adıyla bilinen bu yarışmalarda Türk sporcuları atletizm, bisiklet, eskrim, futbol, güreş ve halter dallarında yarışarak dünya spor ve sporcularını yakından tanıma imkânını elde etmişlerdir.
Atatürk, ülkemizde sanatı ve sanatkârı destekleyerek özgür bir ortamın oluşmasını sağlamıştır. Çünkü onun sanatsal faaliyetlerin ancak özgür ortamlarda gelişip toplumları aydınlatacağına inancı tamdı. Atatürk, bütün sanatlara büyük bir önem vermiştir. Yetenekli gençlerimizin devlet bursuyla yurt dışında sanat eğitimi görmelerini sağlamıştır. Resim ve heykel sanatını desteklemek amacıyla, ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmıştır. Türk halk ve sanat müziği ile de yakından ilgilenmiş ve sık sık konserlere gitmiştir.
Atatürk, çok yönlü bir insandı. Üstün komuta yeteneklerine sahip bir askerdi. Trablusgarp, Çanakkale, Sakarya ve Dumlupınar’da elde ettiği başarılar onun askerî başarılarının en büyük göstergesidir. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile birlikte aralıksız 15 yıl cumhurbaşkanlığı görevinde bulunmuştur. Bu görevi sırasında Balkan Antantı ve Sadabat Paktı’nın imzalanmasında önemli görevler üstlenmiştir.
Atatürk, yapmış olduğu yeniliklerle inkılapçı bir lider olduğunu ortaya koymuştur. Türk milletinin huzuru ve mutluluğu için bir dizi inkılaplar yapmıştır. Hukuk, eğitim, tarih, sanat ve ekonomi alanlarında yaptığı değişim ve yenilikler onun en önemli inkılaplarıdır. Atatürk, bütün yeteneklerini Türk ulusunu çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarmak için ustaca kullanmıştır.
Soyadı kanununun çıkarılış gerekçeleri nelerdir?
Soyadı kanununun çıkarılış gerekçeleri nelerdir?
Aynı isim ve unvanda bir çok insan var. Soyadı kanunu ile insanların birbirinden ayrılması, kurum ve kuruluşlardaki resmi prosedürün rahat işlemesi sağlanmıştır.
Aynı zamanda insanlar arasında sınıf bildiren ve ayrımcılığa yol açan ad ve unvanlar da bu şekilde kaldırılmıştır.
Osmanlı devletinde soyadı kullanılmadığı için resmi işlemlerde büyük sıkıntılar yaşanmaktaydı. Aynı ismi taşıyan insanların nüfus işlerinde tapu alım-satım ve miras konularında büyük problemler ortaya çıkmaktaydı. Bu nedenle soyadı kanunun çıkarılması batı ile yakınlaşmanın yanında zaten toplumsal bir ihtiyaç haline gelmişti.
21 Haziran 1934’te Soyadı kanunu çıkarılarak herkesin soyadı alması kararlaştırıldı. Böylece her aile bir soyadı alacak soyadları Türkçe olacak herhangi bir üstünlük ifade eden veya gülünç yada ahlaka aykırı kelimeler soyadı olarak kullanılmayacaktı.
24 Kasım 1934’te Meclis aldığı bir kararla Mustafa Kemal Paşaya “Atatürk” soyadını verdi.turkeyarena.net Yine aynı yıl çıkarılan bir yasayla “Ağa, hacı, hoca hafız, hoca efendi, bey, paşa, hanım, hanımefendi” gibi unvanlar kaldırılmış eski Osmanlı yöneticilerinin verdiği tüm nişan ve rütbelerin taşınması yasaklanmıştır.
Aynı isim ve unvanda bir çok insan var. Soyadı kanunu ile insanların birbirinden ayrılması, kurum ve kuruluşlardaki resmi prosedürün rahat işlemesi sağlanmıştır.
Aynı zamanda insanlar arasında sınıf bildiren ve ayrımcılığa yol açan ad ve unvanlar da bu şekilde kaldırılmıştır.
Osmanlı devletinde soyadı kullanılmadığı için resmi işlemlerde büyük sıkıntılar yaşanmaktaydı. Aynı ismi taşıyan insanların nüfus işlerinde tapu alım-satım ve miras konularında büyük problemler ortaya çıkmaktaydı. Bu nedenle soyadı kanunun çıkarılması batı ile yakınlaşmanın yanında zaten toplumsal bir ihtiyaç haline gelmişti.
21 Haziran 1934’te Soyadı kanunu çıkarılarak herkesin soyadı alması kararlaştırıldı. Böylece her aile bir soyadı alacak soyadları Türkçe olacak herhangi bir üstünlük ifade eden veya gülünç yada ahlaka aykırı kelimeler soyadı olarak kullanılmayacaktı.
24 Kasım 1934’te Meclis aldığı bir kararla Mustafa Kemal Paşaya “Atatürk” soyadını verdi.turkeyarena.net Yine aynı yıl çıkarılan bir yasayla “Ağa, hacı, hoca hafız, hoca efendi, bey, paşa, hanım, hanımefendi” gibi unvanlar kaldırılmış eski Osmanlı yöneticilerinin verdiği tüm nişan ve rütbelerin taşınması yasaklanmıştır.
Cumhuriyet döneminde hastalıkların nedenlerini bulmak ve tedavi yöntemlerini uygulamak amacıyla yapılan çalışmalar nelerdir?
Cumhuriyet döneminde hastalıkların nedenlerini bulmak ve tedavi yöntemlerini uygulamak amacıyla yapılan çalışmalar nelerdir?
Cumhuriyet döneminde 1933 yılında yapılan üniversite reformuyla İstanbul Üniversitesi oluşturulunca İstanbul Tıp Fakültesi yeniden kuruldu. Bunu takiben 1946 yılında Ankara Üniversitesi Tıp fakültesi, 1955 yılında İzmir Tıp Fakültesi, 1963 yılında Hacettepe, 1966 yılında Erzurum, 1967’de Cerrahpaşa Tıp fakülteleri hizmete girmiştir. 1993 yılına gelindiğinde ülkemizde 22 tane Tıp fakültesi bulunmaktaydı. 2009 yılında ise ülkemizde 69 tıp fakültesinde yaklaşık 36 bin öğrenci eğitim görmekteydi. Diğer bir deyişle heryıl 4500 tane öğrenci alınmaktadır. Bu verilere rağmen tıp eğitiminin kalitesi ve homojen hekim dağılımı ayrı bir tartışma konusudur. Avrupa ülkelerine göre kıyaslandığında, ülkemizdeki tıp sektörü, birçok ülkeden daha iyi durumdadır. YÖK'ün ve Sağlık Bakanlığı'nın hazırladığı rapora göre, Türkiye'deki tıp fakültelerinde öğrenci başına düşen öğretim görevlisi oranı Avrupa ülkelerinden daha iyi durumdadır. Dünya genelinde 1 milyon nüfusa düşen tıp fakültesi sayısı 0,30 olup, ülkemiz tıp fakülteleri sayısı bakımından dünyada 12. sırada yer almaktadır. Ancak rakamlar ne olursa olsun esas olan, sayı ve kalitenin doğru orantılı olarak artmasıdır. Geçen zamanla beraber bunun da gerçekleşeceğini ümit ediyorum.
Cumhuriyet döneminde 1933 yılında yapılan üniversite reformuyla İstanbul Üniversitesi oluşturulunca İstanbul Tıp Fakültesi yeniden kuruldu. Bunu takiben 1946 yılında Ankara Üniversitesi Tıp fakültesi, 1955 yılında İzmir Tıp Fakültesi, 1963 yılında Hacettepe, 1966 yılında Erzurum, 1967’de Cerrahpaşa Tıp fakülteleri hizmete girmiştir. 1993 yılına gelindiğinde ülkemizde 22 tane Tıp fakültesi bulunmaktaydı. 2009 yılında ise ülkemizde 69 tıp fakültesinde yaklaşık 36 bin öğrenci eğitim görmekteydi. Diğer bir deyişle heryıl 4500 tane öğrenci alınmaktadır. Bu verilere rağmen tıp eğitiminin kalitesi ve homojen hekim dağılımı ayrı bir tartışma konusudur. Avrupa ülkelerine göre kıyaslandığında, ülkemizdeki tıp sektörü, birçok ülkeden daha iyi durumdadır. YÖK'ün ve Sağlık Bakanlığı'nın hazırladığı rapora göre, Türkiye'deki tıp fakültelerinde öğrenci başına düşen öğretim görevlisi oranı Avrupa ülkelerinden daha iyi durumdadır. Dünya genelinde 1 milyon nüfusa düşen tıp fakültesi sayısı 0,30 olup, ülkemiz tıp fakülteleri sayısı bakımından dünyada 12. sırada yer almaktadır. Ancak rakamlar ne olursa olsun esas olan, sayı ve kalitenin doğru orantılı olarak artmasıdır. Geçen zamanla beraber bunun da gerçekleşeceğini ümit ediyorum.
16 Aralık 2013 Pazartesi
Atatürk onuncu yıl nutkunda Türk milletinin hangi özelliklerine vurgu yapmıştır?
Atatürk onuncu yıl nutkunda Türk milletinin hangi özelliklerine vurgu yapmıştır?
Türk milletinin, zeki, azimli, çalışkan ve milli birlik ve bütünlük için can vermeye hazır kahramanlar olmasına vurgu yapılmıştır.
Türk milletinin bağımsızlık ve hürriyet sevdası, esarete olan düşmanlığı, cesareti, ileri görüşlülüğü ve devlet kurma ve yaşatma kabiliyeti de vurgulanmıştır.
Türk milletinin, zeki, azimli, çalışkan ve milli birlik ve bütünlük için can vermeye hazır kahramanlar olmasına vurgu yapılmıştır.
Türk milletinin bağımsızlık ve hürriyet sevdası, esarete olan düşmanlığı, cesareti, ileri görüşlülüğü ve devlet kurma ve yaşatma kabiliyeti de vurgulanmıştır.
Bir toplumun sağlıklı olabilmesi için sporun gerekliliği nedir?
Bir toplumun sağlıklı olabilmesi için sporun gerekliliğini araştırınız.
Hareketsizlik ve pasif yaşam tarzı, vücut kas kitlesinde azalmaya, metabolizma hızında yavaşlamaya yol açar. Bu iki durumun sonucunda da dahili rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Vücut yağ oranında da yükselmeler meydana gelebilir. Bu durumu engellemenin bir yolu hareketli yaşamdır, spor yapmaktır. Bunun için yapmanız gereken şey ise gün içerisinde az da olsa kendinize zaman ayırıp düzenli ve bilinçli bir egzersiz programını takip etmek olacaktır.
Spor yapmayan sağlıksız insanların sağlıklı bir toplum yapısı oluşturmaları hayal ötesi hayaldir. Kendi derdine düşmüş sağlıksız bir insandan da başkalarına çok fayda gelmeyecektir. O halde bol bol spor yapmak ve sağlıklı bir yaşamın temellerini atmak şarttır.
Hareketsizlik ve pasif yaşam tarzı, vücut kas kitlesinde azalmaya, metabolizma hızında yavaşlamaya yol açar. Bu iki durumun sonucunda da dahili rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Vücut yağ oranında da yükselmeler meydana gelebilir. Bu durumu engellemenin bir yolu hareketli yaşamdır, spor yapmaktır. Bunun için yapmanız gereken şey ise gün içerisinde az da olsa kendinize zaman ayırıp düzenli ve bilinçli bir egzersiz programını takip etmek olacaktır.
Spor yapmayan sağlıksız insanların sağlıklı bir toplum yapısı oluşturmaları hayal ötesi hayaldir. Kendi derdine düşmüş sağlıksız bir insandan da başkalarına çok fayda gelmeyecektir. O halde bol bol spor yapmak ve sağlıklı bir yaşamın temellerini atmak şarttır.
Bir devletin tarımsal alanda kendi kendine yeterli hale gelmesinin yararları neler olabilir?
Bir devletin tarımsal alanda kendi kendine yeterli hale gelmesinin yararları neler olabilir?
İnsanın temel ihtiyaçlarının başında yeme-içme ihtiyacı gelmektedir. Bir çok şey vazgeçilebilirdir fakat, yeme-içme ihtiyacı vazgeçilemezdir.
Tarım deyince akla insanın en temel/asli ihtiyaçlarının karşılanması gelir. Aynı zamanda tarım, sanayinin de en büyük ham madde karşılayıcısıdır. Tarım olmazsa, sanayi de olmaz denilebilir.
İnsanın temel ihtiyaçlarının başında yeme-içme ihtiyacı gelmektedir. Bir çok şey vazgeçilebilirdir fakat, yeme-içme ihtiyacı vazgeçilemezdir.
Tarım deyince akla insanın en temel/asli ihtiyaçlarının karşılanması gelir. Aynı zamanda tarım, sanayinin de en büyük ham madde karşılayıcısıdır. Tarım olmazsa, sanayi de olmaz denilebilir.
Bir toplumun sağlıklı nesiller yetiştirmesinin o toplumun geleceğine etkileri neler olabilir?
Bir toplumun sağlıklı nesiller yetiştirmesinin o toplumun geleceğine etkileri neler olabilir?
Bir toplumda nüfus çok önemlidir. Ancak niteliksiz ve sağlıksız bir nüfus sadece yüktür, çünkü tüketicidir. Sağlıklı ve nitelikli bir nüfus ise her zaman için kalkınmayı hızlandırıcı, üretici bir lokomotif vazifesi görmektedir. Nitelikli ve kaliteli nüfus yetiştirmenin de en önemli yolu şüphesiz ki iyi bir eğitim sistemidir.
Bir toplumda nüfus çok önemlidir. Ancak niteliksiz ve sağlıksız bir nüfus sadece yüktür, çünkü tüketicidir. Sağlıklı ve nitelikli bir nüfus ise her zaman için kalkınmayı hızlandırıcı, üretici bir lokomotif vazifesi görmektedir. Nitelikli ve kaliteli nüfus yetiştirmenin de en önemli yolu şüphesiz ki iyi bir eğitim sistemidir.
Türk kadınının Türkiye Cumhuriyetinin kalkınmasına katkıları nelerdir?
Türk kadınının Türkiye Cumhuriyetinin kalkınmasına katkıları nelerdir?
Türk kadını, toplumun yarısını teşkil eden önemli bir unsurdur. Toplumun yarısı çalışmadan toplum kalkınamaz. Türkiye Cumhuriyeti'nin bugüne gelmesinde Türk kadınının çok büyük katkıları olmuştur.
Türk kadınının ilkleri
Yayınlandığı ilk günden bu yana büyük ilgi gören kadın dergisi Biba ekim sayısında yine birbirinden çarpıcı konularla dolu. Biba son sayısında Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihe adını yazdırmış kadınlarını inceledi. İlk kadın muhtardan belediye başkanına ilk tiyatro sanatçısından ilk güzellik kraliçesine kadar Türk kadınının tüm ‘‘ilk’’lerini inceleyen Biba'da Mustafa Sandal'la yapılmış sıradışı bir röportaj da var. Cumhuriyet tarihindeki ilk kadınlar şunlar:
İlk Adalet Müfettişi ve Adalet Başmüfettişi Nazmiye KILIÇ
İlk alfabenin yazarı: Melahat Uğurkan
İlk avukat: Süreyya Ağaoğlu
İlk bakan: Prof. Dr. Türkan Akyol
İlk başbakan: Prof. Dr. Tansu Çiller
İlk belediye başkanı: Müfide İlhan
İlk büyükelçi: Filiz Dinçmen
İlk Danıştay Başkanı: Füruzan İkincioğulları
İlk Danıştay üyesi: Şükran Esmerer . İlk Adalet Müfettişi ve Adalet Başmüfettişi Nazmiye Kılıç
İlk diş hekimi: Ferdane Bozdoğan Erberk
ilk doktor: Safiye Ali
İlk dünya güzeli: Keriman Halis
İlk eczacı: Rukiye Kanat Arran
İlk emniyet müdürü: Feriha Sanerk
İlk hakim: Suat Berk
İlk hazine genel müdürü: Aysel Gönül Öymen
İlk hemşire: Esma Deniz
İlk hesap uzmanı: Müşerref Çallılar ve Güzide Amark
İlk heykeltıraş: Sabiha Bengütaş
İlk hukukçu: Beraat Zeki Üngör
İlk jet pilotu: Leman Altınçekiç
İlk karakol amiri: Nevlan Kulak
İlk kaymakam: Özlem Bozkurt
İlk kimyacı: Remziye Hisar
ilk makinist: Seher Aytaç
İlk milli eğitim müdürü: Güler Karakülah
İlk milli maç hakemi: Lale Orta
İlk muhtar: Gül Esin
İlk müzeci: Seniha Sami
İlk opera sanatçısı: Semiha Berksoy
İlk orman mühendisi: Binnaz Zehra Sert
İlk otomobil yarışçısı: Samiye Morkaya
İlk petrol mühendisi: Halide Ural Türktan
İlk pilot: Sabiha Gökçen
ilk polis memuru: Betül Diker
İlk profesör: Dr. Fazıla Şevket Giz
İlk radyo spikeri: Emel Gazimihal
İlk savcı: Tüzünkan Koçhisaroğlu
İlk sayıştay üyesi: Fehrunisa Etmen
İlk senatör ve elçi: Adile Ayda
İlk sendika başkanı: Dervişe Koç
ilk subay: Ülkü Sema Toksöz
İlk TBMM başvekili: Neriman Neftçi
İlk Türkiye güzeli: Feriha Tevfik
İlk TV spikeri: Nuran Devres
İlk vali: Lale Aytaman
İlk veteriner: Sabire Aydemir
İlk yargıtay üyesi: Melahat Ruacan
İlk yüksek mahkemesi başkanı: Firdevs Menteşe
ilk yüksek mimar: Münevver Gözeler
İlk yüksek mühendis: Sabiha Ecebilge
Cumhuriyet tarihinin ilk güzellik kraliçesi 1929 yılında yapıldı ve Feriha Tevfik kraliçe seçildi. İlk kadın vali Lale Aytaman.
İlk kadın bakan Türkan Akyol. Cumhuriyet tarihinde ilk kez sahneye çıkan kadın sanatçı Bedia Muvahhit Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen aynı zamanda cumhuriyetin ilk kadın pilotu unvanını taşıyor.
Türk kadını, toplumun yarısını teşkil eden önemli bir unsurdur. Toplumun yarısı çalışmadan toplum kalkınamaz. Türkiye Cumhuriyeti'nin bugüne gelmesinde Türk kadınının çok büyük katkıları olmuştur.
Türk kadınının ilkleri
Yayınlandığı ilk günden bu yana büyük ilgi gören kadın dergisi Biba ekim sayısında yine birbirinden çarpıcı konularla dolu. Biba son sayısında Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihe adını yazdırmış kadınlarını inceledi. İlk kadın muhtardan belediye başkanına ilk tiyatro sanatçısından ilk güzellik kraliçesine kadar Türk kadınının tüm ‘‘ilk’’lerini inceleyen Biba'da Mustafa Sandal'la yapılmış sıradışı bir röportaj da var. Cumhuriyet tarihindeki ilk kadınlar şunlar:
İlk Adalet Müfettişi ve Adalet Başmüfettişi Nazmiye KILIÇ
İlk alfabenin yazarı: Melahat Uğurkan
İlk avukat: Süreyya Ağaoğlu
İlk bakan: Prof. Dr. Türkan Akyol
İlk başbakan: Prof. Dr. Tansu Çiller
İlk belediye başkanı: Müfide İlhan
İlk büyükelçi: Filiz Dinçmen
İlk Danıştay Başkanı: Füruzan İkincioğulları
İlk Danıştay üyesi: Şükran Esmerer . İlk Adalet Müfettişi ve Adalet Başmüfettişi Nazmiye Kılıç
İlk diş hekimi: Ferdane Bozdoğan Erberk
ilk doktor: Safiye Ali
İlk dünya güzeli: Keriman Halis
İlk eczacı: Rukiye Kanat Arran
İlk emniyet müdürü: Feriha Sanerk
İlk hakim: Suat Berk
İlk hazine genel müdürü: Aysel Gönül Öymen
İlk hemşire: Esma Deniz
İlk hesap uzmanı: Müşerref Çallılar ve Güzide Amark
İlk heykeltıraş: Sabiha Bengütaş
İlk hukukçu: Beraat Zeki Üngör
İlk jet pilotu: Leman Altınçekiç
İlk karakol amiri: Nevlan Kulak
İlk kaymakam: Özlem Bozkurt
İlk kimyacı: Remziye Hisar
ilk makinist: Seher Aytaç
İlk milli eğitim müdürü: Güler Karakülah
İlk milli maç hakemi: Lale Orta
İlk muhtar: Gül Esin
İlk müzeci: Seniha Sami
İlk opera sanatçısı: Semiha Berksoy
İlk orman mühendisi: Binnaz Zehra Sert
İlk otomobil yarışçısı: Samiye Morkaya
İlk petrol mühendisi: Halide Ural Türktan
İlk pilot: Sabiha Gökçen
ilk polis memuru: Betül Diker
İlk profesör: Dr. Fazıla Şevket Giz
İlk radyo spikeri: Emel Gazimihal
İlk savcı: Tüzünkan Koçhisaroğlu
İlk sayıştay üyesi: Fehrunisa Etmen
İlk senatör ve elçi: Adile Ayda
İlk sendika başkanı: Dervişe Koç
ilk subay: Ülkü Sema Toksöz
İlk TBMM başvekili: Neriman Neftçi
İlk Türkiye güzeli: Feriha Tevfik
İlk TV spikeri: Nuran Devres
İlk vali: Lale Aytaman
İlk veteriner: Sabire Aydemir
İlk yargıtay üyesi: Melahat Ruacan
İlk yüksek mahkemesi başkanı: Firdevs Menteşe
ilk yüksek mimar: Münevver Gözeler
İlk yüksek mühendis: Sabiha Ecebilge
Cumhuriyet tarihinin ilk güzellik kraliçesi 1929 yılında yapıldı ve Feriha Tevfik kraliçe seçildi. İlk kadın vali Lale Aytaman.
İlk kadın bakan Türkan Akyol. Cumhuriyet tarihinde ilk kez sahneye çıkan kadın sanatçı Bedia Muvahhit Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen aynı zamanda cumhuriyetin ilk kadın pilotu unvanını taşıyor.
Soyadı olmasaydı ne gibi sorunlarla karşılaşırdık?
Soyadı olmasaydı ne gibi sorunlarla karşılaşırdık?
Aynı isim ve unvanda bir çok insan var. Soyadı kanunu ile insanların birbirinden ayrılması, kurum ve kuruluşlardaki resmi prosedürün rahat işlemesi sağlanmıştır.
Aynı zamanda insanlar arasında sınıf bildiren ve ayrımcılığa yol açan ad ve unvanlar da bu şekilde kaldırılmıştır.
Aynı isim ve unvanda bir çok insan var. Soyadı kanunu ile insanların birbirinden ayrılması, kurum ve kuruluşlardaki resmi prosedürün rahat işlemesi sağlanmıştır.
Aynı zamanda insanlar arasında sınıf bildiren ve ayrımcılığa yol açan ad ve unvanlar da bu şekilde kaldırılmıştır.
Üniversitelerin bir ülkenin kalkınmasındaki rolü nedir?
Üniversitelerin bir ülkenin kalkınmasındaki rolü nedir?
Bir toplumda nüfus çok önemlidir. Ancak niteliksiz ve sağlıksız bir nüfus sadece yüktür, çünkü tüketicidir. Sağlıklı ve nitelikli bir nüfus ise her zaman için kalkınmayı hızlandırıcı, üretici bir lokomotif vazifesi görmektedir. Nitelikli ve kaliteli nüfus yetiştirmenin de en önemli yolu şüphesiz ki iyi bir eğitim sistemidir.
Üniversiteler üst düzey eğitim veren kurumlardır. Bir milletin kalkınmasının en temel yolunun eğitim olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. O halde üniversiteler yoluyla kalkınmaya yol açacak atılımların yapılması gerekir. Eğitim olmadan ara sınıf elemanları yetişmez, nitelikli bir kalkınma gerçekleşmez.
Bir toplumda nüfus çok önemlidir. Ancak niteliksiz ve sağlıksız bir nüfus sadece yüktür, çünkü tüketicidir. Sağlıklı ve nitelikli bir nüfus ise her zaman için kalkınmayı hızlandırıcı, üretici bir lokomotif vazifesi görmektedir. Nitelikli ve kaliteli nüfus yetiştirmenin de en önemli yolu şüphesiz ki iyi bir eğitim sistemidir.
Üniversiteler üst düzey eğitim veren kurumlardır. Bir milletin kalkınmasının en temel yolunun eğitim olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. O halde üniversiteler yoluyla kalkınmaya yol açacak atılımların yapılması gerekir. Eğitim olmadan ara sınıf elemanları yetişmez, nitelikli bir kalkınma gerçekleşmez.
Atatürk döneminde dil ve tarih alanında hangi çalışmalar yapılmıştır?
Atatürk döneminde dil ve tarih alanında hangi çalışmalar yapılmıştır?
Atatürk'ün sosyal bilimler alanında çalışma yapmak üzere açtığı kurumlar nelerdir?
Atatürk, Sosyal Bilimlere çok önem vermiştir. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni çağın uygarlık seviyesine ulaştırmak için çalışmalar yapmıştır. Eğitime, bilime, teknolojiye, sanata, araştırmaya, öğrenmeye önem vermiştir.
Atatürk'ün sosyal bilimler alanında çalışma yapmak üzere açtığı kurumlar nelerdir?
Atatürk ve Sosyal Bilimler
Atatürk, ülkemizi çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmanın çağdaş eğitim görmüş insanların önderliğinde olacağına inanıyordu. Yeni Türk Devleti’nin yetersiz kaynaklarına rağmen bütçeden ödenek ayrılarak 1925 -1947 yılları arasında Avrupa’ya 40 öğrenci gönderilmiştir. Yurt dışına gidecek öğrencilere gönderdiği telgrafta “Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum, volkan olup dönmelisiniz” sözleri Atatürk’ün bu konudaki beklentisini gösterir. Gerçekten de sosyal bilimlerin çeşitli dallarında eğitim almak üzere yurt dışına gönderilen Burhan Toprak, Jale inan, Afet inan gibi gençler ülkemize döndüklerinde önemli eserlere imza atmışlardır.
Atatürk, ülkemizi çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmanın çağdaş eğitim görmüş insanların önderliğinde olacağına inanıyordu. Yeni Türk Devleti’nin yetersiz kaynaklarına rağmen bütçeden ödenek ayrılarak 1925 -1947 yılları arasında Avrupa’ya 40 öğrenci gönderilmiştir. Yurt dışına gidecek öğrencilere gönderdiği telgrafta “Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum, volkan olup dönmelisiniz” sözleri Atatürk’ün bu konudaki beklentisini gösterir. Gerçekten de sosyal bilimlerin çeşitli dallarında eğitim almak üzere yurt dışına gönderilen Burhan Toprak, Jale inan, Afet inan gibi gençler ülkemize döndüklerinde önemli eserlere imza atmışlardır.
Arkadaşlar Atatürk döneminde yurt dışına gönderilen öğrencilerden Burhan Toprak istanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde, Türk Süsleme Sanatları Bölümü’nün açılmasına öncülük etmiş. Jale inan arkeolojik kazılar yaparak Anadolu’nun çok eski dönemlerinin aydınlatılmasına katkıda bulunmuş. Afet inan ise Türk Tarih Kurumu’nun kuruluşunda yer almış, Atatürk ve Türk tarihiyle ilgili birçok esere imza atmış.
Atatürk’ün sosyal bilimlerin gelişmesi için yaptığı çalışmalardan bazıları şunlardır:
Türk Tarih Kurumu’nun Kurulması
Atatürk, zengin ve köklü bir kültüre sahip olan Türk milletinin tarihinin bütün yönleriyle araştırılmasına önem vermiştir. “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” diyen Atatürk, bu doğrultuda Türk Tarih Kurumu’nun açılmasına öncülük etmiştir. Yine “Türk çocuğu ecdadını (atalarını) tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” diyerek tarih eğitiminin önemini vurgulamıştır. 15 Nisan 1931′de Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti adı altında kurulan kurumun adı 3 Ekim 1935′te Türk Tarih Kurumu’na çevrilmiştir.
Atatürk, zengin ve köklü bir kültüre sahip olan Türk milletinin tarihinin bütün yönleriyle araştırılmasına önem vermiştir. “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” diyen Atatürk, bu doğrultuda Türk Tarih Kurumu’nun açılmasına öncülük etmiştir. Yine “Türk çocuğu ecdadını (atalarını) tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” diyerek tarih eğitiminin önemini vurgulamıştır. 15 Nisan 1931′de Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti adı altında kurulan kurumun adı 3 Ekim 1935′te Türk Tarih Kurumu’na çevrilmiştir.
Türk tarihi ile Türkiye tarihini ve bunlarla ilgili konuları incelemek ve elde edilen sonuçları her türlü yollarla yaymayı amaçlayan Türk Tarih Kurumu, Türklerin Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden önceki tarihi dönemin aydınlatılmasına da önemli katkılarda bulunmuştur. Belleten (1937), Belgeler (1964) ve Höyük (1991) kurumun düzenli aralıklarla çıkardığı yayınlardandır.
Türk Dil Kurumu’nun Kurulması
Atatürk, milli benliğin ve kültürel değerlerin ancak milli bir dil ile korunabileceğini biliyordu. “Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlakının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının kısaca bugün milliyetini oluşturan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.” sözleriyle bu gerçeği belirtmiştir.
Atatürk, milli benliğin ve kültürel değerlerin ancak milli bir dil ile korunabileceğini biliyordu. “Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlakının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının kısaca bugün milliyetini oluşturan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.” sözleriyle bu gerçeği belirtmiştir.
1928 yılında kabul edilen yeni Türk harfleri, sayesinde oluma yazma bilenlerin sayısı hızla artmış bunun sonucunda Türk dilindeki gelişmeler de hızlanmıştır. 1932 yılında Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini ortaya çıkarmak, dünya dilleri arasında saygın bir konuma ulaştırmak amacıyla Türk Dil Kurumu açılmıştır. Türk Dil Kurumu, bu doğrultuda yüzlerce eser meydana getirmiştir.
Sosyal Bilimler Alanında Diğer Çalışmalar
Sosyal bilimler alanında dünyaca tanınmış bilim insanları ülkemize davet edilmiştir. Birçok konferanslar düzenlenmiştir. Türk öğrenciler yurt dışına gönderilmiştir.
Sosyal bilimler alanında dünyaca tanınmış bilim insanları ülkemize davet edilmiştir. Birçok konferanslar düzenlenmiştir. Türk öğrenciler yurt dışına gönderilmiştir.
Türkiye’de sosyal bilimlerin gelişmesini sağlamak ve bu alanda nitelikli eleman yetiştirmek amacıyla Ankara’da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi açılmıştır.
Anadolu’nun eski dönemlerinin aydınlatılması için arkeolojik kazılar desteklenmiştir. Bu kazılardan çıkan eserler Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.
1924 yılında Topkapı Sarayı, müze olarak hizmete açılmıştır. 1928 yılında Etnografya Müzesi tamamlanarak hizmete girmiştir. 1934 yılında Ayasofya müze haline getirilmiştir. Bu arada Konya, Bursa, Manisa, İzmir, Kayseri, Afyon, Antalya, Edirne, Adana illerimizde müzeler açılmış, eski müzeler onarılmıştır. Bu yolla Anadolu’nun ve Türk milletinin zengin tarih ve kültür mirasının insanlığa tanıtılması amaçlanmıştır.
1932 yılında inkılapların halka mal edilmesi ve halkın eğitilmesi amacıyla halkevleri kurulmuştur. Kısa zamanda yurdun her tarafına yayılan halkevleri, dilin Türkçeleştirilmesi, tarih bilincinin yerleştirilmesi, halka okuma yazma öğretilmesi, milli ve manevi değerlerin topluma kazandırılması konularında etkili çalışmalar yapmıştır.
Atatürkün sosyal bilimler alanında yaptığı çalışmalar nelerdir
Atatürk’ün sosyal bilimler alanında yaptığı yeniliklerden en önemlileri Dil Tarih Coğrafya Fakültesinin, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumunun açılmasıdır.
Atatürk, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde arkeolojik kazıların yapılmasını sağlamış, bu kazıları yakından takip etmiştir.
Atatürk’ün sosyal bilimler alanında yaptığı yeniliklerden en önemlileri Dil Tarih Coğrafya Fakültesinin, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumunun açılmasıdır.
Atatürk, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde arkeolojik kazıların yapılmasını sağlamış, bu kazıları yakından takip etmiştir.
Atatürk’ün diğer bir uygulaması, yabancı sosyal bilimcileri ülkemize davet etmesidir. Böylelikle, sosyal bilimler alanındaki son gelişmelerden haberdar olma ve bu gelişmeleri yakından takip etme imkânı doğmuştur. Ayrıca yurt dışına öğrenciler gönderilmiş ve bu öğrencilerden bir kısmı sosyal bilimler alanında eğitim almıştır.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ DİL ve TARİH – COĞRAFYA FAKÜLTESİ (14 Haziran 1935)
Ankara Üniversitesi’nin fakülte olarak kurulan ilk yüksek öğrenim kurumu olan Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi Atatürk’ün adını koyduğu ve anlamlı bir görev yüklediği bilim merkezidir.
Ankara Üniversitesi’nin fakülte olarak kurulan ilk yüksek öğrenim kurumu olan Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi Atatürk’ün adını koyduğu ve anlamlı bir görev yüklediği bilim merkezidir.
Atatürk, fakültenin kurulmasını önerirken dilde, tarihte, coğrafi özelliklerin araştırılmasında bilimsel yöntemler izlenerek ulusal bilince sahip, özgür düşünen, araştıran, sorgulayan, bilim insanlarının yetiştirilmesini istemiştir.
Fakültenin kuruluş yasası TBMM tarafından 14 Haziran 1935’te kabul edilmiştir. 1936 yılında 195 öğrenci ile öğretime başlayan fakülte 13 Haziran 1946’ya kadar Milli Eğitim Bakanlığına çalışmalar yapmış, daha sonra Ankara Üniversitesi bünyesine alınmıştır.
Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi Türk ve Anadolu tarihinin incelenmesinde kaynaklık edecek olan Sümerce ve Hititçeden, Latince ve Yunancaya Antik Batı ve Doğu dilleri yanında modern diller ile coğrafya, felsefe, psikoloji, sosyoloji ve antropoloji alanlarında eğitim veren bir bilim kurumudur.
Bu eğitim kurumunda birçok ünlü sosyal bilimci yetişmiş. Halil İnalcık ve Bahaeddin Ögel gibi ünlü sosyal bilimciler, bu fakültede eğitim almıştır.
TÜRK TARİH KURUMU (12 Nisan 1931)
Türkiye Cumhuriyetinin önceki tüm Türk devletleri ile bağı olduğunu ve dünya uygarlığının buluşma ve gelişmesinde Türk uygarlığının payı olduğunu düşünen Atatürk, tarih anlayışını geliştirmek ve bu amaçla araştırmalar yapmak için 12 Nisan 1931’de Türk Tarih Kurumunu kurmuştur.
Türkiye Cumhuriyetinin önceki tüm Türk devletleri ile bağı olduğunu ve dünya uygarlığının buluşma ve gelişmesinde Türk uygarlığının payı olduğunu düşünen Atatürk, tarih anlayışını geliştirmek ve bu amaçla araştırmalar yapmak için 12 Nisan 1931’de Türk Tarih Kurumunu kurmuştur.
Kurumun amacı Türk tarihini araştırarak elde edilen sonuçları yayımlamaktır. Bu amaçlar doğrultusunda;
- Bilimsel tartışma toplantıları düzenler,
- Türk Tarihi kaynaklarını inceler
- Türk Tarihini ve Anadolu’daki eski yerleşim hakkında belge ve bilgiler toplayabilmek amacı ile gerekli gördüğü yerlerde gezi, araştırma ve teknolojik kazılar organize eder.
- Türk Tarihi kaynaklarını inceler
- Türk Tarihini ve Anadolu’daki eski yerleşim hakkında belge ve bilgiler toplayabilmek amacı ile gerekli gördüğü yerlerde gezi, araştırma ve teknolojik kazılar organize eder.
YENİ TÜRK HARFLERİ (1 Kasım 1928)
Arap alfabesi ses uyumu bakımından Türkçeye uygun olmadığından okuma ve yazma güçlüğü ortaya çıkarıyordu. Bu nedenle ülkemiz¬de okuma ve yazma bilenlerin sayısı da oldukça azdı.
Arap alfabesi ses uyumu bakımından Türkçeye uygun olmadığından okuma ve yazma güçlüğü ortaya çıkarıyordu. Bu nedenle ülkemiz¬de okuma ve yazma bilenlerin sayısı da oldukça azdı.
Latin alfabesinden yararlanılarak, Türk di¬linin yapısına uygun Türk alfabesi hazırlandı. Ye¬ni Türk harfleri, TBMM tarafından 1 Kasım 1928 tarihinde kabul edildi.
TÜRK DİL KURUMU (12 Temmuz 1932)
Cumhuriyet öncesi dönemde Osmanlı aydınları Arapça, Farsça ve Türkçe karışımı bir dil olan Osmanlıcayı kullanıyordu. Halk ise Türkçe konuşuyordu. Aydınlar ve halk arasında dil farklılığının olması kültürel bir ikiliğin yaşanmasına da neden olmuştu.
Cumhuriyetten sonra aydınların ve halkın yaşadığı bu ikiliği ortadan kaldırmak için çalışmalar başlamıştı.
Cumhuriyet öncesi dönemde Osmanlı aydınları Arapça, Farsça ve Türkçe karışımı bir dil olan Osmanlıcayı kullanıyordu. Halk ise Türkçe konuşuyordu. Aydınlar ve halk arasında dil farklılığının olması kültürel bir ikiliğin yaşanmasına da neden olmuştu.
Cumhuriyetten sonra aydınların ve halkın yaşadığı bu ikiliği ortadan kaldırmak için çalışmalar başlamıştı.
Türk dilini yabancı sözcüklerden arındırmak Türkçenin öze dönmesini sağlamak ve Türkçeyi dünyanın en zengin dili haline getirmek amacıyla Atatürk, 12 Temmuz 1932’de Türk Dil Kurumunu açarak Türk dilinin gerçek bir bilim edebiyat ve sanat diline dönüşmesi çalışmalarını hızlandırmıştır.
HALKEVLERİ (1932)
Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan in¬kılapların halka mal edilmesi ve halkın eğitilmesi için herkesin rahatlıkla çalışmalarına katılabilece¬ği yaygın bir teşkilata ihtiyaç vardı.
Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan in¬kılapların halka mal edilmesi ve halkın eğitilmesi için herkesin rahatlıkla çalışmalarına katılabilece¬ği yaygın bir teşkilata ihtiyaç vardı.
Atatürk’ün önderliğinde tarihinde resmen açılan halkevlerinin amaçları; halk arasında kültür ve düşünce birliğini gerçek¬leştirmek, Atatürk inkılaplarının benimsenmesini sağlamak, cumhuriyetin kültür atılımını yapmak, Türk milletini yeni amaçlar etrafında toplamak, kır -kent ile köylü – aydın ikiliğini ortadan kaldırmaktır,
Halkevleri kısa zamanda Türkiye’nin dört bir yanına yayıldı. 1931 ile 1952 yılları arasında 478 halkevi, 4322 halk odası açıldı.
Halkevleri kısa zamanda Türkiye’nin dört bir yanına yayıldı. 1931 ile 1952 yılları arasında 478 halkevi, 4322 halk odası açıldı.
Halkevleri Atatürk inkılaplarının benimsenmesinde özellikle;
• Dilin Türkçeleşmesi,
• Tarih bilincinin yerleştirilmesi,
• Geniş halk topluluklarına okuma ve yaz¬ma öğretilmesi,
• Millî ve manevi değerlerin topluma kazan¬dırılması konularında etkili oldu.
ATATÜRK VE SOSYAL BİLİMLER• Tarih bilincinin yerleştirilmesi,
• Geniş halk topluluklarına okuma ve yaz¬ma öğretilmesi,
• Millî ve manevi değerlerin topluma kazan¬dırılması konularında etkili oldu.
Atatürk, Sosyal Bilimlere çok önem vermiştir. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni çağın uygarlık seviyesine ulaştırmak için çalışmalar yapmıştır. Eğitime, bilime, teknolojiye, sanata, araştırmaya, öğrenmeye önem vermiştir.
Atatürk döneminde; Türkiye’den, Avrupa ülkelerine, farklı alanlarda öğrenim görmesi için öğrenciler gönderildi. Bunlar arasında Afet İNAN, Jale İNAN, Burhan TOPRAK gibi kişiler vardı. Avrupa da, kendi alanlarında öğrenim görerek, Türkiye’ye geldiler. Türkiye’de bu kişilerin önderliğinde çalışmalar yapılmıştır.
Atatürk döneminde, Sosyal Bilimler alanında yapılan çalışmalar arasında Tük Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin kurulmasının önemli büyüktür.
1931 yılında kurulan Türk Tarih Kurumu(TTK)’nun en önemli amacı; Türk Tarihini araştırmak, bilimsel araştırmalar yapmaktır. Türk Tarih Kurumu, yaptığı çalışmaları Belleten dergisinde yayınlamaktadır.
1932 yılında kurulan Türk Dil Kurumu(TDK)’nın en önemli amacı; Türk Dilini incelemek, yabancı kelimelerden arındırmak ve Türk Dilini geliştirmektir.
Atatürkün sosyal bilimler alanında yaptığı çalışmalar, Atatürkün sosyal bilimlere verdiği önem, Atatürkün sosyal bilimlere katkıları, Atatürkün sosyal bilimler hakkında yaptığı çalışmalar, Atatürkün sosyal bilimler için açtığı kurumlar, Atatürkün sosyal bilimlere katkısı, Atatürk’ün ülkemizde sosyal bilimler gelişmesine yönelik olarak yaptığı çalışmalar,
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)